4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
GENERAL G. KORGANOFF, La Participation Des Armeniens A La Guerre Mondiale Sur Le Front Du Caucasse (1914-1918), Paris, Editions Massis, 1927, pp. 198 (Dünya Savaşma Ermenilerin Kafkasya Cephesinde Katılması) (1914-1918) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 553-560
Özet
General Korganoff'un kitabına Paris'te Fransa Milli Kütüphanesi'nde 2002 yılında Ermeniler üzerine çalışmam sırasında rastladım. Yapmış olduğum katalog taraması sırasında bu kitap dikkatimi çekti ve fotokopisini aldım. Kitap, Paris, Massis Yayınevi tarafından 1927 yılında yayımlanmış olup asıl metin Fransızcadır. General Korganoff, Çarlık Rusyası Genel Kurmay Başkan Yardımcısı (Ermeni asıllı) ve Kafkasya Cephesi Komutanı olup, Kafkasya Cephesi savaşlarına fiilen katılmış, muharebeler sırasında almış olduğu cephe notlarını daha sonra kitap olarak bastırmıştır. Büyük Savaş tan sonra cephe notlarını 19 cephe planıyla birlikte toplam 198 sayfa olarak Paris'te yayımlamıştır.
GIYÂSEDDİN ALİ-İ YEZDÎ, Saadetnâme yâ Ruznâme-i Gazavât-ı Hindustan der salha-yi 800-801h., be kûşeş İrec Afşar, nâşir: Miras-ı Mektub bâ hemkâri-i müessese-i Mütalaât-ı Asya-yi Merkezî ve Garbî Danişgâh-ı Karaçi, Tahran 1379(2000), 216 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 567-570
Özet
Asker bir hükümdar olan Timur, Arapça şiirleri ve ağır bir üslûpla yazılmış eserlerin inceliklerini anlayamadığından, adına kaleme alınan eserlerde sade ve anlaşılması kolay bir ifade tarzı arzu ediyordu. Ayrıca o da Ortaçağ devlet adamlarında rastlanan bir temayülden, yani başarılarının kaleme alınarak şahsının ebedileşmesi arzusundan yoksun değildi. Bu arzu ile ilgili olarak, seferler sırasında vazifeleri önemli olayları yazmak olan Uygur asıllı ve İranlı bahşı ve katiplerin tuttukları günlüklere dayanarak, edebi bir şekil vermeleri için tanınmış üslûpçu ve münşîler görevlendirilmişti.
WINFRIED HELD, Das Heiligtum der Athena in Milet, Milesische Forschungen, Band 2, 2000, X, 194 s., 40 levha. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 561-566
Özet
W.Held tarafından kaleme alınan ve Milet Araştırmalarının 2. bandı olarak sunulan çalışma 1925'te A. von Gerkan, 1968 yılında Mallwitz ve Schiering tarafından kısmen yayımlanmış olan Milet Athena kutsal alanındaki son yıllarda yapılan çalışmaların sonuçlarını içermektedir. Kutsal alanda sürdürülen çalışmalar ile kutsal alanın safhalarının ayrımının yapılması ve daha doğru bir biçimde tarihlendirilmesine olanak sağlanmıştır. Burada sunulan çalışma ile Athena kutsal alanından bugüne kadar günışığına çıkarılmış olan, bugün bir kısmını yalnızca kazı defterlerinden tanıyabildiğimiz tüm buluntular da bir bütünlük içerisinde ele alınmıştır.
İkiztepe Mezarlık Kazıları ve Ölü Gömme Gelenekleri 2000 ve 2001 Dönemleri*
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 383-402 · DOI: 10.37879/belleten.2003.383
Özet
Tam Metin
İkiztepe örenyerinde 1974 yılından beri geliştirilmekte olan kazılar sonucunda ortaya çıkartılmış bulunan özellikle İlk Tunç Çağı mezarlığı ile kültür katları ve katlara ait münferit mezarlarda ele geçirilen önemli sayıdaki arsenikli bakırdan yapılmış silah, alet, takı ve sembol nitelikli eserler İkiztepe'nin Anadolu arkeolojisinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermiştir. İkiztepe'deki kazılar, ayrıca, Bölgenin geleneksel ahşap mimarisinin kökeninin Geç Kalkolitik Çağdan gelişmiş olduğu hususunda aydınlatıcı verileri de ortaya koymuştur. Ele geçen 4000 civarındaki pişmiş toprak dokuma tezgah ağırlıkları ile tarakları (kirkitler) ve ağırşaklar İkiztepe'nin bir dokumacılık merkezi olduğuna da dikkat çekmiştir.
İskilip Şeyh Yavsi Camii'nin Orijinal Planı Üzerine Bir Restitüsyon Denemesi
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 447-456 · DOI: 10.37879/belleten.2003.447
Özet
Tam Metin
Bu çalışmada, İskilip Şeyh Yavsi Camii'nin ilk bakışta XIV. yüzyılın Zaviyeli cami tipolojisini çağrıştıran sıra dışı mekânsal ve strüktürel anlayışı üzerinde durulmuş, yapı hakkındaki mevcut çalışmalarda yetersiz ve özellikle mekânsal oluşum hakkındaki yanlış ve yüzeysel yargılar, belgeler ışığı altında yeniden ele alınmıştır. Buna bağlı olarak yapının, iç mekân, son cemaat revakı ve türbe kısmını da içeren orijinal planı hakkında bir restitüsyon denemesine girişilmiştir.
