16 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • suriye
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk’ün Askerî Yaşamında Suriye Günleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 163-208
Balkanlarda, Osmanlının Avrupa yakasında bir liman şehri Selanik'te doğmuş olan Atatürk, hayatının ilerleyen dönemlerinde Suriye, Trablus, Doğu Anadolu ve Avrupa ülkelerine genellikle görevli olarak seyahatlerde bulunmuş, ileriki yıllarda yeni Türk devleti kurulurken buralarda edindiği tecrübe ve gözlemlerden yararlanmıştı. Birincisi daha ilk subaylık yıllarında ve İkincisi Birinci Dünya Savaşı'nda olmak üzere iki defa gittiği Suriye'de yaşadıkları da Onun tercihlerinde etkili olmuştu.

Güneydoğu ve Milli Bütünlüğümüzün Coğrafi-Tarihi Temelleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 193-203
Tarihi hadislerin izahında, Tarihi olaylar ile tabii olaylar arasındaki ilişki ve benzerliklerin daima dikkate alınması gerekir. İbn Haldun'un coğrafyaların insanlar üzerindeki tesirlerine dair görüşü bu ilkeye temel teşkil etmektedir. Toplumlar üzerinde tesir icra eden coğrafya, üzerinde bulunan Devletler üzerinde de benzer tesirler icra eder. Dolayısı İle her coğrafya bir takım umumi kanunlar ortaya koyar. Bütün zamanlar için geçerli olan bu kanunlar tabi oldukları coğrafyaların organik bir bütünlük arz etmelerinden kaynaklanmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesi de tarihin ilk dönemlerinden beri coğrafi, siyasi, beşeri, ekonomik ve kültürel olarak Anadolu'nun tabii bir parçası olmuştur. Hititler ile Mısır, Bizans ile İslam, Osmanlı ile Memlukler arasındaki mücadelelerde ve en son işgallere karşı Milli Mücadele'nin bu bölgede başlaması ve ilk kazanılan cephe olması Güneydoğu Anadolu'nun, Anadolu'nun tabii bir parçası olduğunu göstermektedir. Kısaca Osmanlı miri rejimi ile Misak-ı Millinin bu coğrafi-tarihi temeller üzerinde Örtüşmesi başka türlü izah edilemez ve Güneydoğu Anadolu'nun milli bütünlüğümüz içindeki yeri belli coğrafi ve tarihi temellere dayanmaktadır.

Suriye'deki Türkçe Yazma Eserler

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1997, Cilt 45 · Sayfa: 439-444
Suriye uzun yıllar Türk hakimiyetinde kalmıştır. Özellikle Osmanlı döneminde, Halep ve Şam önemli yerleşim merkezleridir. Dört yüzyıl gibi uzun bir zaman Osmanlı hakimiyetinde kalan ve bir eyalet olan Suriye, bugün sun'i bir sınırla Türkiye'den ayrılmıştır. Ancak Türk kültürünün izleri, ülkede hala hakimiyetini sürdürmektedir. Bu yazıda ise Suriye'de bulunan Türkçe yazma eserler listelenmiştir.

MUHAMMAD M. AL-ARNAVUT, Mu'tiyat 'an Dımaşk ve Biladi’ş-Şam el-Cenubiyye fi Nihayeti el-Karni's-Sadis ‘Aşer, Şam 1993, 247 Sahife (Sinan Paşa ve Suriye'deki Vakıfları) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 429-438
Tam Metin
Osmanlı-Arap tarihinin eskiden gözdesi bu gün gözyaşı olan Biladi'ş-Şam denilen Suriye bölgesi üzerine gerek Arapça gerekse Türkçe pek araştırma yapılamamıştır. Buna mukabil Muhammad al-Arnavut'un belirttiği gibi araştırmalar Batılılarca veya Batı dillerinde yapılmıştır.

MAURITS N. VAN LOON (ed.), Hammam et-Turkman I-II. Report on the University of Amsterdam's 1981-1984 Excavations in Syria, İstanbul Hollanda Arkeloji Enstitüsü yayını (Leiden 1988), 23 bölüm, 727 sayfa, 208 levha (fotoğraf, plan, keramik çizimi), 158 tablo. İlgili fotoğraflar, çizimler ve kataloglar her bölümün sonuna eklenmiştir. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 1101-1104
Tam Metin
Eser iki ciltten oluşur. Suriye'de Belih Irmağı üzerinde ve Türkiye sınırına oldukça yakın bir bölgedeki Hammam et-Turkman ile 2 km. kadar kuzeyindeki Damişliya höyüklerinin raporudur. Bu höyüklerde kazılar Amsterdam Üniversitesi'nden van Loon'un başkanlığında yapılmıştır. Her iki höyük tüm stratigrafi ve buluntularıyla ekip elemanları tarafından van Loon'un edisyonuyla sunulmuştur.

19. Yüzyılın İkinci Yarısında Suriye'nin Sanayi ve Ticareti

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 825-832 · DOI: 10.37879/belleten.1986.825
Tam Metin
Suriye gerek tarım gerekse sanayi bakımından İmparatorluğun başta gelen eyaletlerindendi. Eyalet merkezi Şam, yaklaşık 200 bin nüfusu ile büyük bir sanayi şehri olmanın yanında Doğu-Batı ticaretindeki mutavassıt rolü ile de ayrı bir önem taşımaktaydı. Şam'ın ticaretteki bu önemi geniş ölçüde eyaletin liman nehri olan Beyrut'un hinterlandını teşkil etmesinden kaynaklanmaktaydı. Zira Beyrut üzerinden ithal edilen mallar Şam'daki antrepolarda toplanarak diğer pazarlara dağıtıldığı gibi ihraç edilecek ürünlerde yine Şam'da toplanarak Beyrut üzerinden dış pazarlara gönderilmekteydi. Fakat unutmamak lâzımki geniş ve mümbit topraklarıyla Suriye herşeyden evvel zengin bir tarım ülkesi idi. Ne varki burada da tarım diğer Osmanlı eyaletlerinde olduğu gibi ilkel usullerle yapılmaktaydı. Ancak bazı sektörlerde modern üretim usulleri uygulanmıştır ki bunların başında Bölgenin katolik kesimi tarfından yapılan şarapçılık gelmektedir. Suriye'de tarımı yapılan belli başlı ürünler buğday, arpa, yulaf, mısır, darı, baklagiller, bazı yağ bitkileri, narenciye, kayısı, üzüm, incir, pamuk ve tütünden ibaretti.