4 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- tercüme 3
- translation 3
- çeviri 1
- çift yanlı 1
- double false position. 1
- Edirnevi 1
- Edirnevî 1
- interpreting 1
- Karsi 1
- Karsî 1
Klasik Dönem Osmanlı Matematiğinde Pîr Mahmud Sıdkı Edirnevî’nin “Çift Yanlış” Metodu
Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 149-174 · DOI: 10.32704/erdem.838723
Özet
Bilinen niceliklerle yapılan işlemlerin ötesinde, bilinmeyen niceliklerle yapılan işlemlerin dahi arka planı, eski çağ uygarlıklarına kadar dayanır. Bu işlemlerden dikkat çekici olanlardan birisi de “yanlış yolu ile çözüm” metodudur. Esas prensibi rastgele bir tahmine dayanan “yanlış yolu ile çözüm”, cebirsel ifadeler veyahut bayağı kesirlerden doğacak muhtemel zorluklara hiç fırsat verilmeden, bilinmeyen niceliklerle oldukça hızlı ve basit işlemler yapılmasını sağlayan en yaygın metotlardan biridir. Avrupa’da da uzun yıllar kullanılan “yanlış yolu ile çözüm”e, Osmanlıların hem medrese kitaplarında, hem de muhasebe kaleminin (bürokrasinin) kaynak olarak kullandığı matematik kitaplarında yer verilmesi, bu hususta bir gelenek oluşturmuş ve bu metot, klasik dönem Osmanlı matematiğinde hesap ilminin ayrılamaz bir parçası haline gelmiştir. Aslında tek yanlış ve çift yanlış olmak üzere iki tür olan bu metot, bu dönemdeki eserlerde, çift yanlış metodunun önemine binaen “Hata’eyn (Çift yanlış)” başlığı altında işlenir. Çünkü, tek yanlış metodu, ax=b tipinde bir denklemi temsil eden problemlerde uygulandığı için esasında basit bir orantıya dayalıdır. Yanlışların aynı veya farklı işarette bulunmasına göre iki alt türe ayrılan çift yanlış metodu ise, “genellikle” ax+b=c tipindeki denklemleri temsil eden problemlerde, cebirsel işlemlere başvurmaksızın uygulanabildiği için daha fazla vurgulanmıştır.
Klasik dönem Osmanlı matematiğini biçimlendiren ilk metinlerden bazıları, eğitim kurumlarında benimsenen Ali Kuşçu’nun elMuhammediyye fî el-Hisâb’ı (15. asrın sonu) ve muhasebeciler arasında benimsenen Hacı Atmaca el-Kâtib’in Mecmaʻu’l-Kavâid fî Beyâni Müntehâbi’l-Fevâid’inin (15. asrın sonu) yanı sıra, Fatih Sultan Mehmed dönemine ait olan Hayrettin Halil bin İbrahim’in Miftâh-ı Künûz-ı Erbâb-ı Kalem ve Misbâh-ı Rumûz-ı Ashâb-ı Rakam isimli Farsça eseri (15. asrın sonu) ile bunun Pir Mahmud Sıdkı Edirnevî (16. asrın başı) tarafından yapılan tercümesidir. Çalışmamızda, Edirnevî’nin tercümesi üzerinden, çift yanlış yoluyla çözüm metodunu analiz etmek suretiyle, 15. asrın sonu ve 16. asrın başında Osmanlı matematiğine yapılan katkıları ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu eserler özellikle muhasebecilere hitap etmekte olduğu için muhasebe kaleminin kendine özgü uygulamaları göz önünde bulundurularak metin ele alınmıştır. Konunun tarihsel arka planından bahsedildikten sonra, eser ve incelenen metne temas edilmiştir. Daha sonra, metnin matematiksel içeriğine yer verilmiştir. Böylece, metindeki çözümlü problemlerle ilgili en önemli tespitler sunularak, aritmetikte son derece gözde bir konuma getirilen bu metoda Osmanlıların nasıl ve ne ölçüde yer verdiği değerlendirilmiş ve metodun uygulamalı bir matematik anlayışına yansıması belirlenmeye çalışılmıştır.
