1401 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 381
- Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi 316
- Erdem 190
- Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten 181
- Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 160
- Arış 98
- Höyük 62
- Belgeler 13
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Nail Tan 22
- Mehmet Ölmez 12
- Sadettin Özçelik 10
- Hasan Ali ÇETİN 9
- Ahmet Karaman 6
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı Devleti 55
- Ottoman Empire 52
- Osmanlı 48
- Ottoman 39
- Türkiye 31
- Dokuma 27
- Weaving 23
- İstanbul 21
- Osmanlı İmparatorluğu 21
- Turkey 21
Cezzâr Ahmed Paşa (Ö. 1804) Hakkında Bir Takrîr Münasebetiyle Suriye'de İktidar Oyunları
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 163-198 · DOI: 10.37879/belleten.2015.163
Özet
Bu çalışmanın amacı, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'nde E 4029 numara ile kayıtlı bulunan takrirden hareketle Cezzâr Ahmed Paşa'nın Sayda valiliği dönemindeki icraatlarını irdelemektir. Takririn kim tarafından ve ne zaman yazıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, takrîr yazarının Dersaadet tarafından görevlendirildiği açıktır. Bu durumda mezkûr takrir, jurnal'a tekabül etmektedir. Jurnaller genellikle menfi karakter taşımakla birlikte, bu kez takrir/jurnal yazarının Cezzar Ahmet Paşa hakkında hayırhah bir rapor kaleme aldığı gözükmektedir. Bu lehte beyan iki ihtimali akla getirmektedir: Takrir müellifi, ya Cezzar'ın Sayda vâliliği sırasındaki icraatlarının devlet-i aliyyenin hayrına olduğuna gerçekten inanmıştır, ya da Cezzar tarafından elde edilmiştir. Her halukarda belge, diğer yandan Cezzâr Ahmed Paşa'nın idaresinde Sayda Eyâlet'inin sosyal yapısına, idari ve askeri teşkilatının nasıl işlediğine dair ayrıntılı bilgiler sunmasıyla da değerlidir. Ancak tikel ve konjonktürel bir belgenin analizi, daha geniş ve kuşatıcı bir tarihi çerçevenin içinden mümkün olacağından, Cezzar'ın hâkim bir politik figür olarak ortaya çıkmasıyla neticelenen Mısır-Suriye merkezli iktidar ilişkilerinin anlatımı zorunlu olmaktadır. Ayrıca Mısır-Suriye havalisi İmparatorluk merkezi için de tereddüt ve suallerin yoğunlaştığı bir coğrafyadır ve Cezzâr Paşa hakkında böyle bir raporun yazılmasının gerisindeki saik de bu olmuştur. Dolayısıyla 18. Yüzyılda Mısır ve Suriye hattında yaşanan hadiseler, merkez-periferi ilişkileri, bu ilişkileri etkileyen patronaj şebekesi ve Arap sosyolojisi dahilinde analiz edilmeye çalışılacaktır.
The 15th Corps of the Imperial Ottoman Army on the Eastern Galician Front (1916-1917)
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 335-350 · DOI: 10.37879/belleten.2015.335
Özet
The article starts with some essential information related to the circumstances of the decision to send the Ottoman 15th Corps to the Eastern Galician front as well as to the preparations before the redeployment and the journey up to the frontline. Then a relatively detailed account of fights is given. The author draws attention to the heavy losses suffered by the Ottoman troops within the first few weeks of their fights in Galicia and stresses that the first commander of the 15th Corps Colonel Yakup Şevki beard the full responsibility for this situation. While summing up the one-year long period of the Ottoman presence on this European front the author points out that it was, and still can be perceived by the Polish nation as a symbolic fulfillment of the words said by the 18th century Ukrainian prophet Wernyhora (Poland would be reborn when Turkish horse drink in the Vistula River). The author gives some information on the establishment of the Turkish Studies Department at the Jagiellonian University in Krakow, Poland in 1919 too, which was a direct result of contacts of the Polish orientalist prof. Tadeusz Kowalski with the wounded Ottoman soldiers. The article ends with some facts on the burials of the 15th Corps soldiers in Krakow.
Avrupa Tüccarlarının Hukukî ve Ticarî Durumlarına Dair Bazı Tespitler (1835-1868)
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 199-292 · DOI: 10.37879/belleten.2015.199
Özet
Osmanlı Devleti'nde ticarî faaliyetler eskiden beri gayrimüslimlerin tekelinde kalmış ve yabancı dil bilmeleri sayesinde ticarette hep söz sahibi olmuşlardır. Buna karşılık sermaye birikimi olmayan ve dil bilmeyen müslüman tüccar ise dış ticarette etkin olamamıştır. Özellikle kapitülasyonlarla yabancı tüccarlara Osmanlı ülkesinde ticaret yapma izni verilmiş olmasına rağmen, bu tüccarlar da bazı engellerle karşılaşmışlardır. Bu engellerin en başta geleni ise yabancı tüccarların yerel Osmanlı dillerini ve ticari usullerini bilmemeleriydi. Bunun sonucu olarak yabancı tüccarlar genellikle Rumlardan oluşan aracılara bağımlı hale gelmişlerdi. Bu durum zaman içerisinde Osmanlı ticari hayatında yabancı tüccarların yanında beratlı tüccar sınıfının ortaya çıkmasına neden oldu. III. Selim tahta çıktıktan sonra yabancı ve beratlı tüccar sınıfının tekelini kırmak ve yerli tüccar sınıfı yaratmak için gayrimüslim Osmanlı tebaasından Avrupa Tüccarı sınıfını teşkil etti. Bu sayede 19. yüzyılın ortalarına kadar ticaret usullerini ve yabancı dil bilen gayrimüslim tebaanın gayretleri sayesinde yabancı tüccarların ticaret alanındaki tekellerinin kırıldığı görüldü. Ancak, 1838 Osmanlı-İngiliz ticaret anlaşması sonrası bu etkinliklerini tekrar kaybettiler. Biz bu çalışmamızda 19. yüzyıl ortalarında Avrupa Tüccarı sınıfının sahip olduğu hak ve imtiyazları ile ticarî faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunların neler olduğunu ortaya koymaya çalışacağız.
