3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Trabzon
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Trapezus Sikke Darpları

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 265 · Sayfa: 707-746
Trapezus'un =Trabzon Coğrafi Konumu: Bir Pontos kenti olup, sınırları güney-doğuda Susurmena Sürmene ; doğuda Rhizaion'a Rize kadar uzanırdı(1) Yörenin doğusunda Kolkhis, güneyinde ise, Armenia Minor yer almaktadır. Trapezus topografyası oldukça dağlık olduğundan Plinius(2) burasının mante vasto clausum = geniş dağ kütlesi tarafından hapseldiğini söylemekteydi. Buna karşın gemilerin demir atmaları için uygun limanlara sahip olan Trapezus sahilleri(3) balıkçılık açısından bereketliydi(4). Yörenin dağları ise, maden bakımından oldukça zengindi. Özellikle bakır madeni açısından zengin olan bu dağlar tarihin her döneminde yoğun olarak kullanılmıştı. Bu durum söz konusu dağların civarlarında yoğunlaşan antik yol güzergahları tarafından desteklenmektedir. Trapezus territorium'unu adeta bir örümcek ağı gibi saran, yörenin iç kesimindeki yol ağı her bir vadi boyunca Karadeniz istikametine doğru ilerlemekteydi. Buradan da limanlar vasıtasıyla öngörülen istikametlere taşınmaktaydı.

Trabzon Bedesteni: Türk Bedesten Mimarisindeki Yeri ve Sorunlarına İlişkin Bir Değerlendirme

Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 923-938
Tam Metin
Eyice, Trabzon bedesteninin mimari özellikleri ve çözüm bekleyen problemleri bakımından bütün bedestenler arasında tek örnek olduğunu söyler(1). Duvarlarının ikinci bir kata imkan verecek kadar yüksek tutulmuş olması ve eşine başka yerde rastlanmayan bir üst örtüyle biçimlenmesi, yapıyı benzerlerinden ayıran en önemli özellikler olarak nitelendirilmiştir.

İngiliz Konsolosu Longworth'a Göre Trabzon Vilayeti (1892-1898)

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 881-910
Tam Metin
Tarihimizde 93 harbi olarak geçen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi Türkiye'nin bir ölçüde kaderini belirlemiş olması bakımından önemli bir savaştır. Savaş sonunda Rusya, Osmanlı Devletinin imzalamak zorunda kaldığı Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) ile hem Balkanlarda, hem de Kafkasya'da mutlak bir üstünlük ele geçirmiştir. Ancak Osmanlı Devletinin istemeden de olsa imzalamak zorunda kaldığı bu antlaşma Avrupalı büyük devletlerin, özellikle de İngiltere'nin ve Avusturya'nın menfaatlerine ters düşmekteydi. Onlara göre bu antlaşmanın kabulü kendi milli menfaatlerine ters düşeceği gibi, uzun vadede Avrupa barışı için de tehdit arz etmekteydi. Nitekim Rusya, Almanya, ve Fransa'nın da desteğini alan İngiltere ve Avusturya'nın kararlı tavırları sonucunda Berlin'de milletlerarası bir konferansın toplanmasına razı olmuş ve 13 Haziran 1878'de Berlin Kongresi toplanarak, 13 Temmuz'da antlaşma imzalanmıştır.