56 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • turkish
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

ŞAMANİZM İNANCINDA RİTÜEL MASKELERİ VE GÖMÜ MASKELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 46 · Sayfa: 27-55
Maske tanınmamak, korunmak, gizlenmek ve güzel görünmek gibi farklı amaçlarlayüze ve başa takılan, çeşitli malzemelerden hazırlanan yapay yüz ve başlıktır. Maskelerbağlamına göre anlam ve işlevsellik kazanır. Maskeler "ritüel ve gömü maskeleri"olarak ikiye ayrılmaktadır. Ritüel maskeleri canlılar, gömü maskeleri ölüler içinhazırlanmaktadır. Sibirya, Altay ve özellikle Yenisey bölgelerinde yapılan bilimselaraştırmalar neticesinde çok sayıda maske, büst, kukla ve kayalar üzerine yapılmışmaske ve maskeli hayvan figürlü resimler bulunmuştur. Şaman(Kam)lar tarafındandoğayı idare eden ruhlar ve tanrıların merhametini kazanmak, onlara hoş görünmekiçin yapılan ritüel ve ayinlerde, ayini yöneten şaman, bağlama uygun maske ve başlıktakmaktadır. Bu maskeler tahta, hayvan derisi ve çeşitli metallerden hazırlanmakta,üzerlerine çeşitli motifler yapılmakta ve bazı aksesuarlar monte edilmektedir. Hakasveya Yakut şamanlarının ayinde taktığı maskelerin onun kişiliğine bürüneceği hayvanveya varlığı sembolize ettiği bilinmektedir.Gömü maske ve büstleri olarak adlandırılan maskeler ise birkaç yılda yapılan büyükve nihai gömüye kadar bekletilen cesetlerin kafataslarına uygulanmıştır. Buradabazı amaçlar gözetilmektedir. Gömü maskeleri ölenin kafatasında meydana gelebilecekbozulmaları önlemek ve gizlemek, ölüme hemen teslim olmayı reddetmek ve pratikolarak büyük gömüde cesetleri tanıyabilmek amacıyla yapılmıştır. Ölen kişinin cesedi,ailesi ve mensubu olduğu toplum tarafından nihai gömüye kadar geçici gömü yerindemuhafaza edilir. Ölen kişinin tinsel ruhunun bir bulunma mekânı olarak kukla-mankenleryapılmış, yakılan cesedin külleri de bu kuklaya yerleştirilmiştir. Gömü maskeve büstleri umumiyetle alçı taşı kilden yapılmıştır; gömü mankenleri ise hayvanderilerinden hazırlanmıştır. Halk, gömü maskeleri sayesinde toplu olarak gömeceğiölülerini nihai gömüye en iyi şekilde hazırlamaya ve bu maskeler vasıtasıyla da gömüdensonra da kendi kültürel belleği olan mazisiyle manevi irtibatını koparmamaya gayret etmiş. Halkın korumaya çalıştığı kendi geçmişiyle olan manevi bağ geleceğinintemellerini oluşturmaktadır.

Ağız Bilimi Çalışmalarının Türkçe Öğretimi Açısından Önemi

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 7-38
Ural-Altay Dilleri arasında yer alan ve günümüzde 12 milyon m²'lik bir alanda yaklaşık 220 milyon kişi tarafından konuşulan Türkçe, dünyanın bilinen en eski ve en zengin dillerinden biridir. Türkçenin farklı coğrafyalarda, oldukça fazla kişi tarafından iletişim, bilim ve sanat dili olarak kullanılması, farklı lehçe ve ağızlarının da oluşması Türkçenin gelişmişliğinin ve zenginliğinin de göstergesidir. Türkçenin tarihî ve çağdaş lehçeleriyle ve ağızlarıyla ilgili bugüne kadar pek çok müstakil eser yayımlanmıştır. Türkçe öğretimiyle ilgili de özellikle son yıllarda birbirinden değerli eserlerin yayımlandığı bilinmektedir. Ancak Türkçe öğretiminde ağızların ve ağız araştırmalarının rolü ve önemi üzerinde yeterince durulmamış; Türkçenin eğitimi ve öğretimi alanında ağız bilimi ile ilgili çalışmalardan da yeterince yararlanılmamıştır. Bunda Türkçenin eğitimi ve öğretimi alanında çalışanların / öğretenlerin kendi alanları dışında kalan alanlara kayıtsız kalmalarının, dil bilimi, dil bilgisi, Türk lehçeleri ve bu bağlamda ağız bilimi ile ilgili yeterli bilgi ve birikime sahip olmamalarının rolü büyüktür. Bu makalede Türkçenin eğitimi ve öğretiminde ağızların ve ağız bilimi araştırmalarının rolü ve önemi hakkında bilgi verilmektedir.

