2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Teftiş
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Mübadele Sürecinde Sorunlar ve Merkezden Müdahaleye Bir Örnek: 1927 Manisa Teftişi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 78 · Sayfa: 461-504
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin dağılma döneminin en önemli demografik hareketleri olan Müslüman göçleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ardından da devam etmiştir. Lozan Anlaşması kapsamında 1923 yılında imzalanan "Türk-Yunan Ahali Değişimi Protokolü" ile başlayan süreç, 1930'lu yıllara kadar sürmüştür. Ancak bu dönemde sadece mübadele kapsamında gelen göçmenler değil, daha önceden gelen ve halen yerleştirilememiş göçmenler ile işgal yıllarında yerlerinden ve evlerinden olan insanlar da iskân edilmek durumundaydı. Bu çalışmada, söz konusu dönemde Türkiye'nin çeşitli yerlerinde iskân faaliyetleri esnasında yaşanan problemlerden örnekler verilmektedir. Akabinde taşrada cereyan eden hadiselerde merkezî idarenin nasıl bir kontrol mekanizması kurduğu, 1927 yılında Manisa ilinin geçirdiği teftiş ile örneklenmeye çalışılmıştır.

1923 Yılı Ortalarında Uluslar Arası Kızılhaç Komi̇tesi̇nce Görevlendi̇ri̇len Heyeti̇n Anadolu’daki̇ Tefti̇ş Gezi̇leri̇ Ve Hazırladıkları Rapor

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 53 · Sayfa: 443-469
Türk Milleti, Millî Mücadele'de işgalci devletlere ve onlarla işbirliği içerisinde olan Ermeni ve Rumlara karşı doğu, güney ve batı cephelerinde savaşmak durumunda kalmıştı. Bütün bu cephelerde savaşan tarafların askerleri karşılıklı olarak esir alınmıştı. Yunan harp esirleri dışındaki esirlerin, Millî Mücadele içerisinde yapılan antlaşmalarla serbest bırakılmaları sağlanılmıştı. Yunan harp esirleri ise, Lozan Konferansı esnasında Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan esirlerin karşılıklı olarak serbest bırakılmasına ilişkin itilafnamenin uygulanmasına kadar oluşturulan garnizon ve üserâ taburlarında tutulmuşlardır. Biz bu çalışmamızda Türkiye'deki Yunan Harp esirlerinin durumuyla ilgili olarak "esirlere kötü davranıldığı ve esirlerin zor şartlar altında olduğuna ilişkin" Yunan Kızılhaç'ının iddialarının ne derece doğru olduğunu belirlemek amacıyla Cenevre Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından görevlendirilen "Bumier-Burckhardt" heyetinin Anadolu'da yaptıkları teftiş ziyaretlerini ve bununla ilgili olarak hazırlanan raporu ele alıp değerlendireceğiz.