1401 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Güney Batı Sibirya Türkleri Materyallerine Göre Epik Metinlerde ve Kültürde Antroponim Modeller (Antroponomical Models in Epic Texts and Culture with Regard to the Materials of Southwest Siberian Turks)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 81-99
İlk defa karşılaştığımız birini tanımak ve tanımlamak için önce ismini sorarız.İnsan ismi ile tanınır, topluma kendisini kabul ettirir ve bir değer kazanır. İnsan ismisayesinde kendisini ve çevresini tanımlar, onu anlamlandırır. Bu makale, bazı Türkşubelerine ait isimler üzerine yapılmış bir araştırmadır. Türk dilli halklarda isimlerinteşekkül etmesi ve işlenmesi ikiye ayrılır: gerçek/günlük ve epik isimler. Şor Türklerininepik metinleri bu bakımdan henüz incelenmemiştir. Burada iki temel kaynakanaliz edilmiştir: büyük aile ve ev sahiplerinin yazıldığı kayıt defterleri ve yazarınsaha çalışması verileri. Şor, Teleüt ve Çelkanların isimleri incelenmiştir. İsimleri etimolojikaçıdan analiz etmek, onları birkaç gruba ayırma imkânı vermiştir. Türk dillihalklar yan yana yaşadıkları Rusların bazı isimlerini almışlar, onları kendi dillerineuyarlamışlardır. Türk halklarında gerçek isimler tanıtıcı olması için baba adı ve sülaleadı kullanılır. Epik metinlerde kahramanların adları epitetlerle kullanılır. Buradaverilen isim listesi elbette tam değildir, ama bu liste yapılacak yeni araştırmalarlagenişleyecektir.To know about a person we meet for the first time we ask for his/her name. Aperson is known by his/her name and recognized by the society and appreciated. Byhis/her name a person defines his surrounding and himself and gives a meaning. Thisarticle is on research on the names of some Turkish communities. In the communites speaking Turkish the names are formed in two ways: the reel (persons) names and theepic names. The epic text of Shor Turkish hasn't been studied in this way. Two basic(main) resources have been analyzed; the registry notebook of the house owners, thebig families and the writer's field analysis datas. Shor, Teleut and Chelkan nameshave been investigated. Analyzing the names etymologically has given us the opportunityto divide them into a few groups. Turkish speaking people took the name of theRussians when they lived together and adapted them into their language. Turkishpeople usually use father's name and family name to be recognized. In epic texts thenames of the heros are used with epitets. The list of names given here is certainly notcomplete, but this list will expand with future studies.

Ahıska Ağzının Türkçenin Ağızları Arasındaki Yeri (The Place of Meskhetian Dialect among Turkish Dialects)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 69-80
Osmanlı döneminden beri bir Türk şehri olan Ahıska, tarihte yaşanan çeşitli olaylarnedeniyle bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dâhil olamamıştır. Ahıska'dayaşayan Türk halkı da sürgünler sebebiyle yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılmışve farklı bölgelerde yeni bir hayat kurmak zorunda kalmışlardır. Tarihî Ahıska ağzıda, onu konuşan Ahıskalılarla birlikte farklı coğrafyalardaki farklı dil ve kültürleetkileşime girmiş ve ilişkide bulunduğu her baskın dil ve kültürden, az da olsa, izlertaşır hâle gelmiştir.Ama yine de Ahıskalıların ve dolayısıyla Ahıska ağzının, dil, kültür ve akrabalıkgibi unsurlar dikkate alındığında, Türk halkından ve Türkçeden farklı olmadığı görülür.Bu bakımdan Ahıska ağzı da Türkçenin sınır ötesi bir varyantı olarak değerlendirilmelive Türkiye Türkçesi ağız tasnifleri arasında yerini almalıdır.Makalede, bu gerçekten yola çıkılarak, Ahıska ağzının Türkçenin ağızları arasındakiyeri bilimsel ölçütlerle ve ayrıntılı olarak tespit edilmeye çalışılmıştır.Meskhetia, being a Turkish city since Ottoman period, today is not included inthe territories of Turkish Republic due to some events took place within the course ofthe history. Turkish population living in Meskhetia was also forced to leave their landbecause of the exiles, and they had to build a new life in different regions. Accordingly,historical Meskhetian dialect interacted with different languages and cultures in differentgeographies along with the Meskhetians speaking in that dialect, and leastwise,it began to bear the traces of each interacted language and culture.However, it is understood that Meskhetian people, and accordingly Meskhetiandialect is not different from Turkish population and Turkish when the elements suchas language, culture and affinity are taken into account. In this regard, Meskhetianlanguage should be evaluated as an extraterritorial variant of the Turkish language,and should be placed into the dialect classifications of Turkish dialects.In the article, it was attempted to determine the place of the Meskhetian dialectsin the Turkish dialects through scientific criteria and in a detailed manner on thebasis of the mentioned fact.

