2 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
XX.Yüzyılın Başlarında Azerbaycan Basınına Yansıyan Türk-Alman İlişkilerinin Siyasi, İktisadi ve Kültürel Boyutu
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 153-168 · DOI: 10.24155/tdk.2020.144
Özet
Makalede Türk- Alman ilişkilerinin tarihine kısa bir bakışla bu ilişkilerin XX. yüzyılın başlarında Çarlık Rusya'sının yoğun baskısı altındaki Azerbaycan basına yansıması incelenmiştir. XX. yüzyılın başları hem Osmanlı'da hem de Rusya Müslümanlarında olduğu gibi Azerbaycan'da da siyasi fikir, düşünce, eğitim ve kültürel anlamda aydınlanma dönemidir. Bu dönem aynı zamanda Çarlık Rusya'sının baskı rejimine karşı Azerbaycan'da istiklal, hürriyet ve milli mücadelenin genişlediği bir dönemdir. Çalışmada bu dönemde yayınlanan dergi ve gazeteler incelenerek konuya en fazla değinen, durum değerlendirmesi ve yorumlar yapan yazarlar araştırma kapsamına alınmıştır. Dönem basınında Türk-Alman ilişkilerine eleştirel yaklaşım, II. Abdülhamit'in Alman emperyalizmi karşısındaki teslimiyetçi tavrı ve bu tavrın ciddi eleştirilere sebep olduğu araştırma sonucunda tespit edilmiştir. Aynı zamanda Almanya'nın Müslümanlar arasına nifak soktuğu serzenişleri de tespitler arasındadır. Türk-Alman ilişkilerinin siyasi boyutuyla birlikte bilimsel, kültürel ve edebî anlamda da dönem basınına konu olmuştur. Özellikle Ali Bey Hüseyinzade'nin "Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak" şiarındaki muasırlaşma gayesini açıkladığı yazılarında Türk-Alman ilişkilerinin bilimsel ve kültürel önemine dikkat çekmiştir. Hem kendi yazılarında hem de editörü olduğu Füyûzat dergisindeki diğer makalelerde Avrupa bilim, edebiyat, sanat ve sanayisini öğrenmenin ve millete bunu idrak ettirmenin önemi üzerinde ısrarla durmuştur. Ali Bey Hüseyinzade, gelişme ve uygarlaşma yolunda her bir milletin kendi millî yazar ve bilginlerinin eserleriyle yetinmekle çok da ileri gidemeyeceğini, mutlaka diğer milletlerden geri kalacağını her fırsatta dile getirmiştir. Avrupa'yı taklit değil takip etmenin önemini Avrupa'daki bilimsel, edebî, kültürel gelişmelerden verdiği örneklerle anlatmıştır.
Ziya Gökalp: Turancılıktan Türkçülüğe
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2012, Cilt XXVIII, Sayı 84 · Sayfa: 104-143
Özet
Tam Metin
Ziya Gökalp'in Türkçülük ideolojisinin farklı evreleri olduğu gibi, her dönemde onu etkileyen kaynaklar çeşitlidir. Bu kaynakların içinde en önemlilerinden biri, 19. yüzyılın sonunda resmi Ruslaştırma politikasına cevap olarak doğan Tatar ve Azerbaycan Türkçülüğüdür. Bu etki altında Gökalp, önceleri Türk dili konuşan bütün Türk halklarının kültürel birliği fikrini geliştirmiştir. Daha sonra ise her ne kadar benzer bir kültür ve dil paylaşsalar da, Anadolu Türklerinin Tatarlardan ve Orta Asya halklarından farklı olduğunu tartışarak "Dış Türklerle" arasına mesafe koymuştur. Bu gelişme, Gökalp'in kendisini Tatar milliyetçiliğinden, özellikle de Yusuf Akçura'dan ayırmasıyla başlamıştır. Gökalp, geliştirdiği Türkçülük ideolojisi çerçevesinde zamanının geçerli siyasa biçimi olan teritoryal ulus devlet modelini temel alarak Anadolu halklarını birleştirmeyi hedeflemiştir. Ona göre, Turancılığın sınırları çok geniş ve muğlaktır. Bugün hâlâ bazı çevreler tarafından ırkçı ya da irredantist olarak tanımlanan Gökalp, Turancı olarak nitelendirildiği dönemde bile ırk ve biyolojik özelliklere her zaman mesafeli durmuş; bunların yerine dil, kültür ve din birliğini vurgulamıştır. Bu çalışma, "Dış Türklerle" temas halinde olan Gökalp'in düşüncelerinin Turancılıktan Türkçülüğe evrilişi üzerinde durmaktadır. Aynı zamanda Türk kültürü ve ulusuna aidiyet temaları üzerinden devlete bağlılık fikrini savunan Gökalp'in Türkçülüğünün köklerine ışık tutmayı hedeflemiştir.