3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Atatürkçülük 1
- Companies 1
- Foreign Capital 1
- güvenlik 1
- Kemalism 1
Türkiye’de Yabancı Sermayeli Şirketlerden Yabancı ve Gayrimüslimlerin Tasfiyesinin Nedenleri (1922-1923)
Belleten · 2023, Cilt 87, Sayı 308 · Sayfa: 293-331 · DOI: 10.37879/belleten.2023.293
Özet
Tam Metin
Lozan Barış Konferansı’nda TBMM Hükûmeti ile İtilaf Devletleri arasında halledilmesi gereken en önemli konulardan birisi de Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin statüsüydü. Bir taraftan konferans süreci devam ederken diğer taraftan yükselen milliyetçi duygunun da etkisi ile yabancı sermayeli şirketlerde çalışan yabancıların ve gayrimüslimlerin tasfiyesine yönelik talepler yükselmeye başladı. Bu tasfiye talebini kapitülasyonlar ve diğer ayrıcalıklar sayesinde yabancıların ve gayrimüslimlerin iktisadi olarak Müslüman/Türk kesimden daha iyi durumda olduklarına dair algı besliyordu. Müslüman/Türk kesimden gelen itirazlar ve eleştiriler doğrultusunda zaferden hemen sonra başlayan tasfiyeler Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla yoğunlaştı ve 1920’li yıllar boyunca devam etti.
Şirketlerdeki yabancı ve gayrimüslim çalışanlara yönelik tasfiyelerin nedenlerini; millet yaratma projesi olarak tasfiyeler, iktisadi nedenler ve güvenlikle alakalı nedenler şeklinde üç başlık altında toplamak mümkündür.
Kendisini ulus-devlet olarak tanımlayan yeni Türk devleti doğası gereği Osmanlı’dan devralınan nüfusu homojenleştirmek istiyordu. Buna bağlı olarak millet yaratma sürecinde güvenilmez olarak görülen gayrimüslimleri “millet” tanımının dışında tutan politikalar izlemeye başladı. Bu politikaların en bilinenlerinden biri de gayrimüslimlerin şirketlerden tasfiye edilmeleri olmuştur. Aslında bu tasfiyelerle yeni Türk devleti, siyasi bağımsızlığın yanı sıra iktisadi bağımsızlığı da sağlamak gerekçesiyle çalışma hayatında etkin olan ve artık güvenilmez olarak değerlendirilen yabancı ve gayrimüslimleri tasfiye ederek yerlerine güvenilir görülen Müslüman/Türk unsuru ikame edecek politikaları yürürlüğe koydu.
Atatürkçülükte Millileşme, Lâikleşme, Çağdaşlaşma (Medeniyetçilik)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 521-526
Özet
Atatürkçü düşünce sisteminin değişmez prensipleri, özetle milliyetçilik ve medeniyetçiliğe dayanır. Millî Mücadele ve sonrasında girişilen devrimlere, milliyetçilik ve medeniyetçilik ilkeleri, başlıca kaynak olmuştur. Bu kaynaklan dikkate alarak, Atatürkçü düşünce sisteminde üç düşünce akımının Önemli yerleri bulunduğunu görmekteyiz. Bu akımlar, millileşme, lâikleşme ve çağdaşlaşma (medeniyetçilik) dır.
Millîleşme ve Çağdaşlaşma Lideri Atatürk
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 3 · Sayfa: 863-870
Özet
Türk ulusunun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, evrensel boyutlarda büyük insan Atatürk'ün sayısız hizmetlerinden ve başarılarından yalnız biri bile O'na tarihte çok şerefli bir yer sağlayabilirdi. Atatürk, savaşlardaki başarılarıyla büyük bir asker, büyük bir devlet kurucusu olduğu kadar, görüşlerindeki sağlamlık, doğruluk, gerçekçilik, uluslararası ilişkilerde güvenirlik, kararlılık, barış ve insanseverlik değerleri ile de evrensel bir liderdir. O, emperyalizmi yenerek millî, tam bağımsız bir Türk devleti kuran, kurduğu bu devleti çağdaş uygarlık düzeyine çıkartmaktaki savaşı başlatan ve başaran liderdir. Bu yazımızda O'nun özellikle bu iki vasfı üzerinde duracağız.