KLASIK ŞIIRDE TÜRK GÜZELI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 137-158
Klasik Türk şiirinde sevgilinin güzelliğine dair hususlar, genelde o güzellik unsuruyla benzerlik gösteren varlıklara nispet edilerek anlatılmaktadır. Belirli bir insana, topluluğa ait fiziksel yahut ruhsal niteliklerle bağ kurularak sevgilinin tasvir edilmesi, hatta Türk kelimesiyle anılması az rastlanan bir durumdur. Bir millete isim olan bu kelime "güçlü, zarif, güzel, sevgili" gibi anlamlara gelebilmektedir. Türk insanının özellikleri doğrultusunda kelimeye yüklenen bu anlamlardan "güzel" tabiri, bilhassa gözle irtibatlı olarak Arap, Fars ve Türk şiirinde kullanılmıştır. Bu çalışmada sevgilinin güzelliğini veya durumunu anlatmak için Türk kelimesine yer veren şairlerin bu ifadeye yaklaşımları üzerinde durulmuştur. Klasik şiirde söz konusu kavramın nasıl ele alındığını ortaya koymak maksadıyla yapılan bu çalışmada, belli başlı divanlar taranmış, kavramın geçtiği şiirlerden seçilen örnekler anlama dayalı şerh yöntemiyle değerlendirilmiştir. Klasik şiirle ilgili bir konunun ayrıntılı olarak öğrenilmesine katkı sağlayacağı umulan bu çalışmada, Türkçe şiirleri olan önemli isimlerin "Türk" kelimesi veya "Türk güzeli" ifadesine yükledikleri anlamın, çoğunlukla sevgilinin gözleri bağlamında şekillendiği sonucuna ulaşılmıştır.

Osmanlı Döneminde Latin Harfleriyle Türkçe Yazılan Eserler ve Yazarları

Erdem · 2017, Sayı 73 · Sayfa: 5-42 · DOI: 10.32704/erdem.471084
Tam Metin

Erken modern dönemde (1450-1750) Osmanlı Devleti ile ekonomik, siyasi ve askerî ilişkileri olan Avrupa toplumlarında Osmanlılara yönelik bir korkunun varlığı bilinmektedir. Türklerle askerî alanda baş edememekten kaynaklanan bu korku, XVI. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı merakına dönüşmüştür. Bu da giyimde, müzikte ve sanatta Osmanlıyı taklit şeklinde tezahür etmiştir. Türkçe öğrenme arzusu da bunun doğal yansımalarından birisidir. Türkçenin bu dönemde bir lingua franca, yani ortak dil olarak benimsenmesi dikkat çekicidir. Bu makalede, Osmanlı asırlarında Batılılar tarafından Latin harfleriyle Türkçe yazılan metinler üzerinde durulacak, ancak metinlerin dil araştırmalarında nasıl kullanılabileceği konusuna girişilmeyecektir. Türk korkusunun ve bunun doğurduğu Turquerie akımının Avrupa'da Türkçe öğrenme merakına etkileri ve bunun sonuçları tartışılacaktır. Türkçe öğrenmeyi ve yazmayı belirleyen dinamikler, Türkçe metinler ve ilgili eserler esas alınarak ortaya konulacaktır. Değerlendirmede metin yazarlarının milliyeti, Türkçe öğrenme nedenleri, eserlerin yazılış tarihleri de göz önünde bulundurulmuştur. Ayrıca matbaanın Latince dışındaki dillerin -bu arada Türkçenin öğrenilmesindeki etkisine de değinilmiştir. Çalışmanın erken modern dönemdeki Türkçe algısını temel sebepleriyle ortaya koyması beklenmektedir.

