9 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Çanakkale Savaşı
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Çanakkale Savaşı’nda Şehit Olan Hendekliler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 77 · Sayfa: 289-306
Tam Metin
Çanakkale Savaşı, Türk askerinin yazdığı bir kahramanlık destanıdır. Türk askeri, denizde ve karada, kendinden çok üstün kuvvetlerle savaşmış ve vatan toprağını büyük bir fedakarlıkla savunmuştur. Osmanlı ülkesinin pek çok yerinden olduğu gibi Sakarya ili Hendek ilçesinden de pek çok kişi Çanakkale Savaşı'na katılmış çok sayıda şehit verilmiştir. Sakarya yöresi göçmenlerin yoğun olduğu bir bölgedir. Burada Sakarya ili Hendek İlçesi'nin Çanakkale Savaşı'ndaki şehitleri Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri esas alınarakincelenmiştir. Bu kayıtlarda şehitlerin isimleri, doğum tarihleri, anne ve baba isimleri, evli-bekar oldukları, şehit oldukları tarih ve şehit oldukları yerler ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu çalışmada Hendek nüfus kayıtlarının yanı sıra diğer kaynaklar da incelenerek Çanakkale Savaşı'nda şehit olan hendekliler tespit edilmiş, bu şehitler değişik açılardan tablolar halinde sunularak değerlendirilmiştir. Değerlendirmede göçmenlerin bu yöreyi yeni vatanları sayıp saymadıkları üzerinde de durulmuştur.

Çanakkale Savaşları Sırasında Osmanlı Hükümeti’ni ve Padişahı İstanbul’dan Taşıma Planları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 70 · Sayfa: 195-212
Tam Metin
İtilâf Devletleri, Çanakkale savaşlarında Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak ve İstanbul'u ele geçirmek için Donanma ve Hava Kuvvetleri'nden oluşan filolarıyla İstanbul'u tehdit etmiş ve bombalamışlardır. Savaş süresince meydana gelen tahribatlar ve Osmanlı Devleti'nin aldığı önlemler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Savaş esnasında Başkent İstanbul'un maruz kaldığı tehlikeleri ortaya koymak için arşiv belgelerini ve dönemin gazetelerini ana malzeme olarak kullanmak suretiyle özgün bir çalışma yapmayı amaç edindik.

Müttefiklerin Çanakkale Boğazı’nı Geçme İhtimaline Karşı Osmanlı Hükümeti’nin Başkenti Taşıma Planı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2006, Cilt XXII, Sayı 64-65-66 · Sayfa: 379-386
Tam Metin
Çanakkale savaşı deniz harekatı başta olmak üzere, onu izleyen kara harekatıyla sıradan bir askeri harekat olarak değerlendirilemez. Çanakkale boğazı stratejik açıdan Osmanlı Devleti 'nin payitahtının anahtarı olduğu gibi iki kıtayı birbirine bağlayan önemli geçitlerden biridir. Bu açıdan Çanakkale harekatı Boğazlara ve İstanbul'a egemen olma savaşlarıdır. Çanakkale 'nin bu stratejik öneminden dolayı hükümet bir yandan Çanakkale 'nin savunulması için tedbirler alırken, diğer taraftan da İstanbul'un savunulması için de tedbirler almıştır. Bu tedbirler arasında müttefiklerin İstanbul'u işgal etme olasılığına karşı payitahtı Eskişehir ve Konya 'ya nakletme planı da vardır.

Hilâfetin Dış Cephesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 348-358
Atatürk'ün hilâfetin kaldırılmasındaki kararlılığında rol oynayan en önemli faktör, O'nun "millî bağımsızlık" konusundaki hassasiyetidir. Daha aşağıda değineceğimiz gibi, 1923 Aralık ayında Ağa Han ile Emir Ali'nin Başbakan İsmet Paşa'ya gönderdikleri mektupta iki önemli nokta vardır. Birincisi, hilâfete milletlerarası bir nitelik kazandırmak, İkincisi de hilâfeti, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasal yapısının bir parçası haline getirmektir. Yani hilâfet dolayısile başka devletlerin Türkiye'nin iç işlerine burnunu sokması sağlanırken, bir yandan da yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin teokratik bir yapıya götürülmesi sağlanmış olacaktı ki, her ikisi de Atatürk'ün bağımsızlık veya laiklik ilkelerine ters düşmekteydi.

Türk Savaş Motivasyonu ve Çanakkale

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 289-293
Yaşamayı sürdürmenin, hayatı idame ettirmenin temellerinden birisi de mücadeledir. Yani bir bakıma kavgadır. Bu temel, fert için de, toplum için de geçerlidir. Bilhassa kendisini millet olma bilincine eriştirmiş toplumlar için daha da elzemdir. Kavga veya mücadeleyi benimseyememiş hiçbir canlı var olma, yaşama imkânına ve hakkına sahip değildir. Bu bizim için topyekün geçmişin ve tarihî olayların gösterdiği kesin bir hükümdür. işte bu hüküm neticesinde yeryüzünde var olma veya kendisini üstün kılma mücadelesi veren kültürler, kavgayı ve onun uç noktası olan savaşı hayatın bir realitesi kabul ederek ona İlmî bir gözle bakmışlar ve hatta bazen bir "sanat" algılamasıyla bakmışlardır.

