7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Lozan Barış Antlaşması
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Lozan Barış Antlaşması ve Türk Kamuoyu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2006, Cilt XXII, Sayı 64-65-66 · Sayfa: 215-244
Tam Metin
Bu çalışmada; "Şark Meselesi'ni yada Doğu Sorunu"nu Türk milletinin lehine sonuçlandırmış olan Lozan Barış Antlaşması'nın ortaya çıkış süreci hakkında çok kısa bilgi verildikten sonra, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanması sırasında ve sonrasında Türk basınındaki yansımaları, Türk kamuoyunun tutumu ortaya konulmuştur. Bu bağlamda; Lozan Barış Antlaşması hakkında, dönemin Hâkimiyet-i Millîye, Vakit, Tanin, İkdâm, İleri, Akşam, Tevhid-i Efkâr, Tan gibi, Türk basınındaki tepkiler, Türk milletinin Lozan Barış Antlaşması'ndan önceki ve sonrasındaki tutumu, azınlıkların tepkileri, bazı resmî kurumların düşünceleri ve o günün şartlarında var olan sivil toplum örgütlerinin Lozan Barış Antlaşması hakkındaki düşünce ve tepkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Lozan Barış Antlaşmasından Sonra Balkan Ülkelerinden Muğla Vilayetine Gelen Muhacirler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 51 · Sayfa: 785-828
Türkiye ile Yunanistan arasındaki önemli anlaşmazlık konularından biri olan Türk - Rum Nüfus Mübadelesi Meselesi 30 Ocak 1923 tarihinde tarafların karşılıklı olarak imzaladıkları sözleşme ve protokol ile çözülmüştür. Bundan hemen sonra Türkiye gerekli hukuki düzenleme ve hazırlıkları yaparak değişik Balkan ülkelerinden muhacirlerin gelmesine ve farklı illerde yerleşmelerine izin verdi. Bu makalede, bu çerçevede Muğla Vilayetine gelen muhacirler İncelenmektedir.

Kıbrıs'ta 1931 İsyanı ve Yankıları

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 207-232
Tam Metin
Lozan Barış Antlaşması'nın Kıbrıs ile ilgili üç maddesi vardır. Bunlar 16, 20 ve 21. maddelerdir. 16. madde de özet olarak "Türkiye'nin antlaşmada açıklıkla belirtilen sınırlar dışında bulunan bütün arazi üzerinde ve bu araziye bağlı adalardan ayrı cezireler üzerinde her ne mahiyette olursa olsun sahip olduğu bütün hukuk ve dayanaklarından vazgeçtiğini "denilmekte 20. madde de ise: "Türkiye, Britanya Hükümeti tarafından Kıbrıs'ın 5 Teşrinisani 1914'te ilân olunan ilhakı tanıdığını beyan eder" ifadesi yer almaktadır. Bundan önce Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na Almanya ve müttefikleri safında katılmış olması üzerine de İngiltere adayı tek taraflı olarak ilhak etmiştir. 26. maddede ise, özet olarak" 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs adasında yerleşmiş bulunan Türk uyrukları, yerel kanunun saptadığı koşullar içinde, İngiliz uyrukluğunu edinecekler ve bu kimseler Türk uyrukluğunu yitireceklerdir..." denilmektedir.

Lozan Barış Antlaşmasına Göre Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Konunun T.B.M.M'de Görüşülmesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 581-608
11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, "Misak-ı Milli" sınırlarına, Musul ve Hatay hariç, ulaşmış bulunmaktaydı. Türkiye'nin diğer Batılı devletler gibi tam bağımsızlık ve eşitlik statüsünü kazandığı yer ise Lozan olmuştur. Lozan Barış Konferansı (20 Kasım 1922-24 Temmuz 1923) sonucu Türkiye, eşitliğini ve egemenliğini bütün dünyaya kabul ettirmiş oluyordu. Müttefik devletlerle imzalanan Lozan Barış Andlaşmasıyla, Musul, Hatay ve diğer bazı sorunlar dışındaki bütün sorunlar çözümlenmiş ve Türkiye, bağımsız devletler arasındaki yerini almıştır. Lozan Barış Konferansı'nın ortaya çıkardığı siyasi metinlerden biri de "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol'dür. Bu sözleşme ile gerçekleştirilen mübadele sırasında yaklaşık olarak 350.000 Müslüman Türk ile 200.000 Hıristiyan Rum yaşadıkları yerleri terk etmek durumunda kalmışlardır. Mübadele, sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra başlamış ve her iki ülke için de yıllarca sorun oluşturmuştur. Bu çalışmada, mübadele konusunun Lozan'da ele alınışı, konuyla ilgili Lozan görüşmelerinin ve imzalanan Mübadele Sözleşmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) ortaya çıkardığı tartışmalar İncelenmektedir. Ayrıca, mübadele sırasında ortaya çıkan "établi" ve Patrikhane sorununa da değinilmektedir.

