742 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 5 yıl
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Eski Manyas’ta Erken Osmanlı Dönemine Ait Zaviyeli Cami ve Türbe

Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 175-198 · DOI: 10.32704/erdem.838773
Erken Osmanlı Çağı’nda önemli rol oynayan Balıkesir, bünyesinde bu döneme ait kültürel varlıkları barındırmaktadır. Makalemizde, öncelikle Eski Manyas’ın tarihsel süreç içerisinde geçirdiği dönemler üzerinde durulmuştur. Bölgenin tarih boyunca farklı isimlerle anıldığı ve kesintisiz bir yerleşim alanı olduğu bilinmektedir. Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı döneminde Manyas’ın etkin olarak kullanılan bir yer olduğu görülmektedir. Özelde Manyas’a, genelde ise Balıkesir’e baktığımız zaman bu dönemlere ait mimari yapıların zenginliği göze çarpmaktadır. Çalışmamızda, Balıkesir’in Manyas ilçesi eski Manyas harabelerinde bulunan Erken Osmanlı dönemi özellikleri yansıtan Zaviyeli Cami ve Türbe incelenmiştir. Özgün hâlleriyle günümüze kadar ulaşmış bu yapılar, zamana karşı koyarak ayakta kalmaya çalışmaktadır. Araştırma kapsamında yapılar yerinde görülerek, ölçüleri alınarak çizimleri yapılmış ve fotoğraflar eşliğinde ayrıntılı bir şekilde tanıtılmış, dönem içerisindeki benzer örnekleriyle karşılaştırmalar yapılmıştır. Caminin zaviyeli yapılar grubunda olması ve ilk inşa döneminden izleri bugüne kadar taşıması bakımından önemi vurgulanması gerekmektedir. Bu düşünceyle yürütülen bu çalışmada, zaviyeli caminin, mimari form ve özellikleri, kullanılan malzemeler ile plan açısından irdelenmesi yapılmıştır. Yapılan bu araştırma sonrasında caminin aynı plan türüne sahip camiler içerisinde farklı ve önemli özelliklere sahip olduğu anlaşılmıştır. Süsleme bakımından sade olan yapılarda herhangi bir bezemeye rastlanmamıştır. Türbenin de Erken Dönem Osmanlı mimari üslubuna uygun bir biçimde inşa edildiği anlaşılmıştır. Sonuç kısmında, yapıların dönem içerisindeki yerleri ve önemleri belirtilerek korunması ve onarımlarının yapılmasına yönelik önerilerimiz dile getirilmiştir.

TİFTİĞİN GELENEKSEL ÖYKÜSÜ VE YARATICI YENİ DENEMELER ÜZERİNE

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 4-21 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.145
Tam Metin
Dokumacılık, günümüzde yerini gelişmiş bir teknolojiye bırakmış olsa da köklü bir dokumacılık geçmişi olan Anadolu’da geleneksel dokuma örnekleri görülmektedir. Bu dokumalar içinde Siirt battaniyesi, bilinen geleneksel dokuma özelliklerine bağlı kalınarak yaşatılan örneklerden birisidir. Siirt battaniyesi olarak üretildiği yöre ve kullanım alanı ile adlandırılan dokumanın, çok eski tarihlerden beri Siirt ve çevresinde üretilmekte olduğu bilinmektedir. Battaniyenin üretiminde, Anadolu tiftiğinin kullanıldığı, geleneksel yöntemlerle üretilen bir kullanım nesnesi olduğu, göz önüne alındığında; Anadolu’da kültürel mirasın önemli örneklerinden birisi olduğu söylenebilir. Hammaddenin özelliği, dokuma tekniğinin ve desenlendirmenin özgünlüğü ile dokumanın günümüz tekstil tasarımcılarının; yeni, yaratıcı değerlendirmelerine ve sanatsal yorumlamalarına uygun olduğunu deneysel çalışmalarla gösterme gereği duyulmuştur. Bu çalışmada, bu nedenle öncelikle Siirt Battaniyesi dokumacılığının özgün yapısı irdelenerek, günümüzde sanatsal tekstillerde estetik eleman olarak kullanımının sınırları ve dokusal değerleri üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda yapılan deneysel atölyedeki dokuma örnekleriyle, bu geleneksel tekniğin; tekstil kültürüne, tekstil tasarımına ve tekstil sanatına katkısına dikkat çekilmek için kişisel yeni sanatsal denemeler ortaya koyulmuştur.

