4034 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4034
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 273
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 139
- Türkler 137
- Anadolu 132
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 100
MİRZA ŞEMS-İ BUHARA-YÎ, Tarih-i Buhara, Hokand ve Kaşgar (Der şerh-i hükümrâni-i Emir Mir Haydar der Buhara, Muhammed Ali Han der Hokand ve Cihangir Hoca der Kaşgar), mukaddeme, tashih ve tahkik Muhammed Ekber Âşık, Defter-i Neşr-i Miras-ı Mektub, Âyine-i Miras, Tahran 1377 h.ş. (1998), 340 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 1047-1050
Özet
Eserde kendisini Mirza Şems (s.89, 95, 103, 108), Mirza Şems-i Buharayi (s.114, 120) ve Mirza Şems müverrih-i Buharayi (s.110) olarak adlandıran yazar hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. C. A Storey'in, müellifin dostu ve eserin ilk naşiri V. V. Grigoriev'den naklen kaydettiğine göre (Persian Literature, I/1, 385-386) Şems, 1804(?) yılında doğmuş olup, babası Mirza Yusuf, Mir Haydar'ın Divân katiplerinden, dedesi Mir Yakub da Danyal Atalık'ın Defterdârı idi. Kızkardeşi ise Mir Haydar'ın küçük kardeşi Mir Hüseyin ile evli idi. Dolayısı ile saray çevresine mensup olup, devrin olaylarına yakından tanık olmuştu.
Topçular Kâtibi Abdülkadir (Kadrî) Efendi Tarihi (Metin ve Tahlîl), Yayına Hazırlayan Doç. Dr. Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, III. Dizi - Sayı 21, 2 cilt, Ankara 2003, LXVII+1178+Dizin+Ekler [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 1051-1052
Özet
Osmanlı Tarihi'ne ait olup da kütüphane raflarında beklemekte olan yazma tarihi eserleri günışığına çıkarmak hiç şüphesiz büyük bir hizmettir. Doç. Dr. Ziya Yılmazer'in bundan önce yayına hazırladığı İsa-zade Tarihi (İstanbul 1996) ve Vak'a-nüvis Es'ad Efendi Tarihi (İstanbul 2000) adlı çalışmalarıyla büyük bir hizmette bulunmuştu. Mevcut çalışmalarına bir yenisini daha katan Dr. Yılmazer bu defa, Osmanlı Tarihinin adeta belkemiğini teşkil eden hacimli bir eseri tarihçilerin yararına sunmaktadır.
Hanghaus 1 in Ephesos. Funde und Ausstattung, Forschungen in Ephesos VII, 4 (2003), Claudia Lang-Auinger (Editör), 380 s., 165 levha [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 1053-1056
Özet
C.Lang-Auinger tarafından editörlüğü gerçekleştirilen Ephesos Araştırmalarının VII, 4. bandı olarak sunulan çalışmada B.Asamer, M.Arurenhammer, G.Jenewein, S.Jilek. S. Karwiese, S. Ladstatter, C. Lang-Auinger, U.Quatemberve V. Trinkl çalışmanın çeşitli bölümlerine katkıda bulunmuşlardır. Ephesos'ta Kuretler caddesinin hemen kenarında bulunan Yamaç Evi 1 1960'lı yıllarda F. Eichler ve H. Vetters tarafından gün ışığına çıkarılmaya başlanmış ve 1990'lı yılların başından itibaren bu önemli yapı kompleksinin kendisi ve buluntuları günümüz metodları çerçevesinde değerlendirilmeye başlanılmıştır.
The Dawn of Aviation in the Middle East: The First Flying Machines Over İstanbul
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 937-1014
Özet
Tam Metin
This article describes the first heavier-than-air flights over İstanbul, and the public reaction to them, in December 1909. They were carried out by the Belgian Baron Pierre de Caters and then by the Frenchman Louis Bleriot. De Caters flew from Şişli and Bleriot flew from the Taksim Parade Ground. Their flights were short and of very limited success, but they were a sensation and sparked the interest of the Ottoman Army. Indeed, shortly thereafter the Ottoman Army acquired its first aircraft. This article is based on descriptions of these flights in the leading newspapers of İstanbul and includes full translations of these events from Yeni Tesvir-i Efkâr (Turkish) and The Levant Herald (French).
Prof. Dr. Tahsin Özgüç (1916-2005)
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 1061-1074
Özet
Prof. Dr. Tahsin Özgüç, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü sırasında, kurucusu olduğu ve bir süredir tedavi gördüğü A.Ü. Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi'nde, 27.10.2005 günü hayatını kaybetti. Prof. Dr. Tahsin Özgüç 1916 yılında Kırcaali'de doğdu. Ankara'da öğrenim gördüğü sırada, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kurulduğu yılda, Arkeoloji Bölümüne kaydoldu ve 1940 yılında mezun oldu. Aynı yıl fakülteye "İlmi Yardımcı" olarak atandı.