Türk - Amerikan İlişkilerinin Yeniden Kurulması ve Ahmet Muhtar Bey'in Washington Büyükelçiliği

Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 162 · Sayfa: 277-356 · DOI: 10.37879/belleten.1977.277
Tam Metin
Türk - Amerikan ilişkileri 1917 baharında kesildi. Ancak on yıl sonra, 1927 sonbaharında yeniden kurulabildi. Amerika, 6 Nisan 1917'de Almanya'ya savaş açmıştı. Osmanlı İmparatorluğu, o savaşta Almanya'nın müttefikiydi; müttefikine karşı savaşa başlayan bir devletle normal ilişkilerini sürdüremezdi; 20 Nisan 1917'de Amerika'ya bir nota verdi ve bu devletle ilişkilerini kesti. Ama Amerika'ya savaş açmağa kadar gitmedi. Amerika da Türkiye'ye savaş açmadı. İki Devlet arasında savaş hali doğmamış, yalnız ilişkiler kesilmişti. Türkiye'de Amerikan haklarını İsveç gözetecekti. Amerika'daki Türk haklarını koruma görevi de İspanya'ya verilmişti. Bu durum yıllarca sürüp gitti. 1923 Lozan barış andlaşmasının yürürlüğe girmesiyle Türkiye'nin diş ilişkileri normale dönmüştü. Yeni Türkiye, yıllarca savaştığı ülkelerle de normal diplomatik ilişkiler kurmuştu. 1925 başında Londra, Paris, Roma, Atina gibi eski düşman ülkelerin başkentlerinde Türk elçileri artık görev başındaydı. İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan elçileri de Cumhurbaşkanı Atatürk'e güven mektupla= sunup Türkiye'de göreve başlamış bulunuyorlardı. 1925 yılında Türkiye'nin normal ilişkiler kuramadığı tek ülke kalmıştı: Amerika. Birleşik Amerika'nın Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk Büyükelçisi Mr. Grew ta 1927 Eylül'ünde Ankara'ya gelecekti. Türkiye Büyükelçisi Ahmet Muhtar Bey ise ayni yılın Kasım ayı sonunda Amerika'ya varacak ve aralık başında güven mektubunu sunacaktı.

Türk - Amerikan Siyasal İlişkilerinin Ana Çizgileri

Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 162 · Sayfa: 257-276 · DOI: 10.37879/belleten.1977.257
Tam Metin
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Türk - Amerikan ilişkileri bir patlama halinde geliştiği ve 15-20 yıl sonra da ciddi sarsıntılara uğradığı için, bu alanda Türkiye'de duygusallıktan uzak, bilimsel araştırma ve incelemeler henüz yapılamamıştır. Biz bu yazımızla, yeni Türkiye'nin Amerika B. D. ile ilişkilerinin bir kronolojisini, iki hükümetin birbiri nezdinde gönderdiği diplomatik temsilcilerinin bir listesini verirken ve bu ilişkiler üzerinde yapılacak incelemelere yararlı başlıca kaynakları gösterirken, sadece ana çizgiler biçiminde de olsa, onun son 60 yıllık gelişmesinin seyrini ve özelliklerini, kişisel kimi düşüncelerimizle birlikte, açıklamağa çalışacağız.

İstiklâl Savaşı ve Lozan

Belleten · 1974, Cilt 38, Sayı 149 · Sayfa: 1-30 · DOI: 10.37879/belleten.1974.149-1
Tam Metin
Türk Tarih Kurumu'nun nazik daveti üzerine, Cumhuriyet'in 50. yılı münasebetiyle toplanan bu birleşimimizde huzurunuzda bulunuyorum. Bana, "İstiklâl Savaşı ve Lozan Muahedesi" üzerine konuşma konusu verilmiştir. Bunlar üzerinde tarih malumatı vereceğim. Sırası geldikçe ben de fikirlerimi söylerim. Şimdi, arkadaşlarım, adından başlayayım. İstiklâl savaşı münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz. İstiklâl savaşı eseridir Türkiye Büyük Millet Meclisi. Cumhuriyet, istiklâl savaşının neticesidir; Birinci Cihan savaşının neticesi değildir. Birinci Cihan harbi bitmiştir. Ondan sonra galip Müttefikler, Türkiye ile yaptıkları mütareke münasebetiyle başka kararların tatbikini istiyorlar kanaati hâkim olmuştur. Gerek idare edenler içinde, gerekse devlet ricali içinde, esaslı olarak, hiç aldanmadan, o zamanın büyük kumandanlarından Büyük Atatürk, bu müşahedeyi yapmıştır. Bu müşahede, büyük bir mücadeleyle milletin malı olmuştur. Birinci Cihan harbi, imparatorluk tarafından imzalanan Mondros mütarekesiyle hitama ermiştir. Ondan sonra, onun muahedeleri gelir. Mondros mütarekesinin tarihi 30 Ekim 1918'dir. Türkiye, imparatorluğun müttefiki olan Almanlar ve diğer devletlerden evvel Mondros mütarekesiyle harbe nihayet vermiştir. Mondros mütarekesinin imzasında cepheden gelmiştim, İstanbul'daydım.