3 sonuç bulundu
Türkiye’de Yayımlanan Çalışmalar Işığında Kaşkay Türkçesinde İkilemeler
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 47-76 · DOI: 10.24155/tdk.2020.140
Özet
Bu çalışmada, Kaşkay Türkçesiyle yazılmış Kaşkay Atasözlerinde Ad Aktarmaları, Kaşkay Türklerinden Mansur Şah Muhammedi'nin Şiirleri, Kaşkay Türkçesi, Kaşkay Türklerinin Çocuk Edebiyatı Ürünleri ve Bu Ürünlerin Çocuk Gelişimi Üzerine Etkisi, Kaşkay Türkçesi Metinleri, Bir Kaşkay Türk Şiiri Antolojisi: Ḳaşḳā'i Şi'ri yā Āsār-i Şu'arā-yi Ḳaşḳā'î, Mazun Şiirler adlı eserlerde yer alan ikilemeler ele alınmıştır. Türkçe ve Farsça olmak üzere, iki dilli bir halk olan Kaşkay Türkleri, kendi yazı dillerini oluşturma yolunda ciddi çabalar sergilemektedirler. Kaşkay Türkçesindeki ikilemelerin tespit edilmesi, Kaşkay Türkçesi söz varlığının belirlenmesi ve Kaşkay Türkçesi ikilemelerinin özelliklerinin ortaya konması noktasında önem arz etmektedir. İkileme ile ilgili kuramsal açıklamaların yapıldığı "Giriş" bölümünde dil bilimcilerin bu kelime grubunu nasıl tanımladıklarına ve ikilemeler için kullanılan farklı terimlere değinilmiştir. Ayrıca ikilemelerin oluşturulma yolları ve nasıl tasnif edildikleri açıklanmaya çalışılmıştır. "İkilemeler" başlığı altında, Kaşkay Türkçesine ait bazı metinlerde tespit ettiğimiz en az bir ögesi Türkçe olan ikilemelerin alfabetik listesi, örnekleriyle birlikte verilmiştir. "İnceleme" bölümünde, metinlerde tespit edilen ikilemeler, kelimelerinin kökenine, ögeleri arasındaki anlam ilişkilerine ve ögeleri arasındaki ses benzerliklerine göre ele alınmıştır. Çalışmanın "Sonuç" bölümünde ise tespit edilen ikilemelerin tasnif edilmesi neticesinde ortaya çıkan sayısal veriler belirtilmiştir. Her bir inceleme başlığı için ayrı şekilde belirtilen sayısal verilerin yüzdelik oranlarına da yer verilmiştir. Ayrıca, elde edilen sayısal veriler ışığında çeşitli tespitler ve yorumlar yapılmıştır.
Tekerlerden Tekrarlara Gamba’da Dönüş ve Dönüşüm
Erdem · 2017, Sayı 71-72 · Sayfa: 39-58 · DOI: 10.32704/erdem.537389
Özet
Tam Metin
Günümüz Türk edebiyatının üretken yazarlarından Cemil Kavukçu'nun 2005 yılında yayımlanan Gamba başlıklı romanı, özgürleşmek amacıyla bisikletleriyle doğa yolculuğuna çıkan, fakat geride bırakmayı umdukları hayatlarına kısa sürede "dönüş" yapan dört arkadaşı konu edinir. Kavukçu'nun öteki yapıtlarında da sıklıkla karşılaştığımız dönüş izleği, Gamba'da tematik ve mecazi düzlemlerde yorumlanabilecek üç temel dönüş hareketi şeklinde yansıma bulur: Bisiklet tekerlerinin dönüşü, dört arkadaştan birinin çocukken rüyalarına giren korkunç yaratık Gamba'nın yıllar sonra dönüşü ve karakterlerin yolculuk öncesi yaşamlarına dönüşü. Bu makale, söz konusu hareketlerin psikolojik ve toplumsal dinamiklerini çözümlerken, Gamba'nın, Kavukçu'nun yapıtlarındaki edebî döngüselliği de anlamlandırmaya yarayacak temsilî bir metin olarak yorumlanabileceğini öne sürmektedir. Makalede Kavukçu'nun yapıtları üzerine yapılan çalışmalarda sıklıkla üzerinde durulan yalnızlık ve yabancılaşma izleklerine psikanalitik bir bakış açısıyla yaklaşılmaktadır. Karakterlerin kişisel tarihleri kadar, "uygarlığın huzursuzluğu"nu da temsil eden söz konusu üç dönüş hareketi, Kavukçu'nun "Yazma Sıkıntısı" başlıklı denemesinde edebî üretimin kaynağı olarak gördüğü sıkıntı duygusuyla ilişkilendirilmektedir. Bu çerçevede, Gamba'da temsil edilen ve Freud'un "bastırılanın dönüşü", "yineleme zorlantısı" ve "tekinsizlik" gibi kavramları aracılığıyla açımlanan ruhsal yaşantı, Kavukçu'nun resmettiği yazma ânının ardındaki dinamikleri de açıklayabilir. Sonuç olarak makale, Kavukçu'nun benzer karakter, mekân ve temalara tekrar tekrar dönüşünün nedeninin Gamba'daki dönüşlerle aynı eksende düşünülebileceğini öne sürmektedir. Buna göre, her iki durumda da dışına çıkılması imkânsız bir çemberin içinde var olmanın tek yolu çemberin sınırlarını zorlamaktır.
Orhan Duru Öyküselliğinde Sembolik Dil ve Yinelemeler
Erdem · 2013, Sayı 65 (Küçürek Öykü Özel Sayısı) · Sayfa: 59-70
Özet
Tam Metin
Öykünün özellikle küçürek öykünün sıkışan zaman ve an arasında kalan insan hâllerine yönelmesi, bu yüzyıl işlevselliğini önceleyen sürrealist, postmodern yapıyla doğrudan bağlantılıdır. Biçemlerin anlatmak yerine duyumsatmaya yönelik imge düzeninde öykü şiirin ortak yapılarına döner, dönüşür. Kısa öykü her biçimde şiiri ayakta tutan duygu tekrarlarını ara bir tür olmanın umarsızlığıyla kullanır. Sembolik dil ve yineleme bu duyuş metaforlarının asli unsurlarıdır. Yoğunlaşmış yapı içerisinde bilinçli boşluklar bırakılarak okuyucuya tuzaklar kurulur ve okurun etki alanı genişletilir. Kendince söyleme biçimleriyle öykülerini kuran Orhan Duru da benzer bir tavır sergilemiştir. Duru'nun kısa öykülerinde dönemin ve söylemin aklın aynasındaki tutuklu halleri, sembolik dilin ve tekrarların lirizminde hayat bulmuştur. Böylece küçürek öykü, şiiriyet taşıyan sosyal bir yapılanma tercihi olarak metni kendileştiren bir özgünlüğe kavuşmuştur.