ANKARA PAPERS IN TURKISH AND TURKIC LINGUISTICS

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 225-227
Ankara Papers in Turkish and Turkic Linguistics, 18-21 Eylül 2012'de, ODTÜ'nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen, 16. Uluslararası Türk Dil Bilim Kurultayı'nda sunulan 57 bildirinin gözden geçirilerek basılmış hâlidir. Kitap, Lars JOHENSON tarafından yönetilen Turcologica serisinin 103. cildi olarak basılmıştır. İçindekiler bölümünden sonra kitabı yayıma hazırlayanların, çalışma hakkında kısaca bilgi verdikleri ve teşekkürlerini sundukları İngilizce bir not bulunmaktadır. Bu notta; Uluslararası Türk Dil Bilim Kurultayı (ICTL) hakkında da kısa bilgi verilmekte ve ICTL'nin, Türkçe ve Türk dilleri üzerinde çalışan dil bilimcileri ve Türkologları bir araya getiren tek toplantı olduğu; bu durumun, betimleyici çalışmalardan açıklayıcı modellere kadar çeşitli ilgi alanları olan katılımcılara tartışma ortamı sağladığı belirtilmektedir. Ayrıca 57 bildirinin tamamının çift-kör hakem değerlendirmesinden geçtiği ve tüm yönleriyle kontrol edildiği kayda geçirilmektedir. Burada verilen bilgilere göre, bildiriler çeşitli teorik dil bilimsel duruşların yanı sıra, küçük ve büyük derlemlere, (çeviri yazı ile) çocuklardan, yetişkinlerden ve dil öğrenenlerden toplanan üretim verilerine ve konuşma verilerinin ses analizlerine dayalı deneysel araştırmaların bulgularına da yer vermektedir.

POLONYA’DA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 203-214
Polonya'da Türkçe öğretimi, Lehlerle Türklerin diplomatik ilişkileri (1414) ileveya Tatar ve Karay Türklerinin Polonya topraklarına XV. yüzyılda yerleşmeleriylebaşlatılabilir. Polonya sarayında XVI. yüzyıldan itibaren Türkçe öğrenimi başlarve gelenek olarak son bölünmeye (1795) kadar sürer. Polonya krallarından StefanBatory ve III. Jan Sobieski'nin Türkçe konuştuğunu kaynaklardan öğrenmekteyiz.Bunun yanında Dominikan ve Cizvit tarikatlarında diğer Şark dillerinin ve Türkçeninöğrenildiğini eklemek gerekir. Aristokratlar arasında da Türkçe öğrenenlerin olduğunuve bilhassa Dzierżka, Otwinowski, Zamoyski, Sobieski, Czartoryski ve Potockiailelerinin Türkçe öğrenmeyi teşvik ettiklerini biliyoruz. XIX. yüzyılın başındanitibaren artık akademilerde diğer Şark dilleri ile birlikte Türkçenin öğretildiğini,XX. yüzyılda Türkoloji bilimine Polonya'dan önemli katkılar yapan Türkologlarınyetiştiğini kaydetmek gerekir. İncelememizde bir makalenin çerçevesine sığacakşekilde Polonya'da Türkçe öğretiminin tarihçesini geçmişten günümüze ortayakoymaya çalıştık.

