346 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı 14
- Ottoman Empire 14
- Ottoman 13
- Osmanlı Devleti 12
- Türkiye 7
- Dokuma 6
- İstanbul 6
- Millî Mücadele 5
- Weaving 5
- Anadolu 4
İRAN KAZAKLARI VE İRAN KAZAK AĞZININ SÖZ VARLIĞI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 56 · Sayfa: 33-70 · DOI: 10.24155/tdk.2023.224
Özet
Tam Metin
Dünya üzerindeki Kazakların büyük bir bölümü Kazakistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşamakla birlikte kırktan fazla memlekette varlıklarını sürdürmektedirler. Bu memleketler arasında nüfus yoğunluğuna göre sırasıyla Özbekistan, Çin, Rusya, Türkmenistan, Moğolistan, Kırgızistan gibi ülkelerin adı zikredilebilir. Kazak diasporasının önemli bir bölümü Türkiye, Afganistan ve İran’da da yaşamaktadır.
İran çok çeşitli Türk topluluklarına ev sahipliği yapmaktadır ve bunlar arasında Oğuz grubuna mensup pek çok topluluk bulunmaktadır. Nitekim çalışmaların tarihi çok eskiye gitmemekle birlikte buradaki Oğuzlar ve Oğuzların dili üzerine bir dizi çalışma gerçekleştirilmiştir. Güney Azerbaycan Türkçesi, Kaşkay Türkçesi, Halaç Türkçesi gibi ağızlar üzerine yapılmış çalışmalar bunlardan bazılarıdır. İran’da Kıpçak boyuna mensup tek Türk topluluğu ise Kazaklardır. İran Kazakları günümüzde İran’ın Gülistan eyaletine bağlı Gorgan, Gümbet-i Kavs ve Bender Türkmen şehirlerinde yaşamaktadırlar.
Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından dış ülkelerde yaşayan Kazaklar, göç politikalarıyla 1990’lı yılların başından itibaren ana yurda dönmeye başlamışlardır. Kazakistan’da yaşayan göçebelerin %26’sı Türkistan eyaletinde iskân edilmiştir. Türkistan eyaletinden sonra en fazla göçmen nüfusun bulunduğu ikinci yer Mangışlak eyaletidir. İran’dan ana yurda göç eden Kazaklar da bu eyaletlerde yaşamaktadırlar.
Bu makalede İran Kazaklarının göç tarihi ve yerleşim yerleriyle ilgili bilgiler verilmiş, çeşitli Oğuz gruplarıyla kesişen bir noktada yaşamlarını sürdürmeleri ve İran’da resmî dilin Farsça olması sebebiyle söz varlığı temelinde İran Kazak ağzını edebî dilden ayıran farklılıklar ve dillerindeki değişimler üzerinde durulmuştur.
BULGARİSTAN TÜRKLERİ ÇOCUK EDEBİYATI METİNLERİNİN “ÇOCUKLUK SOSYOLOJİSİ” BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 56 · Sayfa: 101-114 · DOI: 10.24155/tdk.2023.226
Özet
Tam Metin
Çocuk, günümüzde “toplumsal özne” olarak kabul edilmekte; dinsel, kültürel, ekonomik referanslarla analiz edilmektedir. Genç bir disiplin olan çocukluk sosyolojisi tekil olarak çocuğu değil, toplumsal özellikleri ışığında bütünleyici bir anlayışla çocukluk dönemini ele almaktadır. Kendine özgü bir metodolojisi olan çocukluk sosyolojisi, çocuğun yaşadığı toplumdaki “sosyal kodlar”ı incelemekte ve çocuğu vazgeçilmez bir “sosyal aktör” olarak kabul etmektedir. Bu araştırmada, Bulgaristan Türkleri çocuk edebiyatı metinlerinin çocukluk sosyolojisi bakımından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bilindiği üzere Bulgaristan, nüfusunun yaklaşık yüzde onunu teşkil eden Türklerin yaşadığı ülkelerden birisidir. Bulgaristan’daki Türk nüfusun kültürel erozyona ve sosyal asimilasyona karşı uzun bir zamandan beri mücadele ettiği bilinmektedir. Yaşanan bütün zorluklara ve insan hakları ihlallerine rağmen Bulgaristan Türkleri; öz kültürünü yaşatıp gelecek nesillere aktarmada aile, din, dil, edebiyat, folklor, mimari vb. kültürel kurumlar ve sivil toplum teşkilatları aracılığıyla ciddi bir çaba göstermektedirler. Bulgaristan’da çocuklara yönelik edebiyat; dergi, gazete, kitap vb. aracılığıyla gelişmektedir. Araştırmada; Atıf Akgün tarafından hazırlanan Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatı (Dönemler-Temsilciler-Türler) adlı kitabın “Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatından Örnek Metinler” bölümünde yer alan çocuk şiirleri, “dezavantajlı çocuklar”ın eğitimine etki eden dört önemli faktör olan “aile, okul ve öğretmen, sosyal çevre, küreselleşme araçları ve sosyal medya” bakımından ayrıntılı olarak incelenmiştir. Araştırma, betimleyici yöntem ışığında doküman taraması tekniği ile yapılandırılmıştır. Araştırmanın sonunda, oluşturulan kahramanlar/tiplemeler ve edebî metinler aracılığıyla, Bulgaristan Türklerinin çocuğu yalnızca çeşitli sosyal ve çevresel tehditlere karşı korunması gereken pasif birey olarak değil, yaşadığı topluma değer katan, beslendiği kültürün devamlılığını sağlayan aktif birey olarak algıladığı tezine ulaşılmıştır.
