11 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Doğu Anadolu
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Değirmentepe (Kalkolitik Çağ) Bebeklerinde İlginç Bir Adet: Baş Dağlaması

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 369-382
Tam Metin
Değirmentepe köy yerleşmesi Doğu Anadolu'da, Malatya'nın 24 km kuzey-doğusunda ve Fırat nehrinin 50 m uzağında yer almaktadır. Höyük, Fırat taşkınlarının oluşturduğu konglomeratik bir doğal yükseltinin üstünde, zamanla gelişmiştir. Değirmentepe, doğu-batı yönünde 200 m, kuzey-güney yönünde ise 125 m kadar bir alanı kaplar. Orta-Doğu Teknik Üniversitesi Aşağı Fırat Projesi Kurtarma Kazıları çerçevesinde yürütülen çalışmalara Değirmentepe'de 1978 yılında başlanmış ve 1986 yılında Höyüğün Karakaya baraj gölü suları altında kalması nedeniyle son verilmiştir. Değirmentepe'deki arkeolojik kazılar İstanbul Üniversitesi Prehistorya bölümünden Prof. Ufuk Esin başkanlığında bir ekip tarafından yürütülmüştür.

AYNUR ÖZFIRAT, Doğu Anadolu Yayla Kültürleri, M.Ö. 2000. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2001. 239 sayfa metin, 5 siyah-beyaz ve iki renkli harita, 6 çanak-çömlek çizim resmi, 7 kurgan çizim resmi, 14 topografik plan resmi, 1 plan resmi,1 kesit çizim resmi, 113 çanak-çömlek çizim levhası, 8 motif çizim levhası, 7 istatistik tablosu, 8 motif dağılım tablosu, 1 kronoloji tablosu, 16 siyah-beyaz ve 52 renkli fotoğraf. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1017-1020
Yazarın Önsöz'de belirttiği üzere bu kitap "Kuzeydoğu Anadolu M.Ö. II. Binyıl Boyalı Çanak Çömlek Kültürü başlıklı doktora tezinin yeni bibliyografya ve bazı eklerle tamamlanmış şeklidir". Kitap, Birinci Bölüm: Giriş, İkinci Bölüm: Yöntem, Üçüncü Bölüm: Coğrafya, Dördüncü Bölüm: Transkafkasya-İran Azerbaycan'ı Kültür Bölgeleri ve Merkezleri, Beşinci Bölüm: Türkiye'deki Merkezler, Müzelerdeki Çanak Çömlekler ve Genel Değerlendirme, Altıncı Bölüm: Sonuç, olmak üzere 6 bölümde halinde düzenlenmiştir.

Doğu Anadolu Yüksek Yaylası'ndan M.Ö. 2. Binyıl Kurganları

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 246 · Sayfa: 343-356 · DOI: 10.37879/belleten.2002.343
Tam Metin
Bilindiği üzere, "kurgan", Batı dillerindeki "tumulus", yapay mezar tepesi karşılığı kullanılan Türkçe bir sözcüktür. Anadolu ve Ön Asya'ya yabancı olan bu türde mezar anıtı geleneğinin en erken temsilcilerine Asya bozkırlarında M.Ö. 5. binyılın ikinci yarısından beri rastlanılmaktadır. Anadolu'ya bu türdeki mezar anıtları, Balkan kökenli bir halk olan Phrygler tarafından Orta Anadolu'ya getirilmiştir ve en eskileri de M.Ö. 800 yılları civarına tarihlenir.