TÜRKİYE’DE GELENEKSEL EL DOKUMACILIĞI EĞİTİMİ

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 22-43 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.138
Tam Metin
Orta Asya Göçebe Oğuz topluluğundan Yörük ve Türkmen boyları, Anadolu’ya yerleşmek amacıyla gelmişlerdir. Anadolu’ya yerleşen Oğuz kültürü genellikle göçebe ve hayvancılıkla uğraşırlardı. Hayvansal ürünler, dokumacılığı oluşturan temel ürünlerdir. Bu nedenle göçebe toplumlarda dokumacılık halk sanatıdır. Göçebelerin yerel, ulusal ve evrensel değerlerde kültürel ve görsel kimliklerinin başyapıtları, geleneksel el dokumaları olmuştur. İletişim, ulaşım, resmi eğitim olanağı olmayan göçebeler, yerleşik toplumların tutuculuğuna kapılmadan daha yaratıcı, serbest, sağlıklı ve canlı bir sözel ve görsel kültür oluşturmuşlardır. Bu oluşumdaki geleneksel dokuma sanatının önemi küçümsenemez. Geleneksel el dokumacılığı, eskiden toplumda aile sanatıydı. Anadolu’da kırsal kesimde çeyiz için dokunan halı ve kilimlerin köyde sergilenmesi ile güzel sanatlar eğitimi almış kişilerin çalışmalarını bir galeride sergilenmesi arasında hiçbir fark yoktur. Yörük ve Türkmenlerin tabloları, dokudukları halı, kilim ve dokumalar olmuştur. Ancak yabancılar tarafından keşfedilinceye kadar, kırsal kesim dokumalarının sanatsal değeri fark edilmemiştir. Bu dönemde ülkemiz sanat alanlarında yöresel halk sanatlarından hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca geleneksel el dokumaları, kırsal bölgelerden ucuza alınıp yabancılara pahalıya satılan ticari mal olarak kabul edilmektedir. Geleneksel düzen döneminde yapılanların bir çoğu Türk ulusunun yerel, ulusal ve evrensel boyutlardaki geleneksel el dokumacılığı örnekleri olmuştur. Fakat aynı zamanda dokuyana özgü izler, aşiretine ait motifler ve renkleri taşımışlardır. Bu nedenle Türklerin sanatsal övünç kaynağı olmuşlardır. Ülkemizdeki geleneksel el dokumacılığı eğitiminin sanatsal gelişimi sağlamak için üniversitelerde önlisans-lisans-lisansüstü programlar açılmıştır. Bu programlarda, genç kuşaklara ülkemizdeki müze ve koleksiyonların eksikliğini giderecek geleneksel el dokumacılığı hakkında teorik ve uygulamalı eğitim verilmektedir. Bu makalede, geçmişte aile sanatı olan geleneksel el dokumacılığının günümüzde akademik düzeyde eğitiminin verilmesi arasında geçişleri ve yapılması gerekenler sorgulanacaktır. Geleneksel el dokumacılığının nasıl sürdürülmesi hakkında bilgiler verilecektir.

