1401 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

ARAP HARFLİ YAZITLARIN BELGELENMESİNDE KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER (KOSOVA VE MAKEDONYA ÖZELİNDE)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 385-405
Günümüzde Türk kültür coğrafyasındaki ortak kültürel kodlardan biri de Arap harfli yazıtlardır. İslamiyet'in kabul edilmesinden sonra Arap alfabesi Türklerin hâkim olduğu coğrafyalarda başta mezar taşları olmak üzere dinî ve sosyal hayatın her alanında kullanılmaya başlanmıştır. Karahanlı Dönemi'ne kadar (Kök)türk, Uygur, Soğd, Sanskrit vd. alfabelerle eşsiz eserler vücuda getiren Türkler, İslamiyet'i kabul ettikten sonra da İslami inanç sistemiyle ilgili ayetleri, hadisleri, sözleri ve adları camilere, mescitlere, evlerin giriş kapılarına, süs ve kullanım eşyalarına… işlemişlerdir. Türk kültür tarihi açısından son derece önemli olan bu yazıtların bir kısmı bugün Osmanlı İmparatorluğu'nun asırlarca hâkim olduğu Kosova ve Makedonya sınırları içinde yer almaktadır. Tarihî süreçte bölgede yaşanan savaşlardan, kültürel çatış- malardan ve olumsuz hava şartlarından ciddi düzeyde etkilenen bu eserlerin önemli bir kısmı günümüzde açık alanlarda korumasız bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Üzerlerinde taşıdıkları motiflerle, damgalarla ve yazılı bilgilerle geçmişi günümüze, Türk kültür coğrafyalarını birbirine bağlayan bu eserlerin tespiti ve belgelenmeleriyle ilgili bulundukları mekâna, yıpranma nedenlerine ve düzeylerine… göre birtakım güçlükler bulunmaktadır. Bu çalışmada Kosova ve Makedonya sınırları içinde yer alan ve farklı nesneler üzerinde bulunan Arap harfli yazıtların belgelenmesiyle ilgili karşılaşılan güçlükler, görüntülerden hareketle ilgililerin dikkatlerine sunulmuş ve konuyla ilgili birtakım önerilerde bulunulmuştur

IĞDIR VE ÇEVRESİNDEKİ KOÇ HEYKELLİ MEZAR TAŞLARININ ÜZERLERİNDEKİ ARAP HARFLİ YAZITLAR

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 305-345
Farklı dönemlerde kayaların, bengü taşların, süs ve kullanım eşyalarının üzerlerine işlenen hayvan tasvirleri ve sembolleri ile daha ziyade anıt mezar komplekslerinde karşılaşılan hayvan heykelleri insanoğlunun doğayla ve hayvanlarla ilişkisini yansıtmasının yanında gerçekte kendi yaşayışının ve inanışının (gündelik hayata ve geleceğe dair duygu ve düşüncelerinin, isteklerinin, beklentilerinin, amaçlarının, kaygılarının, korkularının…) birer göstergesidir. Yani insanoğlu hayvan tasvirlerini, damgalarını, sembollerini kullanarak hem hayvanlarla hem kendi türüyle hem de Tanrı'yla olan ilişkisini, duygu ve düşüncelerini ifade etmek istemiştir. Koçlar da Türk boy ve toplulukları arasında geçmişten günümüze kadar erkekliğin, üretkenliğin, bolluğun, bereketin; gücün, yiğitliğin, koçaklığın, savaşçılığın; vefanın ve fedakârlığın sembolü olarak kabul edilmiş; koçlara epigrafi, dil, edebiyat, kültür ve sanat alanlarında vücuda getirilen eserlerde de yer verilmiştir. Türk dünyasının farklı bölgelerinde geçmişte olduğu gibi günümüzde de yapılan koç heykelleri Türk boy ve topluluklarının "koç"a verdikleri önemi ve değeri açıkça ortaya koymaktadır. Makalede önce koç heykelli mezar taşlarının Türk kültür tarihi içindeki yeri hakkında bilgi verilmekte; sonra da Iğdır ve çevresindeki koç heykelli mezar taşlarının üzerlerindeki Arap harfli yazıtlarla ilgili bilgiler; söz konusu yazıtlarla ilgili sorunlar ve çözüm önerileri dikkatlere sunulmaktadır.