Atatürk Döneminde Doğu Anadolu (1923-1938)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 451-471
Doğu Anadolu'daki yatırımları "bir irat membaı değil, bir amme hizmeti" olarak gören anlayış, ilerİki yıllarda da devam edecek; Cumhuriyet Döneminde, toplumsal ve ekonomik kalkınmaya yönelik olarak Doğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan yatırımların hemen hemen tamamına yakını devlet eliyle gerçekleştirilecektir. Doğu Anadolu'daki çetin coğrafya yatırımların maliyetini, hızını, nitelik ve niceliğini olumsuz biçimde etkilemiş, toplumsal yapıdan kaynaklanan sıkıntıların, dış odakların emperyalist girişimleri ile kaşınması da önemli bir sorun oluşturmuştur. Bütün olumsuz koşullara rağmen Türkiye Cumhuriyeti, yurdun her köşesine olduğu gibi Doğu Anadolu'ya da günün koşulları ve Devletin olanakları ölçüsünde el atmış, yöreyi kalkındırmak için ciddi gayretler göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Doğu Anadolu'da yaptığı yatırımlara karşılık buraların genel ekonomiye katkıları oldukça düşük düzeylerde kalaçaktır. Bu durum artık bilimsel çalışmalarla açıkça ortaya konulmuştur. Şurası kesindir ki Büyük Önder Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, yurdu daima bir bütün olarak kucaklamıştır. Onun için tarihinin her dönemi, Cumhuriyeti kuran iradenin yüceliğini gösteren örneklerle doludur.

Hakkari Stelleri: Doğu Anadolu'da Savaşçı Çobanlar İlk Not

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 501-518 · DOI: 10.37879/belleten.2001.501
Tam Metin
1998 yılında Hakkari kent merkezinde tesadüfen 13 taş stel ele geçirildi. Üzerlerinde daima cepheden bir insan yüzü ve bedeninin üst kısmı gösterilmiştir. Çıplak olarak betimlenen bu figürlerden 11'inde erkeklik organı bir suspansuvar altına gizlenmiştir. Diğer iki stelin ise kadınlara ait olması olasıdır. Yanlarında balta, mızrak, topuz gibi silahlar, belde kemer ve daima bir hançer vardır. Ayrıca steller üzerinde bozkır türü çadırlar, leopar avı ve yaban keçilerine saldıran leoparlar ve kimi küçük erkek ve bir kadın figürü de resmedilmiştir. Doğu Anadolu'ya yabancı olan bu taşlar Avrasya bozkır kültürünün bir parçasıdır. Silah tiplerine dayanılarak M.Ö. II. binyılın ortaları ile sonları arasında bir yere tarihlenmeleri mümkündür.

Güney Doğu’daki Terör Sorunu, Tarihî İnceleme, Tedbirler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 133-144
Güney Doğıı'dakİ terör sorununun tarihî bir perspektifini çizmeye ça-lıştığımız makalemizde önce Kürtlerin menşei ve dili üzerinde durduktan sonra OsmanlI'dan günümüze kadar gelen çalışmalar anlatılmıştır. OsmanlInın son dönemlerinde yapılan bir takım ıslahat hareketlerine değindikten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında gerçekleştirilen faaliyetlerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün, meseleyi millet bazında alışma değinilmiştir. Gerçekten de, Mustafa Kemal Atatürk, birçok dünya liderinin aksine kendisini değil onları, halkı hâkim kılmış ve "Hâkimiyet-i Mİlliye"yi gerçekleştirmiştir. Makalenin devamında da, ele alınacak tedbirler maddeler hâlinde sıralanmış ve çözüm yollan belirtilmiştir.

Urartu Krallığı'nın Kuzey Yayılımı ve Qulha Ülkesinin Tarihi Coğrafyası

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 241 · Sayfa: 717-748 · DOI: 10.37879/belleten.2000.717
Tam Metin
Doğu Anadolu, Transkafkasya ve Kuzeybatı İran dahil olmak üzere geniş bir alana yayılmış olan Urartu kalıntıları, bazı coğrafi birimlerde daha yoğun olarak karşımıza çıkmakta, bazı bölgelerde ise daha az çağdaş malzeme ile temsil edilmektedir. Sınır bölgeleri bir yana bırakılırsa, merkezi Van bölgesi ile Urartu yapılaşmasının çok sayıda merkez ile temsil edildiği batıda Elazığ, güneydoğuda Urmiye Gölü ve kuzeydoğuda da Sevan Gölü arasında kalan alanlarda bile önemli boşlukların bulunduğu görülmektedir. Aynı durumun Van Gölü havzasının kuzey ve kuzeybatısında yer alan Ağrı ve Erzurum için de geçerli olduğu söylenebilir.