Çanakkale'deki Komutan ile Modern Türkiye Cumhuriyeti'ne

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 315-320
I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale'deki zafer, Türk askerinin maneviyatı sayesinde kazanılmıştır, doğrudur. Balkan Savaşlarını da yapan orada da savaşan aynı Türk askeri değil mi? O zaman bu askerler inançsız, imansız mıydılar, yoksa bunlar başka bir milletin askeri miydi? Çanakkale dışındaki Kafkasya hariç diğer cephelere ne demeli? Buradaki gerçek, savaşan askerdeki maneviyatı ve inancı ateşlemek çok önemlidir. Bunu da M. Kemal Çanakkale'de gerçekleştirmiştir. Millî Mücadele'de ateşlemiştir.

"Çanakkale Muharebelerinin Türk Şiirindeki Yeri ve Önemi" Üzerine Bir Tasnif Denemesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 331-338
İşte, dosta güven, düşmana korku veren bu azim, kararlılık ve samimiyet, Türk milletini tarih boyunca zaferden zafere koşturur. Tâ ki Viyana bozgununa kadar... Viyana bozgunu ile birlikte Avrupa sınırlarımızda yenilgiler ve geri çekilmeler başlar. Bu durum, mağlubiyetlere pek âşinâ olmayan ordumuzu büyük ölçüde yıpratır. 1897 Türk-Yunan Harbi'nİn zaferle neticelenmesi Osmanlı ordusuna yeni bir moral verirken, Trablus ve Balkan yenilgisi, milletimizin alnına bir leke olur. Bu leke Çanakkale'de temizlenecektir. 5 Haziran 1915 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan "Temizlenen Leke" isimli makaleyi yazar, şu cümle ile bitirir: "Çanakkale zaferi, Balkan Muharebesi'nin milletin alnına vurduğu lekeyi temizledi. Biz bundan dolayı bilhassa sevinçliyiz." Bu sevinç, devrin bütün gazete ve dergilerine büyük ölçüde aksetmiş; birçok manzum ve mensur eserler yazılmıştır. Özellikle şiirlerin sayısı pek çoktur. Bunlardan bazıları daha sonra bir araya getirilerek kitap halinde de yayınlanmıştır. Bu sebeple Çanakkale muzafferiyetinin Türk tarihinde olduğu kadar, Türk edebiyatında da ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Çanakkale Savaşı'nın Sonuçları Ve Milli Mücadele'ye Etkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 30 · Sayfa: 717-719
Türk tarihinin altın sayfalarından biri Çanakkale'de yazılmıştır. Burada gerçekleşen kara ve deniz muharebeleri ve Türk ordusunun kazandığı zafer, sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın geleceğini değiştirmiştir. Bu savaşta istiklâl ve vatan gibi yüce değerler uğruna mücadele veren Türkler, emperyalist emeller peşinde koşan İngilizler, Fransızlar ve bunların sürüklediği Avusturalya, Yeni Zelanda ve daha birçok sömürgeden gelen askerlerle boğuşmak zorunda kalmıştır.

Çanakkale ve Gelibolu Yarımadasının Atatürk'ün Kariyerindeki Yeri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 29-44
Atatürk'ün Türk Tarihi içinde çok özel bir yeri vardır. Bu özellik çok yönlüdür. Bunlardan hemen akla gelenler; son bağımsız Türk Devletini yok olmaktan kurtarması, dağılmaya yüz tutmuş köhne bir imparatorluktan, genç homojen milli bir devlet yaratması; orta çağ kuramlarına sahip sosyal ve kültürel yapıyı değiştirmesi, çağdaş değerlerle yönlenen modem bir toplum oluşturmasıdır. Her biri bir insanı ebedileşmeye yetecek olan bu hizmetlere giden yolda, Çanakkale'nin yeri nedir? İşte bu tebliğde Atatürk'ün askeri kariyerindeki, Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası'nın yeri konusu üzerinde zamanın müsaadesi nispetinde durulacaktır. Her şeyden önce şu hususu belirtmek gerekir. Nasıl Atatürk'ün Türk Tarihinde çok özel bir yeri varsa Çanakkale'nin stratejik mekanının da Ulu önderin kariyerinde dönüm noktası teşkil edecek kadar önemli etkileri vardır. Bu konuyu 1912-1913 Balkan Savaşları, 1915 Çanakkale savaşları ve 1922 Çanakkale krizi olmak üzere, birbirinden ayrı üç safhada incelemek gerekir. Ancak bahis konusu ilk safhayı açıklayabilmek için M. Kemal Atatürk'ün İttihat ve Terakki içindeki konumundan ve ittihatçı liderlerle olan ilişkilerinden kısaca söz etmek faydalı olacaktır.