788 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı Devleti 27
- Ottoman Empire 26
- Osmanlı 24
- Dokuma 23
- Weaving 23
JOHN LEWIS BURCKHARDT, Arabistan Seyahatleri (Temmuz 1814-Haziran 1815), Büyüyenay, İstanbul 2019, 502 s. ISBN 978-605-2071-94-6.
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 303 · Sayfa: 695-704DİLEK MAKTAL CANKO, Bizans Sanatında Kadın, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2019, 224 s. + 63 levha ISBN: 978-605-7800-45-9.
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 303 · Sayfa: 691-694TUBA YILDIZ, Geleneğin Hukuku Osmanlı’nın Adaleti Dürzîler ve Mârûnîler
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 304 · Sayfa: 1105-1108TUBA YILDIZ, Geleneğin Hukuku Osmanlı’nın Adaleti Dürzîler ve Mârûnîler, Vadi Yayınları, İstanbul 2020, 334 s. ISBN: 978-605-9114-13-4.
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 304 · Sayfa: 1105-1121ZEYNEP BOSTAN, Osmanlı Hariciyesinin Modern Temelleri: II. Abdülhamid Döneminde Diplomasi
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 304 · Sayfa: 1109-1110İZZET BAHAR, İkinci Dünya Savaşında Türkiye ve “Yahudi Meselesi”
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 304 · Sayfa: 1111-1121Kahramanmaraş Kentinde Tarihsel Konutlar ve Turizm
Erdem · 2021, Sayı 81 · Sayfa: 63-92 · DOI: 10.32704/erdem.2021.81.063
Özet
Tam Metin
Belirli bir topluluğa ait olan ve o toplumun değer yargılarını taşıyan maddi ve manevi ögeler kültürü oluşturmaktadır. Bu kültür ögeleri önceki nesillerden günümüz nesline somut ve soyut miras olarak aktarılır. Somut kültürel mirasın en önemlilerinden birisi de tarihi yapılardır. Günümüzde kültürel mirasın önemsenip, korunması ve tanıtılması konusu büyük önem taşımaktadır. Çünkü kültürel değerlere gerekli özen gösterilmediğinde yerel halkın sahip olduğu tüm ögeler de değersiz bir hale gelecektir. Ayrıca kültürel ögeler bölgesel olduğu kadar ülke ve dünya bazında da sosyo-ekonomik anlamda çok büyük potansiyele sahiptir. Kültürel miras değerleri ile şehirler kendi özgün kimliklerini koruyabilmekte, gençler geçmişten günümüze bir bağ kurabilmekte ve sahiplenme duygusunu yaşayabilmektedir. Bu nedenle bir yörenin kültürel miras değerlerinin zenginliği o yörenin hem ekonomik hem sosyal yapısını değiştirecek hem de bu bağlamda turizmi geliştirecektir. Kahramanmaraş gibi kadim bir şehrin bu mirası iyi değerlendirmesi kaçınılmaz olmalıdır.
Kahramanmaraş’ta şehrin geleneksel mimarisini oluşturan ve günümüze kadar ulaşan tarihi konutların önemli bir bölümü özellikle Osmanlı’nın son döneminde, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapılmaya başlanmıştır. Bu konutlar yarı kâgir- yarı ahşap ve karma sistem olarak inşa edilmiştir. Şehirdeki tarihi konutlar eski yerleşmeler olan Onikişubat ilçesi Mağralı ve Yörükselim mahalleleri ile Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Kayabaşı, Kurtuluş, Ekmekçi, Gazipaşa, Divanlı, İsa Divanlı, Turan ve Fevzi Paşa mahallelerinde yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma üç bölgenin kavşak noktasında gerek tarihi gerekse coğrafi anlamda birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi kent dokusu içindeki Kahramanmaraş’ta yürütülmüştür. Kentte yer alan tarihi konutların geçmişi ve mimari yapısı ile turizme sunulması ve çekici bir öge olarak kullanılması kentin turizm cazibesini arttıracaktır. Dolayısıyla çalışma kentteki tarihi konutların kültür turizmi anlamında günümüzdeki mevcut durumlarını ortaya koymak ve tarihi konutların kültürel miras turizmi açısından yerel halkın algı ve tutumları çerçevesinde değerlendirilmesi üzerine bir bakış açısı oluşturmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen bir anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bölgedeki kültürel değerlere bağlı olarak Kahramanmaraş’ta yer alan belli başlı konutların belirgin özellikleri incelenmiştir. Yerel halkla birebir mülakatlar yapılmıştır.