KARAY EDEBİYATININ ÇOK YÖNLÜ ŞAİRİ: ZACHARIASZ IZAAK ABRAHAMOWICZ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 56 · Sayfa: 115-144 · DOI: 10.24155/tdk.2023.227
Özet
Tam Metin
Zachariasz Abrahamowicz, Karay edebiyatının altın çağını yaşadığı XX. asrın başlarındaki dönemde seküler şiirleriyle de öne çıkan bir şairdir. Makalede, onun hayatı ve bazı şiirleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. Dinî temaların çevresinde gelişen ilk dönem Karayca eserler, XX. asrın başlarından 1940’lı yıllara doğru farklı tema ve yapılarda gelişmiştir. Karay Avazı, Onarmach, Myśl Karaimska gibi Karayca yayınlanan dergilerin bunda emekleri büyüktür. Şahıs temelinde bakıldığında ise “Zachariasz Abrahamowicz”in bahsi geçen dönemdeki şiirleri Karay edebiyatında ve kültüründe kalıcı izler bırakmıştır.
1878 yılında dünyaya gelen Abrahamowicz, zorlu ve yoksul bir hayat sürmüş, henüz yirmi beş yaşında iken vefat etmiştir. Şiirlerini Karayca, Lehçe, Ukraynaca ve Rusça olarak kaleme alan şair, seküler olarak tanınsa da şiirlerinde Karay inancının gerekleri ve Tanrı sevgisi kendini hissettirmektedir. Lirik ve didaktik türdeki şiirleriyle dikkat çeken Abrahamowicz; farklı kimliklerin ruhundaki izleri ile köklerine olan bağlılığı, ana dile verdiği önemi, gelenek ve göreneğe göre yaşamın ilkelerini şiirlerine yansıtmıştır.
Polonya ve Ukrayna topraklarının verdiği tarihî altyapı ile millî köklerine olan bağlılığını birleştiren Abrahamowicz, dinî kimliğindeki unsurları geleneksel altyapısı ile harmanlayıp eserlerinde işlemiştir. En önemli şiirleri arasında, Karayların marşı hâline gelen “Karaj edim, Karaj barmen (Karay idim, Karay’ım)” ve Polonya marşı “Jeszcze Polska nie zginela (Polonya Henüz Ölmedi)”nin Karay Türkçesi varyantı “Hanuz Karajlar Eksilmed (Karaylar Daha Eksilmez)” gelmektedir.
Bu makalede Abrahamowicz’in “Hanuz Karaylar Eksilmed, Karay Edim Karay Barmen, Ullu Titinbe, Alğemi Tenrinin, Tsivre Tsivre, Tenrim Senin Ulanların, Tenrim Ki Biznin Atalarımıznı, Ulusum Yisrael, Taḫanun Ullu Kinge, Tuvğan Ana, Ey Neşer Neşer, Ne Fayda ve Tigendi Yaz” adlı şiirleri “Millî Altyapı, Dinî Altyapı ve Sosyal Altyapı” olmak üzere üç tematik başlık altında incelenmiştir.
TATAR TİYATROSUNUN YILDIZI: KERİM TİNÇURİN
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 56 · Sayfa: 145-158 · DOI: 10.24155/tdk.2023.228
Özet
Tam Metin
Tatar tiyatrosunun tanınmış yazarı, ünlü oyuncusu ve başarılı rejisörü olan Kerim Tinçurin; 1887 yılında Akkul (Tarakan) ismindeki bir Tatar köyünde dünyaya gelir. Edebiyat ve sanata eğilimi medrese yıllarında başlayan ve edebiyatın hemen her alanına ilgi duyarak çeşitli alanlarda eserler veren Kerim Tinçurin, eserlerinde Tatar halkının yaşayışını bütün şeffaflığı ile yansıtmaya çalışır. Bu çerçevede Kerim Tinçurin’in eserlerinden dönemin siyasal olayları ve bu olayların halkın yaşamı üzerindeki etkisi ile Tatar halkının ekonomik durumu ve sosyal yaşamı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Kerim Tinçurin’in Repressiya kurbanlarından biri olmasına karşın Stalin yönetiminin sona ermesiyle itibarını tekrardan kazanarak günümüzde hâlâ saygın bir şekilde anılması, kuşkusuz ki eserlerinin halktan ve halkın yaşayışından kopuk olmamasından kaynaklanır. Eserlerindeki karakterleri halkın içinden seçen Kerim Tinçurin; popüler olmak için çabalamayan, halkın önünde yapmacık bir imaja bürünmeyen bir yazardır.
Verdiği eserler ile halkı aydınlatma gayesi güden Kerim Tinçurin, Repressiya kurbanlarından biri olup 17 Eylül 1937 tarihinde burjuva milliyetçiler kurumunun üyesi olmak, Sovyetler Birliği’nin düşmanı olan Ayaz İshaki ile bağlantı kurmak, Japonya adına casusluk yapmak gibi iddialar ile tutuklanır. 14 Aralık 1938 tarihinde ölüm cezasına çarptırılan Kerim Tinçurin’in elli bir yıllık ömrü 15 Aralık gecesi bir saat elli dakikada son bulur.
Bu çalışmada, bütün ömrünü ve sanatsal yeteneğini Tatar tiyatrosunu geliştirmeye adayan Kerim Tinçurin’in hayatı ve tiyatro eserleri hakkında bilgi verilecektir.