3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • müze
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki Bir Kiliseye Ait Mimari Parçalar

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 49-60
Tam Metin
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde envanter numarasız bir ambona(1) ait olduğunu düşündüğümüz iki levha ile bir templon(2) payesi bulunmaktadır. Bu üç eserin pembe öbeklere sahip mermer malzemeye sahip oluşları, aynı kiliseye ait mimari parçalar olduklarını gösterir.

Kastamonu ve Sinop Müzelerinde Bulunan Bazı Tunç Çağ Çanak-Çömleği

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 519-528 · DOI: 10.37879/belleten.2001.519
Tam Metin
1-3 Haziran 1999 tarihleri arasında Kastamonu ve Sinop Müzelerindeki bazı arkeolojik malzemeler üzerinde çalışmalar yaptık. Bu makalemizde, sözedilen müzelerde rastladığımız bir kısım Tunç Çağ çanak-çömleği üzerinde durulacaktır. Çalıştığımız kap örneklerini başlıca üç ana grup içerisinde incelememiz mümkündür: 1.Omurgalı ve Dışa Açık Ağızlı Kaplar 2.Yayvan Çanaklar 3.Dipten Ağıza Doğru Genişleyen Kadehler

Kayseri Müzesindeki Eski Tunç Çağı Definesi

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 581-586 · DOI: 10.37879/belleten.1987.581
Tam Metin
1983 yılında Kayseri'nin Felahiye ilçesine bağlı Çukur bucağının 3 km. kuzeydoğusunda, Kağnı deresindeki kum ocaklarından kum alınırken bulunduğu bildirilen 29 adet tunç eser Müzemize getirildi. Ele geçirilen bu eserlerin yanında değişik malzemelerden yapılmış, değişik türde başka eserlerin de bulunup bulunamadığı anlaşılamadı. İlk bakışta bu eser grubunun bir defineyi temsil ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu defineyi oluşturan eserlerden bir kısmının eksik olduğu izlenimi edinilmiştir. Yerinde yaptığımız araştırmalarda, buluntu yeri olarak işaret edilen kesimde herhangi bir eski kalıntıya rastlanmamıştır. Yalnız bugünkü köyün dışında, kum ocaklarının bulunduğu yere 1 km. uzaklıktaki tarlada, Eski Tunç Çağı'na ait kaba seramik parçaları ele geçirilmiştir. Bu araştırma sırasında köylüler, sözkonusu tarlada daha önceleri küçük bir tepenin bulunduğunu, sonradan bu tepenin sürülerek düzleştirildiğini ifade etmişlerdir. Bu bilgilerin ışığında üzerinde duracağımız eserlerin, ait oldukları çağda, bu iskan yerinin yakın çevresine depo edilmiş, saklanmış olabilecekleri gibi, tamamen ayrı bir bölgeden, özellikle Orta Anadolu'nun kuzeyinden Müzemize getirilmiş olabilecekleri ihtimali de düşünülebilir. Kağnı deresindeki kum ocağından elimize geçmeyen irice kahverengi bir kap içerisinde bulundukları yolundaki ifade, bu eserlerin bir define, bir depo oldukları görüşüne ağırlık kazandırmaktadır. Define, teber biçimli onbir balta, sap delikli üç balta, bir kabza veya asa başı ile onüç çalparadan oluşmaktadır.