Çalışmaya katılan yerel halk tarihi konutların turizm amaçlı tanıtılmasının gerekliliği konusunda olumlu görüşe sahiptir. Konutların restorasyon yapılarak kullanılması, özellikle de konut şeklinde değil otel, kafe ya da müze tarzında kullanılması gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla hem kültürel değerlerin korunması hem de bu değerlerden ekonomik girdi sağlanması konusuna önem verilmektedir. Kahramanmaraş’ın çok eski bir yerleşim olması vasfıyla birçok tarihi konutun bulunduğu ve yerel halkın tarihi konutların turizm amaçlı kullanılabilmesi konusunda oldukça duyarlı oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Kentte tarihi konutlar örnekleminden diğer kültürel ögelerin korunup turizme kazandırılması konusunda önerilerde bulunulmuştur.
Reşat Nuri Güntekin’in Romanlarında Ritüeli “Sapere Aude!” Aforizmasıyla Okumak
Erdem · 2021, Sayı 81 · Sayfa: 1-22 · DOI: 10.32704/erdem.2021.81.001
Özet
Tam Metin
Aydınlanma; bilim ve düşünceye karşı olan Orta Çağ’ın negatif, yıkıcı, batıl inanç içeren irrasyonel yapısını rasyonelliğe dönüştürmeye çalışan bir yönelimdir. Edebiyat, felsefe, sanat ve bilimsel faaliyetler vasıtasıyla yayılan aydınlanma; insan aklının başkasının rehberliğinden kurtarılması ve insanın kendi yargılama yetisini kullanması şeklinde anlaşılır. Akılla açıklanamayan her türlü etkinlik de pozitivist anlayışa aykırı olarak değerlendirilir ve bu nedenle ritüele uzun süre mesafeli yaklaşılır. Oysa toplumun belleğinde, kültüre dayalı duygularla açıklanamayan türlü imgeler kayıtlıdır. Bu imgeler, toplumun gereksinimlerine verilen yanıtlarla görünür hâle gelir. Bireysel ve toplumsal bir varlık olan insan, din ve din dışı olmak üzere her türlü kutsal karşısında bir davranış geliştirmeye ihtiyaç duyar. Simgesel katılım ile icra edilen bu davranış biçimi, toplumun kutsal olarak tanımladığı ritlerdir. Kollektif bilincin bir tezahürü olan ritler; insana aidiyet duygusu yaşatan, insanın kutsal olanla ilişkilerini tayin eden ve belirli bir disiplin içinde gerçekleştirilen eylemlerdir. Aydınlanma öncesi dönemde doğanın ve her şeyin üstünde düşünülen kutsal, pozitivist düşünceye paralel biçimde zamanla genel olarak doğada ve özel olarak varlığın doğasında katışık hâlde tasavvur edilir. İnsanın ve toplumun zaman içinde geçirdiği düşünsel evrim, “kutsal” algısında da değişim meydana getirir. Değişen “kutsal” algısı, ritlerin yeniden tanımlanmasını zarurî kılar. İnsanın metafiziği anlama ve kavramadaki çaresizliği ile aşkınlığa teslimiyeti, ritlerin ortaya çıkış nedenlerindendir. Bu olgu, her dönemde insanın aşkın varlık ya da düşünce karşısında belirli davranış kalıpları geliştirmesi sonucunu doğurur. İnsanın kültürel ve düşünsel evrim aşamaları, şuurlu bir canlı olan insanın ritüelsiz kalamadığını, ritüelin işlevsel olarak görevini yerine getirmeye devam ettiğini ortaya koyar.
Türk edebiyatında batılılaşma ile birlikte modernleşmenin bir tezahürü olarak ortaya çıkan roman, bireyin/toplumun yeniden düzenlenmesine ve yapılandırılmasına yönelik önemli bir başlangıçtır. Reşat Nuri Güntekin, romanlarında aydınlanma düşüncesinin inşa edici programını roman kurgusuna yerleştirir. Yazar, kahramanlarını ergin olmayış durumundan kurtarma, aklın ve bilimin ışığında bir aydın tipi oluşturma gayesi güder. Aydınlanma fikrini Anadolu’nun her köşesine duyurmayı ve insanları eğitmeyi vazife edinmiş gezgin öğretmen idealiyle hareket eder. İstanbul’da gittikçe kuvvetlenen ve etkisini artıran zihnî değişim, taşraya yabancıdır. Anadolu’da ise halk, eskinin yerini dolduracak yeninin ne olduğunu tam olarak bilemediği için eski zihniyeti devam ettirir. Güntekin’in değiştirmek istediği; aklı, bilimi, düşünceyi, felsefeyi dışlayan bunların yerine bağnazlığı ve cehaleti yaşatan zihniyettir. Ancak zihniyet değiştirme amacı güdülürken toplumun kendine has kültünün göz ardı edilmemesi gerektiği ya da bunun bir zorunluluk olduğu gerçeğine Güntekin’in romanlarında rastlanır. Türk halk kültürünü romanlarında kullanan Güntekin, insanı; toplumun bir ögesi olarak işler ve yaşamın vazgeçilmez bir aracı olan ritüelle iç içe gösterir.