Bazı İslâm Şehirlerinde Hangi Devletler Sikke Kesmiş ve Bu Şehirlere Ne Gibi İsimler Verilmiş*
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 421-446 · DOI: 10.37879/belleten.2003.421
Özet
Tam Metin
Sikkeler, kaybolmuş eserlerin, yıkılmış olan ve izleri bile kalmamış binaların varlıklarını, devletlerin zenginliklerini, göç yollarını , şehirlerin kat'i yerlerini, devletlerin sikke kesip kesmediklerini, binaların kat'i yapılış ve onarım tarihlerini, devlet büyüklerinin yaptıkları işlerini, şehirlerde yapılmış olan şenlikleri bildirirler. Şimdi sikkelerin bize öğrettiklerine kısaca temastan sonra, konumuza girecek olursak: Abunan, Abavan, Mısır'da Dimyat yakınında bir şehirdir. Bu şehire Sorette denilmektedir. Abbasiler Medineti Abuan Açeh, Sumatra'da Bender el-İslam: Selâm Limanı.
Bir "Zırvata"* Olayı Tunus'un İşgali
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 119-138
Özet
Tam Metin
Tunus Kuzey Afrika'nın Akdeniz kıyısında olan ülkelerden birisidir. Doğusunda Trablusgarp (Libya), Akdeniz; batısında Cezayir; kuzeyinde Akdeniz ile çevrilidir. Osmanlılar, Doğu ve Batı Akdeniz'i kontrol eden Malta-Sicilya-Tunus üçgeninin bir ucunu teşkil eden bu yerin Akdeniz hakimiyeti için önemini anladılar. Devlet hizmetine giren Barbaros Hayrettin Paşa ilk seferini Tunus'a yaptı ve 1534 yılı sonlarına doğru Tunus ve limana hakim Halkulvad (Goulette) Osmanlı ülkesine katıldı. Fakat ertesi yıl, 1335 yazında bu bölge İspanyollar tarafından geri alındı. 1569 yılına kadar İspanyollarla yapılan mücadeleler sonunda Halkulvad hariç Tunus tekrar ele geçirildi. Uzun süren Tunus'un fethi işini sonuçlandırmak üzere; 1574 yılında Yemen fatihi Koca Sinan Paşa ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa görevlendirildiler. Aynı yıl Tunus tamamen ele geçirildi. 1881 yılında Fransızlar tarafından işgal edilinceye kadar 307 sene Osmanlı Devleti hakimiyetinde kaldı.
JAN SCHMIDT, Catalogue of Turkish Manuscripts in The Library of Leiden University and Other Collections in The Netherlands. Volume One Comprising The Acquisitions of Turkish Manuscripts in The Seventeenth and Eighteenth Centuries, Leiden University Library, Leiden 2000 [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 203-208
Özet
Jan Schmidt'in hazırlamış olduğu bu kataloğun, geçtiğimiz asrın son çeyreğinde yayınlanmış kataloglar arasında müstesna bir yeri vardır. Diğer kataloglar göz önüne alınınca, aslında bu çalışmayı katalog diye adlandırmakla, sanki kendimi bir haksızlık yapmış gibi hissediyorum. Çünkü Schmidt'in eserinde sadece Leiden Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunan Türkçe yazmaların bibliyografik tanıtımlarını değil, katalogda yer alan yazmalar vasıtasıyla Hollandalı kitap meraklılarının, diplomatların ve ilim adamlarının Doğu'yla olan münasebetlerini, bu pazarlardan sağladıkları yazmaları, koleksiyonlarının oluşum serüvenini ve bu yazmaların bize anlattıkları hikayeleri de buluyoruz. Özellikle diplomatların koleksiyonlarının Osmanlı-Hollanda siyasi ve kültürel münasebetlerine ışık tutacak materyal ihtiva ettiklerini görüyoruz.
Mondros Mütarekesi Gereğince Osmanlı İmparatorluğu'ndan Ayrılan Alman ve Avusturya Vatandaşlarının Durumu
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 139-152
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi, bir devletin sona erişine işaret ettiği gibi Mütareke hükümlerinin uygulanmaya başlaması ile birlikte bir başka devletin doğuşuna yol açacak ulusal uyanışa da başlangıç olacaktır. Mütarekenin bir işgal politikası ile birlikte başlayan uygulaması uzun bir süreç içerisinde tersine çevrilecek ve başlangıçta tasarlanan hiç bir şey yeni ve bağımsız bir devletin kurulma kararlılığı karşısında gerçekleşme şansını elde edemeyecektir. Mondros Mütarekesi sonrası dönem, askeri açıdan İtilaf Devletleri'nin politikalarına bir karşı duruşu getirmiş olmakla beraber, üzerinde çok fazla durulmayan ancak bir dönem için oldukça önemli olan dış siyaset ilkelerini de zorunlu olarak değiştirmiştir.
Tatikios (Türk Asıllı Bir Bizans Kumandanı)
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 93-110
Özet
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu, XI. yüzyılda Selçuklu Türklerinin Anadolu'ya girişleri ve kısa sürede Ege ve Marmara Denizi kıyılarına kadar ulaşan akınları sonucunda Türkler ile yoğun bir ilişki içine girdi. İmparatorluğun yabancıları bünyesinde toplama politikasına uygun olarak Türkler de, çeşitli milletlerden gelenler gibi, ya göç etmek ya da esir alınıp getirilmek suretiyle Bizans dünyasına katıldı. Bunlar arasında birçok kişinin, saray unvanları bahşedilerek aristokrat sınıf içinde yer aldığını ve özellikle askeri alanda yüksek mevkilere çıktığını görüyoruz. Bu dönem hakkında bilgi veren Bizans kaynakları, devlet hizmetinde ve orduda görev almış olan Türkler'den bahsetmişlerdir. Bu şahıslar arasında önemli bir mevkie yükselen ilk Türk, Tatikios'tur.