Ahıska Türkü Bir Şair: Ali Fuat Azgur (A Meskhetian Turk Poet: Ali Fuat Azgur)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 183-192
Ahıska Türkleri 1944 yılındaki sürgünden sonra bugün dünyanın çeşitli bölgelerinedağılmış olarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Kendi vatanlarından uzakta yaşayanAhıska Türklerinin diğer Türk toplulukları gibi bir edebiyatı da bulunmamaktadır.Ancak, dünyanın farklı yerlerinde de yaşasalar bulundukları bölgelerde az da olsaedebî eserler veren Ahıska Türkleri de bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nde sonderece önemli kademelerde görevde bulunmuş Ali Fuat Azgur da bunlardan biridir.Asıl mesleğinin yanında şiirler de kaleme alan Azgur hemen hemen her konuda şiiryazmış, yaşadıklarını, hissettiklerini şiire dökmüştür. Azgur'un bu anlamda en önemliözelliği de aruz vezniyle şiirler yazmasıdır.Biz bu çalışmamızda hem bir asker hem de bir bürokrat olarak görev yapmış AliFuat Azgur'un şairlik yönüne vurgu yaparak onun "Aruz'un Meltemiyle" adlı şiirkitabında yer alan şiirlerini inceleyeceğiz.Meskhetian Turks have been scattered on different parts of the world since theexile in 1944. Since they live far from their homeland, they do not have a literatureof their own unlike other Turkic peoples. There are, however, a few Meskhetian Turkswho have had literary works. Ali Fuat Azgur, who served at important positions inTurkey, is one of those people. In addition to being a soldier, a high judge, Azgur also wrote poems on almost anything he witnessed or felt. His most distinct feature, perhaps,was his using prosody in his poems.In this study, I will examine the poems of Ali Fuat Azgur in his book "Aruz'unMeltemiyle", emphasizing his poetics.

Kazak Kültüründe “Jarapazan” (“Jarapazan” in Kazakh Culture)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 121-146
"Jarapazan aytuw" kökeni İslam öncesine dayanan yüzlerce yıllık bir gelenektir.Ancak "jarapazan aytuw" geleneği ve tören yırlarından olan "jarapazan" SovyetDönemi'nde özellikle unutulmaya terk edilmiştir. Halk edebiyatı kitaplarında yalnızca"tenkit" maksadıyla yer alan "jarapazan aytuw" geleneği Sovyetler Birliği'nindağılmasından sonra tekrar canlanmıştır. Bu yazıda Kazaklarda jarapazan yırı incelenmiştir.Makalede önce "jarapazan" geleneğinin Kırgızlarda, Karakalpaklarda,Özbeklerde, Uygurlarda ve Türkmenlerdeki görünüşü ele alınmış, "jarapazan" sözününkökeni üzerinde durulmuştur. Sonra da "jarapazan"nın vakti, "jarapazanşı","jarapazan"ın maksadı, "jarapazan" hediyeleri, "jarapazan"ın yapısı ve içeriği gözönünde bulundurularak Kazaklarda "jarapazan geleneği" anlatılmıştır. Makaleninsonunda ise Kazakça jarapazan örnekleri aktarmalarıyla birlikte verilmiştir.One of the ceremony songs of Kazakh "jarapazan" was abandoned, forgotten,especially in the Soviet Union period. Only in the folk literature in "criticism" it hasbeen mentioned "jarapazan aytuw" tradition was revived after the breakup of the SovietUnion. In this article, "jarapazan" culture in Kazakhs was examined. First of all,view of traditions of "jarapazan" in the Kyrgyz, in the Karakalpaks, in the Uzbeks,Turkmen and Uighurs are discussed. Secondly, it was focused on the origin of theword "jarapazan". Then, considering of time, purpose, gifts, structure and content ofthe "jarapazan" in Kazakh the "jarapazan" culture is explained. Finally, examplesare given together with the transfer of Kazakh "jarapazan".

