3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Portre Sanatı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

JALE İNAN - ELISABETH ALFÖLDI - ROSENBAUM, Römische und frühbyzantinische Portraetplastik aus der Türkei. Neue Funde. Mainz, Philipp von Zabern Verlag, 1979. I. Cilt: XVIII 368 sayfa metin, II. Cilt: 275 levha. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 897-900
Tam Metin
Genel olarak Roma devri portre sanatı ile ilgili yayınlara bakılacak olursa bunların, ya belirli zamanlar ile belirli kişileri içeren incelemeler olduğu veya çeşitli nitelikteki eserleri kapsayan koleksiyonların bilimsel katalogları ile eserleri tek tek inceleyen makaleler olduğunu görürüz. Bu tip yayınlar içinde belirli bir kent, eyalet veya ülke kökenli Roma portrelerinin toplu olarak incelendiği yayınlar nispeten azdır. Bu hususta Küçük Asya veya şimdiki sınırlarıyla Türkiye için ilk eser 1965 yılında Jale İnan tarafından yayınlanmış olup, o zamana dek Perge ve Side kazılarından çıkan portre heykelleri ile Pamphylia, Lykia ve Pisidia kökenli olup, Side ve Antalya Müzelerinde bulunan eserleri içermektedir. Bu araştırma ile İnan, Pamphylia'nın, özellikle Side ve Perge gibi iki önemli merkezin Anadolu Roma devri portre sanatında üslup özelliklerini saptamıştır. 1966 yılında J. İnan ve E. Rosenbaum tarafından yayınlanan eser ise, Küçük Asya kökenli olup, çeşitli Anadolu müzeleri ile İstanbul Arkeoloji Müzesi, Londra British Museum ve Viyana Müzesinde veya bazı özel koleksiyonlarda sergilenen, buluntu yerleri kesin olarak saptanabilen toplam 311 portreyi içermektedir. Roma cumhuriyet devrinden, Justinianus (M. s. 527-565) devrine kadar eserlerin geniş bir katalogu olan bu eser, arkeoloji yayınları arasında eksik olan büyük bir boşluğu doldurmuş ve kısa bir süre içinde tamamen tükenerek, 1971 yılında aynı yayınevi tarafından tıpkı basımı yapılmıştır.

Ankara Arkeoloji Müzesinde Bulunan Bir Portre Yüzü

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 172 · Sayfa: 711-714 · DOI: 10.37879/belleten.1979.711
Tam Metin
Burada konu olarak aldığımız eser, bronzdan yapılmış bir erkek başının yüzüne aittir. Müzeye, nereden, ne yolla geldiği bilinmemektedir. 134-1-1972 numara ile envantere kayıtlı olan bu eser içi boş döküm tekniğinde yapılmıştır. Yüksekliği 0.28 m. dir. Başın, kafatasının üst ve arka, yan kısımları, kulaklardan itibaren alnın az bir kısım eksiktir. Alnın büyük kısmı, pek az saçlar, kaşlar, gözler, burun, ağız, çene, sakalı mevcuttur. Çehre uzun olup dörtgen şeklindedir (Resim, 1-2). Alın, geniş, yüksek olup hafif öne çıkıktır. Alnın ortasında kişisel hatlarını belirten, uzunlamasına derin bir çizgi vardır. Bu çizginin biraz aşağısından, kaşların ortasına meyilli inen iki derin çizgi görülmektedir. Saçları; alın üzerinde, başın sol yanında pek az küçük parçalar halindedir. Saç telleri ince çizgilerle belirlenmiştir.

Sultan Cem'in Portreleri Hakkında

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 1-50 · DOI: 10.37879/belleten.1973.145-1
Tam Metin
Fatih II. Mehmed (1451-1481)'in talihsiz küçük oğlu Sultan Cem'in maceraları hakkında şimdiye kadar pek çok şey yazılmıştır. Bunların bir kısmı, Osmanlı tarihinden derlenmiş bilgilere dayanır. Bir kısmı ise Batı kaynaklarının yardımı ile meydana getirilmiştir. Nihayet bazıları da kaynaklardan veya ikinci el eserlerden toplanan bilgilerin, yazarın kabiliyet ve zevkine göre işlenerek romanlaştırılması suretiyle hazırlanan yayınlardır. Bütün bu irili ufaklı çalışmaların yanı sıra, hiç de az sayılamayacak bir diziyi de Sultan Cem'in portreleri hakkındaki araştırmalar teşkil etmektedir. Bunlar o kadar çok ve o kadar değişik görüşler ortaya koyarlar ki, Sultan Cem'in gerçeğe uygun bir portresinin olup olmadığı ve eğer varsa, hangisinin en doğru resmi olduğu bugün artık anlaşılamaz duruma gelmiştir. Sultan Cem'in portresi konusu karışık ve içinden çıkılmaz bir hale getirilmiş ve bu konu üzerinde hazırlanan son araştırma olan F. Babinger (1891-1967)'in bir makalesi ile de büsbütün çapraşık bir şekle sokulmuştur. Gelecek araştırmalara yol göstermek üzere Sultan Cem'in portreleri meselesini bir defa daha işlemeği lüzumlu gördük. Bu yazımızda Sultan Cem'in kesinlikle belki gerçek portresini ortaya koyamayacağız, fakat her halde de, bu konuyu şimdiki çapraşık durumundan biraz sıyırmış olacağız.