6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • I.Dünya Savaşı
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Çanakkale Muharebelerinde Savaş Hukuku İhlalleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 165-180
Tam Metin
I.Dünya Harbi içinde Çanakkale Muharebelerinin çok özel bir yeri vardır. Hem tarihin kaydettiği en kanlı savaşlardan birisi olması hem de yıllar boyu devam eden sosyo-politik sonuçlarıyla bugün bile güncelliğini korumaktadır. Diğer yandan bir centilmenler savaşı olarak da dünya harp tarihinde yerini almıştır. Ancak böyle nitelendirilmesine rağmen uluslararası savaş hukuku ihlallerinin de sıklıkla yaşandığı bir savaş olmuştur. Bu makalede insanoğlunun yazılı tarihin başından beri savaşlarda askerî davranışlara uygun kurallar getirme çabası sonucunda ortaya çıkan Cenevre ve Lahey sözleşmelerine aykırı olarak, yaklaşık sekiz ay süren Çanakkale muharebeleri sırasında yaşanan, bireysel ihlaller dışındaki sistematik hukuk ihlalleri örnekleriyle değerlendirilmiştir.

Brest-Li̇tovsk Barış Konferansında Sovyet Rusya'nın Ermeni̇ Poli̇ti̇kası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 54 · Sayfa: 829-848
1917 Bolşevik İhtilâli, I. Dünya Savaşı'nın gidişatına tesir etmiş olup, Türkiye'nin Doğu Cephesi'ndeki olumsuz durumuna son vermişti. Almanya, Rusya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti arasında yapılan Brest-Litovsk Antlaşması ile I. Dünya Savaşı'nın ilk barışı akdedilmiştir. Fakat, bu durum bir şekilde sona ererken, antlaşmanın imzalanması ancak 3 Mart 1918'de mümkün olabilmiştir. Bu süreçte, Rus delegeleri sürekli olarak bir taraftan Bolşeviklik propagandası yaparken. Diğer taraftan da Ermeniler'i silâhlandırarak, Doğu Anadolu ve Kafkasya'da Türk-İslâm ahaliye mezalim uygulatmışlar. Amaçları, Elviye-i Selase'yi Türkiye'ye bırakmayacak Büyük Ermenistan Devleti'nİn teşkilini sağlamaktır. Ancak, Türkiye'nin lüzûmlu politik ve askeri teşebbüsleri temini ile amaçlarına nail olamamışlardır.

I. Dünya Savaşı Sonunda Nahçıvan'da Yapılan Millî Mücadele Ve Bugünkü Nahçıvanın Statüsünün Oluşumu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 522-546
Gürcistan'ı ele geçirdikten sonra Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya'ya tamamen hakim olmak isteyen Ruslar, daha 1827-28'de İran'la yapılan savaşdan önce, Azeri Nahçıvan ve Revan hanlıkları dışındaki bütün Kuzey Azerbaycan'ı ele geçirmişlerdi. Bu hedefleri doğrultusunda, Rusîran Savaşı'nm başlarında Ruslar, Revam ve Nahçıvan'a hücum etmişlerdi. Rusya'nın Kafkas Orduları Başkomutanı General Paskieviç, Tebriz'e 72 km uzaklıkta stratejik önemi çok büyük olan Nahçıvan Hanlığı'nı işgale yönelmişti. Zira, bu sayede, Abbas Mirza'nm başkentini tehdid edecek ve kuşatma altında tutulan Revan'a gönderilecek her türlü yardımı engelliyecekti.

Birinci Dünya Savaşı'nda Türeler Ve İnsan Hakları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 548-555
Türk kültüründe hoşgörü ve insan sevgisinin çok önemli bir yeri olduğu herkesin malûmudur. Ben burada uzun uzun Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Mevlâna, Hacı Bektaş... vb. Türk düşünürlerinin bu konudaki görüşlerini aktaracak değilim. Yine Yahudi, Rum, Ermeni, Süryani ve diğer gayri müslimlere Selçuklular'dan beri gösterilen hoşgörü ve Fatih'in verdiği haklardan da bahsetmeyeceğim. Bu konularda geniş bilgi sahibi olmak isteyenler Atatürk Kültür Merkezi yayını olan Erdem Dergisi'nin Türklerde Hoşgörü I, II, III özel sayılarına müracaat edebilirler.

