6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • lehçe
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Batı Kaynaklı Alıntılara Başkurt ve Tatar Lehçelerinden Öneriler

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 207-213
Cumhuriyet dönemi içerisinde dil bahsinde önemli adımlar atılmıştır. Devlet eli ile sadeleşmenin başladığı bu dönemde dildeki Arapça ve Farsça alıntı unsurlara karşı Türkçe kaynaklı karşılıklar belirlenmiştir. Karşılıkların tespitinde çeşitli yollara başvurulmuştur. Bu yollardan biri de lehçelerin söz varlıklarından yararlanmak olmuştur. 20. yüzyılın başlarından itibaren yeni Türk devletinin şekillenmesinde büyük katkı sağlayan Y. Akçura, S. Maksudi, H. Zübeyir, R. Rahmeti gibi isimlerdir. Bu isimlerin ortak yönü ise, İdil-Ural bölgesinden olmalarıdır. Bu nedenle İdil-Ural bölgesi Türk lehçeleri, Arapça ve Farsça alıntılara karşılık belirlemede başvurulan ilk kaynak olmuştur. Günümüzde İdil-Ural Türk lehçeleri ile birlikte diğer lehçelerin de söz varlığından yararlanma imkânı bulunmaktadır. Bu çalışmada kaynak olarak yine İdil-Ural Türk lehçelerinden karşılıklar teklif edilmiştir. Ancak bu karşılıklar Batı kaynaklı alıntılara yöneliktir.

YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BENZER ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN ÖNEMİ VE POLONYALILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BUNLARIN KULLANIMI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 245-268
Atasözü ve deyimler, milletlerin hafızalarının, yaşantı ve deneyimlerinin,kültürlerinin, olay ve durumlara yaklaşım tarzlarının, bakış açılarının yansıdığı kısa,özlü ifadelerdir. Anlatıma derinlik, kolaylık ve akıcılık kazandıran bu kalıp ifadeler,kültürel bilincin nesilden nesile aktarımı ve devamlılığı noktasında Türkçe eğitimiiçerisinde kendine önemli bir yer edinir. Atasözleri ve deyimlerin sahip olduklarıbu özellikler onları ana dili öğretimin yanı sıra yabancılara Türkçe öğretiminin detemel meselelerinden biri hâline getirmiştir. Yabancılara Türkçe öğretiminde önemisıkça vurgulanan kültürel aktarımın en kolay ve hızlı şekilde yapılabileceği ürünlerolarak atasözleri ve deyimler ön plana çıkmaktadır. Kendiliğinden kültürel aktarımyapabilen ve anlatıma kolaylık sağlayan bu özlü ifadelerin önemi ve öğretimiyle ilgilipek çok görüş ve öneri bulunmaktadır. Öğrenilmesi ve kullanılması zor olarak görülendolayısıyla da öğrenci ilgisinin az olduğu bu ifadelerin öğretiminde izlenebilecekyollardan biri de ana dili ile hedef dil arasındaki benzerlikler üzerinden gitmektir.Bu çalışmada, yabancılara Türkçe öğretiminde atasözü ve deyimlerin öğretimindeana dili ile hedef dil arasındaki benzerliklerden faydalanmanın önemi üzerindedurulmuş, buradan hareketle Türkçe ve Lehçede benzerlik arz eden iki yüz atasözüve deyim tespit edilmiş ve bir liste hazırlanmıştır. Hazırlanan liste, kelime ve anlambenzerliği olanlar ile yalnızca anlam benzerliği olan atasözü ve deyimler olarak ikikısımda ele alınmış ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Araştırmada nitelaraştırma desenlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır.

LEHÇEYE TÜRKLER TARAFINDAN TAŞINAN TÜRKÇE ARAPÇA FARSÇA KELİMELER VE KULLANIM BOYUTLARI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 69-92
Osmanlı-Lehistan ilişkilerinin tarihi boyutu tarihçiler başta olmak üzere pek çok araştırmacı tarafından kitap, makale, bildiri ve değişik yazılara konu edilmiştir. Ancak dil alanındaki etki, birkaç kelime üzerine yazılan makale ve sunulan bildiri dışında, bütün yönleriyle şimdiye kadar gerektiği gibi ele alınmamıştır. Yapılan çalışmalar da daha çok Kıpçak sahasına yöneliktir. Bu çalışma böyle bir eksiği gidermek amacıyla hazırlanmıştır.Eski adıyla Lehçe günümüzdeki kullanımıyla Polonya diline Türkçeden geçmiş kelimelerin taşınış ve anlam boyutları ile Osmanlı ve diğer Türk devlet-topluluklarının dilinden Lehçeye geçen kelimelerin eski ve yeni Lehçedeki işlevleri çalışmamızın çerçevesini oluşturmaktadır. Türk diline Arapça ve Farsçadan gelen kelimeler, Türkçe olmadıkları halde, Osmanlılar tarafından Leh diline taşındıkları için incelemeye dahil edilmiştir. Konuyu bütün yönleriyle ortaya koyabilmek amacıyla; I. Batı Türkçesi: Osmanlı Sahasından Lehçeye Geçen Kelimeler II. Kuzey ve Doğu Türkçesi: Osmanlı Sahası Dışındaki Türk Devlet ve Topluluklarının Dilinden Lehçeye Geçen Kelime- ler şeklinde iki ana başlık altında toplanmıştır. Kelimeler, ilgili oldukları alanlar göz rak sınıflandırılmış, alfabetik sıraya göre tarih ve sosyolingüis-tik açıdan değerlendirilmiştir.

Eski Türkçe Yazıtlar ve Yazıtların Türk Lehçelerinin Şekillenmesindeki Rolü Üzerine

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2000, Cilt 48 · Sayfa: 1-4
Eski Türkçe Yazıtlar ve Yazıtların Türk Lehçelerinin Şekillenmesindeki Rolü Üzerine dergide yer alan bir konuşmadır.

ESKİ TÜRKLERDE EDEBİ DİL VAR MIYDI?

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1983, Cilt 30 (1982-1983) · Sayfa: 157-161
Günümüzün dil araştırıcıları Türkçenin yazılı eserlerinin dilini bir taraftan Türk halkları ve kabilelerinin konuşma dili (veya lehçeleri) olarak veya öbür taraftan bugüne dek korunagelen dil olarak ele almaktadırlar. Buna göre örneğin runik yazılı eserlerinin dili lehçe, ağız ve şivelere bölünüyor ya da dil gruplarının temelini atan dil dedesi, ayrı ayrı Türk dillerinin ecdadı olarak sayılıyor.

TÜRKÇEDE ÇOCUK KAVRAMI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1977, Cilt 25 · Sayfa: 1-16
Çocuk sözcüğü Türk lehçeleri arasında "insan yavrusu" anlamıyla yalnız Türkiye Türkçesinde ve Kırım Türkçesinde bulunmaktadır. Kâşgarlı Mahmut'un Divanü Lûgati't-Türk'ünde ise çocuk "domuz yavrusu, her şeyin küçüğü olarak açıklanmıştır. Kâşgarlı'nın verdiği bu anlama bakarak sözcüğün asıl anlamanın "domuz yavrusu" olduğu, sonradan anlam kaymasıyla "insan yavrusu" anlamını kazandığı sanılmıştır.