MOĞOL DÖNEMİNDE ÇEVİRİ VE UYGUR MÜTERCİMLER
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 68 · Sayfa: 7-21 · DOI: 10.32925/tday.2019.28
Özet
Moğol devleti, Çin tarihinde pek çok farklı ulusu tek devlet çatısı altında toplayan, bugünkü Çin sınırlarının şekillenmesine ön ayak olan büyük bir devlettir. Bozkırda ortaya çıkıp yüzlerce yıllık yerleşik kültüre sahip ülkelere hükmetmek kolay değildi. Bu yüzden devletin kuruluşundan itibaren etkili devlet politikası oluşturulmuş, devlet yönetiminde ve toplumun kültürel açıdan güçlenmesinde birtakım tedbirler uygulanmıştır. Bu süreç içerisinde Uygurlar her alanda çok çalışmış, büyük hizmetler göstermiştir. Yapılan katkılar Moğollar için bir yazı icat etmeyle başlayıp Moğol devletinin üst tabaka zümresine okuma-yazma öğretme, devlet yönetiminde bilgi kaynağını oluşturma, devletin gelişmesinde gerekli olan eserleri tercüme etme ve en önemlisi kalıcı kültürel miras üretmeye kadar gitmiştir. Bu yazıda, Moğol dönemindeki çeviri kurumları ve faaliyetleri ile Uygurca, Çince, Tibetçe, Sanskritçe ve diğer dillerden Moğolcaya eserler çeviren Uygur mütercimler üzerinde durulacaktır.
EŞ-ŞİFÂ’NIN TÜRKÇE TERCÜMELERİ VE TÂLİB HOCAZÂDE İSHÂK NECÎB KARSÎ’NİN TERCEME-İ ŞİFÂ-İ ŞERÎF’İ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 205-214
Özet
Tâlib Hocazâde Hâfız İshak Necîb, Karslı bir âlim olup 1798 yılındaKâdî İyâz'ın Eş-Şifâ adlı eserini Türkçeye tercüme etmiştir. Eş-Şifâ,İslam dünyasında çok tanınıp sevilmiş bir eser olup üzerine birçok şerh,tercüme ve özet yazılmıştır. Bu eser, Hz. Peygamber'in örnek hayatınıtüm yönleriyle anlatmak amacıyla Endülüslü âlim Kâdî İyâz tarafındankaleme alınmış bir eserdir. Farklı kişilerce defalarca Türkçeye çevrilmişolan bu eserin mütercimlerinden birisi de Tâlib Hocazâde Hâfız İshakNecîb-i Karsî'dir. Eserin ön sözünde mütercim "kitabının elli beşincibabında bazı velilerin kerametlerini anlatmak istediğinde öncelikle Hz.Peygamber'in mucizelerini nakletmenin uygun olacağını düşündüğünüancak Hz. Muhammed'in mucizeleri de çok olup onu müstakil birkitapta anlatmak daha uygun düştüğünden; hadis kitaplarından, Hz.Muhammed'in vasıflarının çoğunu içerip herkesçe sevilen bir eser olanama dili Arapça olup seviyesi de halka uygun olmayan Kâdî İyâz'ınŞifâ-i Şerîf'ini Türkçeye tercüme etmenin daha faydalı olacağını gördüğünüve böylece Şifâ-i Şerîf'i tercüme etmeye başladığını" söylemiştir.Bu bölümde mütercim daha sonra Kâdî İyâz ve ailesi hakkında ayrıntılıbilgiler verip tahsil durumu ve ortaya koyduğu eserlerini tanıtmıştır.Eser dört kısımla bunların içindeki baplar ve fasıllardan oluşmuştur.Bu makalede Eş-Şifâ'nın Türkçe tercümeleri ve İshak Necîb Efendi'nintercümesi analitik biçimde incelenerek tanıtılmaktadır.
Yeni Bulunan Bir At'Tasrif Tercümesi : "Zahrâvi ve 'İlm-i Cerrah"
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 445-452
Özet
Tam Metin
Manisa İl Genel Kütüphanesi tıp yazmaları yönünden oldukça zengindir ve bunlar içinde tek nüsha olan eserler de mevcuttur. Bu nadir yazmalara hekim ve şair Ahmedî (1334?-1413)'nin Tarvih al-Ervah ve Beyruni' (973-1051)'nin Farsça Kitab-al Saydala Tercümesi örnek gösterilebilir. Burada tanıtmaya çalışacağım kısaltılmış Zahravî tercümesi de bu ünik yazmalardan bir tanesidir.