Özbek Edebiyatında Enver Abidcan’ın Nevruz Kıssası: “Kezargon Boychechak (Gezen Bayçiçek/Kardelen) (Enver Abidcan’s Newroz Parable from Uzbek Literature: “Kezargon Boychechak”)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 37-67
Enver Abidcan, çağdaş Özbek edebiyatının yaşayan temsilcilerindendir. Satirikedebiyat geleneğinin de önemli ediplerinden olan Abidcan, çocuk edebiyatına daönem vermiştir. Çalışmamızda yazarın kısa biyografisinin yanı sıra Özbekçeden aktarımıyapılan "Kezargon Boychechak (Gezen Bayçiçek/Kardelen)" isimli nevruz kıssasınayer verilecektir. Bu kıssada kışın sona erip baharın gelmesi olayının anlatımısırasında kış ile baharın mücadelesi ve varlıkların konuşturulmuş olması anlatımamünazara şekli kazandırmıştır. Bu bağlamda hem nevruzun geliş öyküsü, hem de kutsiyetininifade edilmesinde kullanılan masalsı anlatım dikkat çekmektedir.Enver Abidcan is one of the represantatives of modern Uzbek literature. One ofthe most important writers of satiric literature tradition, Abidcan also consideredchildren literature. In this article besides the author's short biography newroz parable"Kezargon Boychechak" that was translated from Uzbek will be recounted. Thisparable also turns into a debate during the process that creatures are personifiedwhen the winter ceased and spring rised. In this context, both the story celebrating ofNewroz festival and expressing its holiness draws attention at the narration of the tale.

Eski Anadolu Türkçesi Bağlamında Yûnus Emre’nin Eserlerindeki Atasözlerine Bir Bakış (A Review of Yunus Emre’s Proverbs in the Context of Old Anatolian Turkish Language)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 101-119
Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri, Türkçenin ilk devresinden bugüne kadaredebî eserlerde söz sanatı unsuru olarak kullanılmıştır. Yûnus Emre de şiirlerindesık sık atasözlerini kullanmıştır.Makalede Risäletü'n-Nushiyye ve Yûnus Emre Divanı'nda geçen atasözlerinintespiti yapılacak ve Yûnus Emre'nin üslubunda atasözlerinin yeri değerlendirilecektir.Proverbs are stereotype words. They have been used as rhetorics in literary workssince the first period of Turkish Language. Yunus Emre often used proverbs in hispoems.In this article, proverbs used in Risaletü'n Nushiyye and Yunus Emre Diwan is goingto be determined and the proverbs are going to be evaluated in Yunus Emre's style.

Rus Şecerelerinde Tatar Yönetici Aileler (The Tatar Ruling Houses in Russian Genealogical Sources)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 195-207
Tatar ve Rus tarihlerinin her ikisinin de tek ve değerli bir yadigârı olan 16-17.yüzyıl (resmî ve özel) çeşitli soy kayıtlarında "Tatar Hanlarının Şeceresi" (RodoslavnayaTatarskih Tsarey) korunmuştur. Bu metinler, varlıklarını 16. yüzyıl ortalarındanitibaren Tatar hanlıklarının çöküşüne bağlı olarak Rus devletinin yakın ilgisine borçludurlar.Bu metinlerin teşekkülü Rusların Kazan ve Astrahan'ı işgal etmelerindenayrı düşünülemez. Tatar kaynaklarına dayanan şecerelerin büyük bir kısmı 1550'lerdederlenmiştir. Bu şecerelerin eleştirel bir analizi yani her bir bilginin diğer çağdaş(Rus ve Şarki) kaynaklarla karşılaştırılması henüz yapılmamıştır; fakat bu metinlerinönemi şüphe götürmez. Bu yazıda söz konusu yadigârların dikkate değer birkaç yönüdeğerlendirilmeye ve gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.The "Genealogy of the Tatar Sovereigns" (Rodoslovnaya tatarskih tsarey) preservedin various (official and private) genealogical books of the 16th-17th centuriesis a unique and precious monument of both Tatar and Russian history. This text owesits existence to the lively interest of the Russian state in the inner relations of thedeclining Tatar states towards the middle of the 16th century. Its genesis cannot bedisconnected from the Russian conquests of Kazan and Astrakhan. The bulk of the genealogieswas compiled in the 1550s and based on Tatar sources. A critical analysis ofthese genealogies, comparing every piece of data with other contemporary (Russian and Oriental) sources, is a task yet to be accomplished, but the significance of thesetexts is beyond doubt. What I tried to do in this paper was to emphasise and analysea few noteworthy aspects of this group of monuments.