Kültür - Dil - Gramer Leh ve Türk Atasözlerinin Türkçe Öğretiminde Rolü

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 103-123
Bilindiği gibi bir ülkenin kültürel hayatı ve düşünce yapısı özel bir şekildeatasözlerine yansır. Her dilde atasözleri vardır. Atasözleri, hem konuşma yeteneğinihem dünyaya ait görüşleri hem de yaşanılan kültürü gösterir. Bu çalışmada Türk diliöğretiminde atasözlerinin rolü incelenecektir. Bir yandan Türkiye'nin kültür ve değersistemlerini öbür yandan Türk dilinin yapısını öğretirken atasözlerinin rolü ortayakonulacaktır.Dil, tüm kültürel faaliyet ürünlerini içerir. İçinde basit günlük konuşmaları,bilimsel terimleri, nesir ve mensur eserleri, nezaket ifade eden kelimeleri, atasözlerini,duaları, ritüelleri, şarkıları bulmak mümkündür. Bu yüzden bir dil, o dili kullananmilletin kültür arşivi olarak algılanabilir. Atasözlerinin bu bağlamda çok önemli birrolü vardır. O da, yorum ve değerlendirme yapması, bir kültürün değer sistemini, dilmantığını ve kurallarını, bir dilin kelime hazinesini geleceğe aktarması gibi yönleridir.Bu yüzden yabancı bir dil öğretirken atasözlerinin kullanılması vazgeçilmez birhusustur.Dilin en eski şekli ve kültürün en önemli unsurları atasözlerinde bulunur.Atasözleri sayesinde yaşanan kültürü tanımak, ataların yaşam tarzını, düşüncesinive değer yargılarını öğrenmek mümkündür. Her toplum kendi dilini kullanaraktarihine, geleneklerine ve kültürüne bakar ve en güzel şekilde onu ifade eder. Amaatasözleri başka bilgiler de içerir. O da dilin yapısını ve edebî üsluplarını içermesidir.Türkçede çoğu atasözleri ya geniş zamanlı, ya emir kipi, ya da fiilimsi şeklindekullanılır. Atasözleri basit görünseler de edebî stilistik özellikleri, vurgu, olumsuz veolumlu cümleleri yan yana kullanır ve kafiye, ritim gibi girift anlamlar yahut yapılarbarındırır. Dil öğrenenlere tüm bu özellikleri göstererek onlara kültürün bütüngörünümünü, hem de dilin güzelliğini ve gücünü gösterip aktarmak öğretimin temelparçasıdır.

Türkçe ile Rusçada Dil Bilgisel Cinsiyet ve Bu Dillerdeki Cinsiyetçi Deyim ve Atasözleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 125-137
Dünyada sayısız dil vardır ve bu yüzden dillerin dil ailelerine göre gruplaraayrılması kaçınılmazdır. Farklı dillerin farklı dil özelliklerini barındırması normaldir.Bu farklar cümle yapısı ve biçem bilimi gibi ögelerde kendini gösterir. Rusça Hint-Avrupa dil ailesinin Slav grubuna aittir. Türkçe ise Altay dil ailesine aittir. Bu çalışmadaRusça ve Türkçe genel bakışla dil bilgisel açıdan ele alınmış, ana dili Rusça olan veTürkçeyi ikinci dil olarak öğrenen bir kişiyle yarı yapılandırılmış görüşme tekniğiylegörüşme düzenlenmiş, bu dildeki kadınlara yönelik cinsiyet ayırımı taşıyan ögeleribarındıran kelimeler, deyimler ve atasözleri ile ilgili bilgi alınmış ve bulgulardakibenzerlik ve farklılıklar belirlenmiştir.