GÜN OLUR ASRA BEDEL’DE ÖZNE VE İKTİDAR

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 283-303
'Gün Olur Asra Bedel' adlı anlatı, bireyin 'özne' olmaktan çıkarılarak 'nesne'leş- tirilmesini üzerine kurulur. Aytmatov, anlatıda, insanın trajik yazgısının ana kalkışını 'ev'den toplu rehabilitasyon merkezleri olan Sovyet yatılı okullarına geçiş ile başlatır. Buradan yetişen insanların Sovyetler Birliği'nin yaşaması için ideolojik ve dinsel anlamda koşullanmış ve sloganik söylemlere tutunmuş birer nesne olduklarının altını çizer. Sistemin yaşaması ve gelişmesi için birer 'yakıt insan' olarak görülen bu 'nesne'ler, insanlığın/dünyanın karşısındaki en önemli tehditlerin başında gelmektedirler. Fransız düşünür Michel Foucault, tarihsel anlamda insanın özneleştirme ilişkilerini özne ve iktidar bağlamında değerlendirerek, insanların özneye dönüştürülme kiplerinin tarihini oluşturur. Bu değerlendirmelerini psikoloji, felsefe, epistemoloji, sosyoloji ve tarih gibi çeşitli disiplinlerden yararlanarak oluşturur. Ona göre bireyin özneleştirilmesi trajiği insanın öteki olması önündeki en önemli sosyolojik çözümlemelerden birisidir. Çalışmada Cengiz Aytmatov'un 'Gün Olur Asra Bedel' adlı eserini Michel Foucault'nun özne ve iktidar ilişkileri etrafında çözümlemeye çalışılmıştır.

SALTUKLU DÖNEMİ ERZURUM KİTABELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 359-384
Saltuklu Beyliği'nin önde gelen şehirlerinden biri olmasına rağmen, bugün Erzurum'da, Saltukoğulları'ndan kalan tarihî yapılar sınırlı sayıdadır: Bunlardan Üç Kümbetler, Sultan Melik Mescidi, Erzurum Kale Mescidi, Emir Şeyh ve Mehdi Abbas Türbeleri'nin kitabeleri şimdiye kadar maalesef bulunamamıştır. Micingirt Kalesi kitabesi, Tepsi Minare (Saat Kulesi) üzerinde noktasız kufi hatla yazılan kitabe ve Ulu Cami (Atabey Camisi) kitabesi ise araştırmacılar tarafından kayıt altına alınmıştır. Söz konusu kitabeler, bu bildiri aracılığıyla gözden geçirilmiş, yapılan çalışmalar karşılaştırılmış ve metinler; bağlama, dil ve üslup özelliklerine göre yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, Ulu Cami'deki tamir kitabelerinden birinde bulunan ve daha önce ilgililerce anlaşılamayan bir ifade, nispeten okunarak dikkatlere sunulmuştur.

BAYBURT KÖYLERİNDEKİ CAMİ KİTABELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 347-357
Geçmişi eski tarihlere dayanan Bayburt'un bugünkü adına yakın isimlerle anıldığı bilinmektedir. Saltuklu ve Mengücekli egemenliğinde bir süre kalan Bayburt'un asıl imar faaliyetleri Erzurum Selçukluları olarak bilinen dönem içerisinde gerçekleşmiştir. İlhanlılar döneminde de gelişim devam etmiştir. Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı'ya bağlanan Bayburt'ta günümüze kadar ulaşan imar faaliyetleri sürdürülmüştür. Yukarıda kısaca bahsedildiği üzere Bayburt ve çevresi gerek İslam öncesinde gerek de sonrasında birçok devletin hâkimiyet alanlarından biri olmuştur. Bayburt'taki tarihî eserlerde bu devletlerin izlerine rastlandığı gibi bu çalışmada İslam hâkimiyetinin bölgede tesisinden sonra Akkoyunlu ve sonraki dönemlere ait camilerin kitabeleri incelenmiştir. Kitabelerin neredeyse tamamı, bölgenin doğal taş bakımından zengin olmasından ve taş işçiliğinin gelişmesinden ötürü, taş üzerine işlenmiştir. Kitabelerde sülüs, celi sülüs ve nesih yazı çeşitleri kullanılmıştır

AZERBAYCAN’IN BÜYÜK HALK BİLİMCİ/ FOLKLORŞİNASLARINDAN PROF. DR. İSRAFİL ABBASLI ve PROF. DR. ENVER MAHMUT

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 449-459
İsrafil Abbaslı, 1 Şubat 1938 tarihinde Ermenistan'ın başkenti Erivan/Revan şehrinde doğdu. O tarihte Ermenistan'da yaklaşık 300.000 Azerbaycanlı yaşamaktaydı. Babası İsmail Abbasov, annesi ise edebiyat öğretmeni Hakikat/ Hegiget Hanım'dır. Babasını küçük yaşta, II. Dünya Savaşı sırasında cephede kaybetti (1942).TDK Haberleşme Üyesi, Romanya'nın tanınmış Türklük bilimcilerinden Köstence/Constanta Ovidius Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Mahmut, yaşadığı Köstence'de 11 Ekim 2016 Salı günü hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 12 Ekim 2016 Çarşamba günü Köstence Müslüman Mezarlığı'nda öğle ve cenaze namazları sonrası toprağa verildi.TDK Haberleşme Üyesi, Romanya'nın tanınmış Türklük bilimcilerinden Köstence/Constanta Ovidius Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Mahmut, yaşadığı Köstence'de 11 Ekim 2016 Salı günü hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 12 Ekim 2016 Çarşamba günü Köstence Müslüman Mezarlığı'nda öğle ve cenaze namazları sonrası toprağa verildi.