“Başkurt Destanları” Hakkında (On “Bashkir Epics”)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 223-227
başlamaktadır. Burada Başkurt adı üzerinde durulmakta, Başkurtların millet olmasına katkı sağlayan uruk ve kabileler açıklanmaktadır. (s. 11) Bu yazıdan sonra "I. Başkurt Halkına Ait Epik Eserlerin Araştırılması ve Sınıflandırılma- sı" başlığı altında "1. Epik Yadigârları Toplama ve Araştırma Tarihi" başlıklı yazı yer almaktadır. Burada Başkurt folklor araştırmalarının nasıl başladığı, Başkurt destanlarını araştıran ve inceleyen Rus ve Başkurt bilginleri, Başkurt folklorunu araştırmada önemli görev üstlenen kuruluşlar vs. bilgiler yer al- maktadır. Bu yazıdan öğrendiğimize göre uzun yıllar süren çalışmalar sonucu, 1970'li yılların başında Ufa'da 18 ciltten oluşan Başkort Halk İjadı (Başkurt Halk Edebiyatı) serisi hazırlanır ve Moskova'da Nauka Yayınevinde destan örneklerinin Başkurtça ve Rusça olarak yapılan ilmî baskısını yayımlama imkânı doğar. Başkurt destanlarını derleme ve yayımlama işine 20. yüzyılın 20 ve 30'lu yıllarında Gebdelehet Vildanov, Gebbes Devletşin, Segit Mirasov, Neki İsenbet, Gelimov Selem, Kirey Mergen, Ali Karnay gibi Başkurt bilim adamları önemli katkıda bulunur. Bilim adamlarının Başkurt destanlarını bi- limsel yönden inceleme ve bu yadigârları araştırmaya başlamaları ise ancak 20. yüzyılın 60'lı yıllarında mümkün olmuştur

“Kırgız Şiirinde Ekim Devrimi-Devrimi Hazırlayan ve Kabul Görmesini Sağlayan Sebepler” (On “October Revolution in Kyrgyz Poem-The Causes which Prepared and Provided the Acceptance of Revolution”)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 205-208
nasebetler sonrasında Ruslar Kırgız topraklarını işgal etmeye başlar. Yazar, işgal sürecinde akın adı verilen halk şairlerinin halkı uyarmak için yazdığı şiirleri tahlil eder ve akınların Kırgız toplumundaki sosyal görevlerine de işa- ret etmiş olur. Bu kısım pek çok eleştirmen ve kuramcının da tartıştığı, "şiirin sosyal görevi" olup olmadığı, olacaksa nasıl bir işlev üstleneceği gibi mesele- lere Kırgız sahası açısından bakma imkânı sağlamaktadır

“Azәrbaycan Dilinin Naxçıvan Dialektoji Atlası” Hakkında (On “Nakhchivan Dialectological Atlas of the Azerbaijani Language”)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 40 · Sayfa: 209-208
açıklayıcı bir metin yer alıyor. Hacıyev orada dillerin gelişim evreleri, ağız- ların oluşumları, Nahçıvan'ın tarihî ve etnik yapısı hakkında bilgiler vermiş. Daha sonra Nahçıvan ağzının genel özellikleri ve haritalara dayanarak temel ağız bölgeleri değerlendirilmiş. Tarihî ve yaşayan Türk yazı dilleri karşılaştı- rılarak ve ağız malzemelerinden yararlanılarak etnik hareketlerin açıklanabi- leceği örneklerle açıklamıştır