İtilaf Devletleri Son Birliklerinin 2 Ekim 1923 Tarihinde Türk Bayrağını Selamlayarak İstanbul'dan Ayrılışları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 627-652
Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı son bulunca dünyada mağlup ve galip devletler olmak üzere iki ayn devletlerin oluşturduğu iki yeni grup oluşmuştu. Daha sonra galip devletlerin üstünlüğünde ve yeni toprak düzenlemeleri şeklinde yeni bir dünya dengesi için barış antlaşmaları yapılmıştı. Bu barış antlaşmalarının temelleri Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson'un barışın temel ilkeleri şeklinde yayınladığı 14 notaya dayanıyordu. Bu barış antlaşmalarından bir tanesi de Birinci Dünya Savaşı'nda yer alan ve bu savaşta en son yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu ile yapılmıştı. Mondros Ateşkes Antlaşması adını alan bu barışı Osmanlı İmparatorluğu temsilcilerinin imzalamasında 8 Ocak 1918 tarihli Wilson İlkelerinin Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili 12. maddesinin de tesiri olmuştur. Daha sonralan Galip Devletler bu ilkelere pek aldırmayarak ve çeşitli bahaneler ileri sürerek Türk ülkesini yer yer işgallere başlamışlardı. Bu işgallerden bir tanesi de İstanbul ve bölgesini kapsıyordu. Nihayet Anadolu'daki işgallerin bir devamı olarak 13 Kasım 1918 tarihinde İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinin oluşturduğu bir filo Boğaziçi'ne gelerek İstanbul'a tam 35 bin kadar kuvvet çıkardı. İstanbul'un işgali böylece başlamış oldu.

Milli Mücadelede İtalyan İşgalleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 26 · Sayfa: 395-416
I. Dünya Savaşı'nın başlarında tarafsızlığını ilân eden İtalya savaşın gelişimini yakından izledi. İtalya için savaşa girmede amaç, ekonomik ve siyasal beklentilerini mümkün olduğunca fazla tatmin etmektir. Bu bakımdan İtalya savaşa, hangi taraf beklentilerini daha fazla karşılarsa o blokla birlikte girecektir. Fakat savaşın başlamasından bir yıl sonra başlayan kamuoyu baskısı ve Çanakkale Savaşlarının İtilâf Devletleri tarafından kazanılacağı endişesi ile İtalya savaşa Fransa ve İngiltere yanında girmeye karar vermiştir. İtalya, İngiltere ve Fransa ile yaptığı andlaşmalarla savaştan sonraki beklentilerini garanti altına almıştır. 1915 Londra ve 1917 St.Jean de Maurienne gizli andlaşmalarıyla İtalya'ya Anadolu'da, İzmir'den Antalya'ya kadar geniş bir bölge vaat edildi. Savaş, İtalya'nın da yer aldığı İtilâf Devletleri tarafından kazanılmışsa da, İtalya'nın kendisine vaad edilmiş bölgelere yerleşmesinde bir takım zorluklar vardır. Her şeyden önce İtalya'ya vaad edilmiş olan İzmir, daha sonra, savaşa kendi yanlarında girmesi şartıyla Yunanistan'a da vaat edildi. Savaştan sonra toplanan Paris Barış Konferansı'nda İtalya ile Yunanistan arasında İzmir'e sahip olma konusunda büyük bir mücadele başladı. Bu mücadelede İngiltere, güçlü İtalya'ya karşı Yunanistan'ı destekledi. Konferansda, İzmir konusunda İngiltere'yi, Fiume meselesinde Amerika'yı karşısına alan İtalya, müttefiklerinden bağımsız bir Türkiye politikası izlemeye başladı.