KEMAH KİTABELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 407-427
Kemah ve köylerinde Arap harfleri ile yazılmış biri sur, on üçü cami, biri zaviye, ikisi kümbet, üçü çeşme, üçü ev ve yirmi dördü mezar üzerinde olmak üzere toplam 73 adet yazıt tespit edilmiştir. Bunlardan 35 tanesi inşa ve onarım kitabesi, 24 tanesi mezar kitabesi, 14 tanesi ise vakıf kaydı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın kapsamı dikkate alındığında, yukarıda belirtilen kitabelerin tamamının buraya dâhil edilmesi mümkün olmamıştır. Kemah ve köylerindeki kitabeler bahsedilen bu zaruret sebebiyle kronoloji, hat ve içerik açısından her gruptan seçme örneklerle tanıtılmış ve değerlendirilmiştir.

AHMET SÜLEYMANOV

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 445-447
Ahmet Süleymanov 1957'de Büryen ilçesi Baynazar Okulundan mezun olmuştur. 1961 yılında askerlikten dönünce Başkurt Devlet Üniversitesi Füloloji Fakültesi Rus Başkurt bölümünde lisans okumaya başlamıştır. 1967 yılında mezun olduktan sonra memleketi Nebi köyündeki sekiz sınıflık okulda Başkurt dili ve edebiyatı öğretmeni olarak çalışmaya başlamıştır. Üniversite telebesi olduğu dönemden başlayıp ilmî çalışmalara ilgisi olan Ahmet Süleymanov aspiranturaya davet edilmiştir. 1972 yılında Başkurt Devlet Üniversitesi Başkurt Edebiyatı ve Folkloru kürsüsünde hocalık yapmaya başlamıştır. 1991-2002 yılları arasında Rusya Bilimler Akademisi Ufa Bilim Merkezi Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsünde Folklor ve Sanat Bölümü Başkanı görevini yürütmüştür.

SEYİT ASKAROVİÇ KASKABASOV VE KAZAK FOLKLOR ARAŞTIRMALARINDAKİ YERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 429-434
Seyit Askaroviç Kaskabasov, 24 Haziran 1940 senesinde bir Doğu Kazakistan şehri olan Semey'de [Semipalatinsk] dünyaya gelmiştir. 1959-1964 yılları arasında Abay Üniversitesi Filoloji Fakültesinde lisans eğitimini; 1964-1967 yılları arasında M. O. Avezov Üniversitesi Edebiyat ve Sanat Enstitüsünde ise lisansüstü eğitimini tamamlamıştır. 1970 senesinin aralık ayından itibaren Kazakistan SSC İlimler Akademisi Sosyal Bilimler Enstitüsünde bilimsel işler sekreterliğini yürütmüştür. Aynı görevi 1978 senesinin ağustos ayından 1981 senesine kadar M. O. Avezov Üniversitesi Edebiyat ve Sanat Enstitüsünde yürütmüştür. 1982-1983 yılları arasında SSCB İlimler Akademisi Başkanlık Kurulunca araştırma faaliyetlerinde bulunması amacıyla M. Gorkiy Dünya Edebiyatı Enstitüsünde görevlendirilmiştir.Bu yazıda Kaskabasov'un folklorcu yönü ele alınmıştır.

ĠEŞENG GİNLE (Ġeşeng Ginle: Horasan Türkçesi Üzerine Bir İnceleme)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 441-444
Çalışmalarını İran'da Türklük ve Türkçe üzerine yoğunlaştıran Doç. Dr. Talip Doğan'ın son kitabı Ġeşeng Ginle de Horasan Türkçesi üzerine yapılan nadir çalışmalardan biridir. Kitabın adı olan ġeşeng ginle, "güzel günler" anlamında olup Ali Ekber Serac Ekberî'nin şiirlerinden birinin adıdır. Giriş, ses bilgisi, biçim bilgisi, çeviri yazılı metinler ve bunların aktarılması ile dizin olmak üzere 5 ana bölümden oluşan kitap, bir Horasan Türk'ü olan Ali Ekber Serac Ekberî'nin şiirlerinin şaire ait ses kayıtlarının deşifre edilip Türkiye Türkçesine aktarılması ve bu metinler üzerinde yapılan dil çalışması üzerine bina edilmiştir.