Tanzimat'ın Harput Eyaleti'nde Uygulanması ve Karşılaşılan Güçlükler

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 851-862
Tam Metin
Osmanlı öncesi bir çok devlet ve beyliğin hâkimiyeti altında bulunan ve Doğu Anadolu'nun önemli stratejik bölgelerinden biri olan Harput, Yavuz Sultan Selim döneminde (1516 baharında) Osmanlı hâkimiyeti altına girmiştir. Harput Osmanlı hâkimiyeti altına alındıktan sonra Diyarbekir Eyaleti'ne bağlı bir sancak haline getirilmiş ve bu idari statüsü 1845 yılına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra 20 Eylül 1845 tarihli bir fermandan, anlaşıldığına göre, Harput'a bağlı bütün kazalar ve Maden-i Hümâyûn'un bazı kazaları Diyarbekir Eyaleti'nden ifraz edilerek ayrı bir mutasarrıflık haline getirilmiştir. Bu tarihten kısa bir müddet sonra 1 Nisan 1846 tarihinde Harput müstakil bir eyalet haline getirilerek, valiliğine Yakup Paşa tayin edilmiştir. Harput'un idarî yapısında meydana gelen bu değişikliğin en büyük sebebi Tanzimat'ın ilanıyla birlikte eyaletlerin sınırlarında da değişiklikler yapılmaya başlanmasıdır.

Anadolu'da Kimmerler ve İskitler

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 273-286
Tam Metin
İskit baskısı sonunda Kafkas geçitlerini aşan Kimmerler, Doğu Anadolu'ya ulaşmışlardır. İskitler'e izlerini kaybettiren Kimmer toplulukları kısa zamanda Urartu yerleşim sahasına yayılmışlardır. Doğrudan Kimmer saldırılarıyla karşı karşıya kalan Urartu kralları, bu saldırıları önlemek için gayret sarfetmişlerdir. M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarında Kimmer akınlarına karşı koyabilmek için mücadele eden Urartulular, onlarla anlaşma yolunu seçmek zorunda kalmışlardır. Yine, Asurlular'la da mücadele eden Kimmerler, Anadolu içlerine kadar yayılarak Frigler'e saldırmışlar ve oradan Batı Anadolu'ya ulaşarak, Lidyalılar'a güç anlar yaşatmışlardır. Kimmerler'in İskitler'in baskısı sonucunda Anadolu'ya indikleri zaman M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarından, Batı Anadolu'da Lidyalılar'ın son Kimmer boylarını Kızılırmak'ın doğusunda Kapadokya bölgesine sürdükleri M.Ö. VI. yüzyılın başları düşünüldüğünde, takriben yüz yıl Anadolu'da varlıklarını sürdükleri anlaşılır. Hatta Urartu, Asur, Frig ve Lidya gibi o devrin büyük devletlerinin Kimmer akınları karşısında dehşete düşerek, çeşitli tedbirler aldıkları ve Kimmerler'in onlar için küçümsenemeyecek bir düşman olduğu düşünülebilir. Bunu Kimmerler'le çoğu kez anlaşma yolunu seçmiş olmalarından da anlamaktayız.

Harbord Misyonu Nasıl Ortaya Çıktı?

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 232 · Sayfa: 701-708
Tam Metin
Bilindiği gibi, Millî Mücadele tarihimizin önemli olaylarından biri de, Amerikalı General James G. Harbord'ın,"Ermenistan mandası" konusunda, 46 kişilik heyeti ile Doğu Anadolu ve Kafkasya'da yaptığı inceleme gezisi sırasında, 22 Eylül 1919 günü Sivas'ta, Atatürk ile yaptığı 2-3 saatlik görüşmedir. Atatürk-Harbord görüşmesi konusunda bizde yapılan ilk derinlemesine inceleme, Rahmetli Dr. Fethi Tevetoğlu'nun Türk Kültürü Dergisi'nin 1969 Şubat, Mart, Haziran ve Temmuz sayılarında yayınladığı dört dizilik makalelerdir.