ARTVİN ŞAVŞAT “CAMİ TASVİRLİ” DUVAR KİLİMLERİ

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 102-119 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.142
Tam Metin
Bu çalışma; Artvin / Şavşat ilçesinde dokunmuş camii tasvirli üç adet duvar kiliminin hammadde, teknik, tasarım ve kullanım özelliği açısından incelenmesini ele almaktadır. Anadolu düz dokumaları içindeki Karadeniz yöresinde dokunan kilimlerinin önemli bir yeri vardır. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Artvin ilini de kapsayan bir alanda genellikle kilim teknikli dokumalar görülmektedir. Örnekleri arasında seccade, divan (sedir) kilimi, yolluk ve duvar kilimi olduğu bilinmektedir. Yörede rastlanan dokumalarda genellikle yün kullanılmakta ve doğal boyalar ve bitkilerle sentetik boyaların karışımından elde edilen boyalarla renklendirilmektedir. Kilim tekniğiyle dokunan bu örneklerde saç bağı, hayat ağacı, eli belinde, kurtağzı / kurt izi gibi geleneksel motifler yer almaktadır. Bölgenin dağlık oluşu ve yaşam koşulları düz dokumaların hem ev içinde hem de ev dışında ve taşıma gibi amaçlar ile de kullanılmasına olanak sağlamıştır. Yöreye özgü bu kilimlerin belgelenmesi ve geleceğe aktarılması geleneksel hafızanın korunması açısından önemli olacaktır. Yörede düz dokumalar kapsamında dokunmuş kilimler yer sergisi, divan kilimi, seccadeler ve duvar kilimlerinden (kedel) oluşmaktadır. Duvar kilimlerinin yörede “kedel” olarak isimlendirildiği bilinmekte, bu yönü ile etnik bir özellik oluşturmaktadır. Kilimlerin ebat ve tasarım özellikleri diğer dokumalardan farklılık göstermektedir. Ulaşılan üç örnek kompozisyon özelliği olarak camii tasvirlidir. Örneklerden birincisi Şavşat Yeniköy Mahallesi Hükümet Caddesi’nde bir butik otelde, ikinci örnek, Şavşat Yavuz köy camiinde, üçüncü örnek ise Şavşat Fatihler mahallesinde özel bir koleksiyonda saptanmıştır. Anadolu da camii tasvirli halı ve kilimler bulunmakta olup, Şavşat ve çevresine ait bir belgeleme çalışması yapılmamıştır. Çalışmada söz konusu kilimler hammadde, teknik desen ve kompozisyonları ile ebatları açısından ele alınmış, gözlem formları doğrultusunda elde edilen veriler tasarım açısından da değerlendirilerek sonuca ulaşılmıştır.

CUMHURİYET TÜRKİYE’Sİ HALICILIĞI- I: 1923-1980 YILLARI ARASI

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 44-61 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.139
Tam Metin
Anadolu halıcılığı, araştırmalar ışığında yaklaşık bin yılı aşkın bir süreden beri yapılan geleneksel bir tekstil üretimi olarak varlığını günümüze kadar sürdürmüştür. Halıcılığın Anadolu’daki bu serüveni üzerine birçok araştırma ve yayın bulunmaktadır. Bu araştırmalardan halı üretiminin siyasi, ekonomik, ticari, teknik ve sanatsal gelişmeler gibi birçok nedenden etkilenerek dönemsel ve yerel olarak değişimler geçirdiği görülmektedir. 18. yüzyılda Avrupa’da sanayi devrimi ile başlayan ekonomik gelişmeler sonrası Osmanlının son zamanlarında Anadolu halıcılığında yaşananlar Cumhuriyet Türkiye’si halıcılığının temellerini oluşturmuş; Cumhuriyet ile birlikte alının kararlar ise halıcılığın bu günkü halini almasındaki yol haritasını belirlemiştir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisinde Dünyada ortaya çıkan birtakım savaşlar, krizler, ticari ve teknik gelişmeler ile Türkiye’nin kendi ekonomik gelişmeleri halı üretiminde yerel ve genel anlamda düşmeye, yükselmeye, iyi veya kötü yönde değişime ve dönüşüme neden olmuştur. Çalışmada Cumhuriyet Türkiye’si halıcılığının 1923 ile 1980 yılları arasındaki gelişimi ele alınmaktadır. Bu kapsamda kaynak araştırması ile derlenen Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan ekonomik ve siyasi durumlara bağlı olarak devletin aldığı kararlar, küresel halı ticaretine bağlı gelişmeler, yurt çapında ve yerel üretimlerde görülen gelişmeler ile el halısı üretiminden makine halısı üretimine geçiş süreci çalışmanın ana perspektifini oluşturmaktadır.