Türkiye Türkçesi ve Kazak Türkçesi Örnekleriyle Orhun Yazıtları’nın Çağdaş Türk Lehçelerine Aktarma Farklılıkları (The Translation Differences to Modern Turkic Languages of Orkhun Inscriptions with Sample of Turkish and Kazakh)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 7-20
Bugünkü Moğolistan'ın sınırları içinde bulunan Orhun Yazıtları, Türk dilininbilinen ilk yazılı metinleridir. Bu nedenle bu metinler çağdaş Türk yazı dillerindede ilk metin olarak ele alınmaktadır. Bu çalışmada Orhun Yazıtları'nın çağdaş Türkyazı dillerinden Türkiye Türkçesine ve Kazak Türkçesine aktarımı üzerinde durulmuştur.Yazıtlardan cümleler ve kelimeler alınmış ve bu cümleler ve kelimelerin TürkiyeTürkçesi ve Kazak Türkçesinde karşılıkları tablo hâlinde verilmiştir. Bu incelemelerinsonunda Orhun Yazıtları'nın Türk lehçelerine aktarımında farklılıklar olduğutespit edilmiştir. Bu farklılıkların üç temel nedeni olduğu görülmüştür. Bunlar; anlamlandırmafarklılıkları, farklı okuma kaynaklı aktarma farklılıkları, gramer kaynaklıaktarma farklılıklarıdır. Bu sebeplerden dolayı farklı aktarılan cümleler tablolardateker teker gösterilmiştir.The Orkhon Inscriptions which located within the boundaries of Mongolia arethe first written texts of Turkic. Therefore these texts are considered as the first textsin the modern Turkic languages, too. In this work it was studied that the translation ofOrkhun Inscriptions to modern Turkish and Kazakh. Additionally some sentences andwords were taken from the inscription and listed on the table with their counterparts of Turkish and Kazakh. At the end of these investigations it was determined that thereare differences in the translation of Orkhon Inscriptions to modern Turkic languages.Briefly, there are three main reasons of these differences. These are difference of meaning,translation differences due to different readings and translation differences dueto grammar. Because of these reasons of translation differences, the sentences whichtranslated differently are shown one by one in tables.

Güney Batı Sibirya Türkleri Materyallerine Göre Epik Metinlerde ve Kültürde Antroponim Modeller (Antroponomical Models in Epic Texts and Culture with Regard to the Materials of Southwest Siberian Turks)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 81-99
İlk defa karşılaştığımız birini tanımak ve tanımlamak için önce ismini sorarız.İnsan ismi ile tanınır, topluma kendisini kabul ettirir ve bir değer kazanır. İnsan ismisayesinde kendisini ve çevresini tanımlar, onu anlamlandırır. Bu makale, bazı Türkşubelerine ait isimler üzerine yapılmış bir araştırmadır. Türk dilli halklarda isimlerinteşekkül etmesi ve işlenmesi ikiye ayrılır: gerçek/günlük ve epik isimler. Şor Türklerininepik metinleri bu bakımdan henüz incelenmemiştir. Burada iki temel kaynakanaliz edilmiştir: büyük aile ve ev sahiplerinin yazıldığı kayıt defterleri ve yazarınsaha çalışması verileri. Şor, Teleüt ve Çelkanların isimleri incelenmiştir. İsimleri etimolojikaçıdan analiz etmek, onları birkaç gruba ayırma imkânı vermiştir. Türk dillihalklar yan yana yaşadıkları Rusların bazı isimlerini almışlar, onları kendi dillerineuyarlamışlardır. Türk halklarında gerçek isimler tanıtıcı olması için baba adı ve sülaleadı kullanılır. Epik metinlerde kahramanların adları epitetlerle kullanılır. Buradaverilen isim listesi elbette tam değildir, ama bu liste yapılacak yeni araştırmalarlagenişleyecektir.To know about a person we meet for the first time we ask for his/her name. Aperson is known by his/her name and recognized by the society and appreciated. Byhis/her name a person defines his surrounding and himself and gives a meaning. Thisarticle is on research on the names of some Turkish communities. In the communites speaking Turkish the names are formed in two ways: the reel (persons) names and theepic names. The epic text of Shor Turkish hasn't been studied in this way. Two basic(main) resources have been analyzed; the registry notebook of the house owners, thebig families and the writer's field analysis datas. Shor, Teleut and Chelkan nameshave been investigated. Analyzing the names etymologically has given us the opportunityto divide them into a few groups. Turkish speaking people took the name of theRussians when they lived together and adapted them into their language. Turkishpeople usually use father's name and family name to be recognized. In epic texts thenames of the heros are used with epitets. The list of names given here is certainly notcomplete, but this list will expand with future studies.