Bir Kent İmgesi Olarak Bafra Nokulu
Erdem · 2021, Sayı 81 · Sayfa: 93-120 · DOI: 10.32704/erdem.2021.81.093
Özet
Tam Metin
Toplumsal bellek ürünü olan imgeler, doğal veya işlenmiş olarak bir milletin özgünlüğünü yansıtırlar. Küreselleşen dünyada daha çok anlam kazanan imgeler, günümüzde kültürel mirasın geleceğe taşınması yanında kendisinden farklı alanlarda istifade etmeyi zorunlu kılmıştır. Dünyadaki tek tipleşme, yöresel ve özgün ürünlere olan ilgiyi ve farkındalığı artırmış; bu yolla toplumsal refah, istihdam, ekonomik fayda gibi amaçlarla kültüre dayalı üretim faaliyetleri önem kazanmıştır. Yerel ve bölgesel şekilde başlayan uygulamalar öncelikle ait olduğu bölgenin imgeleri olarak değer kazanmış, bunlar bazen ülkelerin mirasları olarak UNESCO tarafından dünya kültür mirasına dâhil edilmiştir.
Samsun ilinin en büyük ilçelerinden biri olan Bafra, verimli toprakları, zengin tarımsal faaliyetleri ve canlı ticaret hayatıyla öne çıkmaktadır. Samsun’a çok yakın konumda bulunan, modern bir kent havasının hakim olduğu ilçede geçmişten günümüze zengin bir toplumsal belleğin hâkim olduğu görülür. Pidesi, nokulu, kaymaklı lokumu, dondurması, şenlikleri ve festivalleri, tarihî ve mimarî eserleri ile zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Her biri Bafra’nın imgesi olabilecek bu ürünlerin hak ettiği değeri bulamadığı görülür.
Çalışmamızda mutfak kültürünün bir unsuru olarak yörede “şerbetsiz tatlı” olarak adlandırılan Bafra nokulu mevzu edilmiştir. Kelimenin kökeni araştırıldıktan sonra yörede geleneksel nokulu tespit edip bunu yaygınlaştıran kişilerin bilgileri doğrultusunda tarif verilmiştir. Geleneksel üründe hamurun ince açılması, margarin kullanılmaması, iç malzeme olarak ceviz ve üzüm kullanılması ve yerken ağızda dağılması gibi temel nitelikler nokulun öne çıkan özellikleridir. Nokulun Bafra kent merkezi ve köylerde eskiden beri bilindiği, yaklaşık yüz elli yıllık bir geçmişi olabileceği öngörülmüştür. Eskiden bayramların vazgeçilmez ürünü iken günümüzde buna ilave olarak misafir ağırlama, belirli günlerde ikram ve hediyeleşme geleneğinin bir parçası olarak Bafra’nın sosyo-kültürel hayatında önemli bir yer kazanmıştır. Yakın zamanda kaymaklı lokum ve nokul üretim tesislerinin açılması ve bu alanda kadın istihdamı ile kültür ekonomisinde kendine yer bulmuştur. Çeşitli kurumların çalışmaları ve bireysel çabalarla nokul, Bafra kent imgesi olma yolunda ilerlemektedir. Yerelde Bafra imgesi olmak, aynı zamanda Samsun imgesi olma anlamı taşır. Bu anlamda ilin çeşitli çabaları da mevcuttur.
Nokulun yaşatılması ve yöresel bağlamda yaygınlaşmasında yapılan çalışmalar etkili olmuşsa da ulusallaşma ve markalaşma sürecinde çeşitli projelere ve atılımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda ilçe içerisinde ve yörede gerçekleştirilen bazı etkinliklerde ve festivallerde nokulun tanıtımı yapılmalı, daha sonra ülke çapında yapılacak çalışmalarla bu yöresel ürüne bir kimlik ve aidiyet kazandırılmalıdır. Nokul gibi ortak bellek ürünlerinin kültür endüstrisi alanına taşınması, yöreselin tanınması ve küreselleşen dünyada özgünlükleri geleceğe taşıma bağlamında büyük bir işlevi yerine getirecektir