MUHAMMED YUSUF VÂLE-İ KAZVİNÎ-İ ISFAHANÎ, İran der Zaman-ı Şah Safi ve Şah Abbas-ı Dovvom (1038-1071) (Hadika-i Şeşum ve Heftum ez Ravza-i Heştum-i Hold-i Berin Şah Safi ve II.Şah Abbas Zamanında İran (1628-1661), Hold-i Berin'in VIII. Bölümünün 6. ve 7. Kısımları), Tashih ve Ta'lik ve Tavzih ve İzafât Muhammed Rıza Nâsırî, İntişarât-ı Encümen-i Âsâr û Mefahir-i Ferhengi, Tahran 1382 (2003) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 383-386 · DOI: 10.37879/belleten.2015.383
Özet
İç karışıklıklar ve dış tehditlere rağmen Safevî devletini yıkılma tehlikesinden kurtaran, Hakan-ı Gitisitan (Dünya hâkimi), Kebir (Büyük) lâkabları ile anılan I.Şah Abbas, 42 yıl hükümdarlıktan sonra 1629 yılında ölümünün ardından Safevî tahtı bir daha lâyıkını bulamadı. Dört oğlundan Safi Mirza, daha önce Şah Abbas tarafından öldürülmüş, Tahmasb Mirza ise babasının sağlığında ölmüştü. Sultan Muhammed Mirza ile İmam Kulu Mirza'nın gözlerine ise Şah Abbas'ın buyruğu ile mil çektirilmişti. Şah Abbas ölmeden önce, Mâzenderan'da bulunurken, Isfahan'da yaşayan, Safi Mirza'nın oğlu Sam Mirza'yı yerine vasiyet etti. Dedesinin ölümü üzerine Sam Mirza, Şah Safi adı ile tahta oturduğunda 17 yaşında bulunuyordu.
Polonezköy (Adampol) (1842-1922) - Kuruluş, Tabiyet Meselesi, İmar Faaliyetleri ve Sosyal Hayat -
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 293-318 · DOI: 10.37879/belleten.2015.293
Özet
Polonezköy (Adampol) günümüzde Beykoz'un güzide mekânlarındandır. Bu makale buraya adını veren Lehlerin geçmişine dair bazı ilginç noktaları içermekte ve Polonezköy tarihiyle ilgili bilinmeyen bazı mevzuları gün yüzüne çıkarmayı ve dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Osmanlı Devleti'ne sığınan Leh mültecilerin göç sonrası yaşamları ve karşılaştıkları sorunlar, merkezi idare ile yaşanan problemler, uluslararası hadiselerden ne derece etkilendikleri Polonezköy tarihinden kesitler olarak sunulmuştur. Ayrıca ZofiaRyzy Hatıra Evi'nden gelip geçen misafirlere dair bazı notlar da köyün tarihini zenginleşmesi açısından çalışmaya dahil edilmiştir.
S. A. KİRİLLİNA, Oçarovannıye Stranniki. Arabo-Osmanskiy Mir Glazami Russkih Palomnikov XVI-XVIII Sloletiy, (Büyülenmiş Seyyahlar. XVI-XVIII y.y. Rus Hacıların Gözüyle Arap ve Osmanlı Dünyası), Moskova: Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü, 2010, resimli, 563 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 387-394 · DOI: 10.37879/belleten.2015.387
Özet
Bir kültürde başka bir millet ya da kültür ile ilgili oluşan imge araştırmalarının Batıda oldukça uzun bir geçmişi vardır. Günümüzde imge araştırmaları; tarihçilerin, kültürbilimcilerin, dilbilimcilerin, psikologların, edebiyatçıların çalıştıkları disiplinlerarası bir alandır. İmge araştırmalarının önemi farklı bilim adamları tarafından dile getirilmiştir. Tarih ve kültür araştırmaları açısından önemi ise imgebilimin sağladığı perspektiften kaynaklanmaktadır. İmge araştırmaları, 'öteki'nin kültüründe ya da tarihinde siyasi, sosyo-kültürel ve diğer etkenlerin sonucunda ortaya çıkan 'bizim'le ilgili imgenin oluşum mekanizmasını izlememizi sağlar.
NESİM OVADYA İZRAİL, 24 Nisan 1915 İstanbul Çankırı, Ayaş, Ankara, İletişim Yayınları, İstanbul 2013, 584 sayfa. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 395-398 · DOI: 10.37879/belleten.2015.395
Özet
Osmanlı Ermeni tarihi üzerine Türkiye'de ve yurtdışında yapılan araştırmalar son otuz yıldır artarak sürmektedir. Bu eğilim Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki (BOA) yaklaşık 150 milyon belge ve 366,000 defterden tasnifi bitenlerin tümünün 1989'da açılıp yerli ve yabancı bilim adamlarının kullanımına sunulmasından sonra ayrı bir ivme kazanmıştır. BOA'da değişik fonlarda bulunan Ermeni meselesi hakkındaki malzemenin tasnifi ve katalogları tamamlanmıştır. Ayrıca, Ermeni çetelerinin Doğu Anadolu ve Kafkasya'da yaptıkları katliam ve mezalim BOA'daki belgelerin kitap serileri olarak yayınlanmasıyla uluslararası kamuoyu ve bilim camiasının dikkatine getirilmiştir.