Bosna-Hersek Ayaklanması (1875)'nda Panslavizmin Etkisi ve Sırbistan ve Karadağ'ın Rolü
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 913-936 · DOI: 10.37879/belleten.2005.913
Özet
Tam Metin
Panslavizm, 19. Yüzyılın başlarında Rusya dışındaki Slavlar arasında edebi-kültürel bir hareket olarak ortaya çıkmış, aynı kökten gelen Slav halkların kültürel ve siyasal birliğini ifade etmiştir. 19. Yüzyılın ortalarından itibaren giderek siyasi bir içerik kazanan Panslavizm, 1870'lerde Avrupa kamuoyunda "bütün Slavların Rusya'nın öncülüğünde birleşmesi" olarak algılanmıştır. Panslavizm terimini ilk olarak 1826 yılında Slovak yazar J. Herkel kullanmıştır. Herkel, Panslavizmi edebi-ilmi mânâda bütün Slav kavimlerinin kültür sahasında karşılıklı etkileşimi olarak tanımlarken, siyasi alanda ise bütün Slav kavimlerinin büyük bir devlet halinde birleşmeleri olarak ifade etmiştir.
Salat Tepe 2000-2002 Kazıları Stratigrafik Sonuçları
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 781-800 · DOI: 10.37879/belleten.2005.781
Özet
Tam Metin
STRATİGRAFİ Salat Tepe'de üst yerleşim katmanlarının açığa çıkartılması için tepe üzerindeki düzlükte çalışılmış, vadiye bakan güney yamacında, aşınma ve toprak kaymaları meydana gelen kesimdeki yapı katları 2.5 m. eninde bir yamaç açmasında araştırılmıştır. Tepe Üzeri Açmaları Üst kesimdeki yapılaşmanın açığa çıkartılması amacıyla tepe düzlüğünün güney ve batı kenarları ile merkezinde açılan K 12-13, L 12-14 ve M 13 açmaları kazılmıştır. K 13, L 12-13 ve M 13 açmalarında kazılan ondört basit toprak mezarlara ölüler doğu-batı doğrultusunda dorsal yatırılmıştır. K 13 açmasındaki bir erişkin mezarının bir Ortaçağ duvarı altında kalması, bazı mezarların Ortaçağın başlarına ait olabileceğini, bebek ve çocukların basit ziynet eşyaları ile gömülmesi de Erken İslami Dönem ve öncesine tarihlenen Girnavaz mezarları ile çağdaş olabileceğini düşündürmektedir.
Collection of Avâriz and Nüzul Levies in the Ottoman Empire: A Case Study of the Province of Karaman, 1620-1700
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 897-912 · DOI: 10.37879/belleten.2005.897
Özet
Tam Metin
The avariz and nüzul levies were among the most important of the regular sources of government revenue in the Ottoman empire during the seventeenth century, but there has been relatively little study of them. Originating in the late fifteenth century as irregular imposts levied at times of military need, it is clear that by the first quarter of the seventeenth century avariz and nüzul had become virtually annual levies throughout the majority of the Rumelian and Anatolian provinces. This article examines the nature of these levies as seen through collection procedures in the province of Karaman in the period 1620 to 1700, showing how the Ottoman financial administration developed this relatively new and lucrative source of income in a consistent and fair manner.
Gregoryen Kıpçaklar'a Dair
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 825-840 · DOI: 10.37879/belleten.2005.825
Özet
Tam Metin
Dünya, Kıpçak dilli Ermenilerin emsalsiz etnik grubu hakkında ilk bilgileri Agatangel Krımskiy'in Türkoloji araştırmalarında Türk ve yabancı araştırmacılar için onlarca yıl boyunca ansiklopedik elkitabı rolünü oynamış olan "Tyurki, İh Movi ta Literaturi" adlı kitabından almıştır. Ünlü Akademik Krımskiy (1871-1942) daha genç bir araştırmacı iken 1894 yılında XVI.-XVII. yüzyıl Kamenets-Podolsk "Ermenilerinin", Ermeni yazısıyla yazılmış fakat dil bakımından Ermenilerce anlaşılmayan, tahmini olarak Türkçe olan tuhaf metinlerin araştırılması için görevlendirilmiştir.
İlginç Yönleriyle Sultan Melikşah
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 517-538
Özet
Tam Metin
Büyük Selçuklu Devleti'nin azamet devrinin hükümdarı olarak tarihe geçmiş olan Sultan Melikşah, 6 Ağustos 1055'de dünyaya gelmiştir. Daha küçük yaşlarda iken babası Sultan Alp Arslan'la birlikte sefere çıkmak suretiyle, devletin fetih planları çerçevesinde, görev yapmaya ve dolayısıyla da tecrübe kazanmaya başlamıştı. Onun çıktığı seferler sırasında kazandığı başarılar nedeniyle Sultan Alp Arslan, son derecede sevinmiştir I. Daha sonra Alp Arslan, oğlu Melikşah'ı Karahanlı hanedanına mensup olan Celâliye Terken Hatun'la Merv kentinde evlendirdi. Alp Arslan, Üstyurt ve Mangışlak'a sefer düzenledikten sonra Nişabur'a yakın Râdgân kentinde büyük bir tören düzenleterek "Oğlu Melikşah 'ı veliaht yaptığını" açıkladı ve Selçuklu emirlerine "Kendisinden sonra Melikşah'ı sultan olarak tanımaları hususunda teker teker ant içirdi, hil'atler verdi ve "Yönetimine Melikşah 'ı atadığı Şiraz ve İsfahan kentlerindeki camilerde, kendi adından sonra onun adının da hutbelerde okutulmasını" emretti ve onun emrine 15 bin kişilik bir askeri birlik de verdi, daha sonra da Melikşah 'ı, omuzunda hükümdarlık ve tâbiilik simgesi olan eyer örtüsü (gâşiye) olduğu hâlde, ata bindirip onun önünde birkaç adım yürüdü.