BİR OSMANLI SARAY HALISININ KOMPOZİSYON BAKIMINDAN TEZHİP SANATI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 62-79 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.140
Tam Metin
Halı sanatı; motif ve kompozisyon açısından incelemeye değer örnekleri ile Geleneksel Türk Sanatlarının önemli bir temsilcisidir. Türk halılarının klasik gelişim süreci içerisinde 16. yüzyılda teknik ve desen bakımından dikkati çeken bir grubu Osmanlı saray halılarıdır. Bu örnekler dönemin genel sanat anlayışını yansıtması nedeni ile önem arz etmektedir. Saray halılarının farklı örnekleri çeşitli müzeler ve özel koleksiyonlarda korunarak günümüze ulaşmıştır. Klasik devir Osmanlı sanatının belirgin özelliklerini bünyesinde barındıran “Osmanlı Saray Halıları”, motif ve kompozisyon düzenlemesi bakımından tezhip sanatı ile de benzerlikler göstermektedir. Bu çalışmada bir halı örneği içerdiği motif kompozisyonu açısından değerlendirilmiştir. İncelenen saray halısı örneği bugün Victoria and Albert Museum (Victorian ve Albert Müzesi)’da bulunan halıdır. 491-1899 envanter numarası ile müzeye kayıtlı olan halı, 16. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Halının görselleri kaynak alınarak, içerdiği motif kompozisyonun ayrıntılı çizimleri yapılmıştır. Bu çalışmada Osmanlı saray halısının desen şeması tezhip sanatındaki işlem basamakları ve kurallar çerçevesinde analiz edilmiştir. Böylece; bilindiği üzere saray halılarında görülen motif karakterinin tezhip sanatı ile olan ortak yönlerine vurgu yapılması hedeflenmiştir. İncelenen halının motif yerleştirme şablonu, desen şeması ve kompozisyon düzeni, çizimleri yapılarak sunulmuştur. İncelenen halının desen kompozisyonu ve üzerinde bulunan motifler tezyinattaki kurallar çerçevesinde değerlendirilmiştir.

KAYSERİ BÜNYAN’DA TESPİT EDİLEN HALI DOKUMA İLE İLGİLİ RİTÜELLER VE SÖZLÜ KÜLTÜR

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 80-101 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.141
Tam Metin
Türk el dokumaları, içerisinde birçok uygulama ve ritüeli de barındıran önemli bir kültür değeridir. Türk kültüründe dokuma yaygı ve kullanım eşyası olmanın ötesinde binlerce yıllık birikimi günümüze kadar taşıması açısından da önemlidir. Geçen yüzyılın sonuna kadar halı dokumanın günlük yaşantının bir parçası olduğu Kayseri Bünyan’da halı dokumanın başlangıcından bitimine kadar yapılan bazı uygulamalar, dokuma yapan kadınlar arasında günümüze kadar yaşatılmıştır. Bu ritüeller rastgele davranışlar değil, bir amaca yönelik uygulamalardır. Ritüeller beraberinde sözlü kültürü de taşır. Türk kültürünün özelliklerini taşıyan bu ritüellerin uygulanması sırasında dillendirilen dua ve dilek içerikli cümleler, mâni ve türkü gibi sözlü kültür ürünleri de dikkate değerdir. Alan araştırmasına dayanan çalışmada Bünyan’daki halı dokuma kültürü içerisinde yer alan ve günümüze kadar ulaşabilmiş ve tespit edilebilmiş ritüeller, uygulamalar ve sözlü kültür ürünleri anlatılacaktır. Çalışma nitel araştırma yönteminden ‘doğal araştırma’ ve yüz yüze görüşme şeklinde planlanmış olmasına rağmen tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisi nedeniyle görüşmeler telefonla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin doğruluğu için aynı konuda 10 farklı kişi ile görüşülmüştür. Alan araştırması sırasında karşılaşılan sorunlar ve verilerin doğruluğu farklı kişilere sorularak aşılmıştır. Araştırma bu yönü ile de farklı olmuştur.

ATKIDAN “ÇEKMELİ” (HALKALI / İLMEKLİ / KESİKSİZ HAVLI) DOKUMALARIN DÜNYA MÜZELERİNDE TARİHSEL ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 140-170 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.144
Tam Metin
Tarihsel gelişim sürecine bakıldığında; dokumacılığın; en eski üretim yöntemlerinden ve el sanatı dallarından biri olduğu görülmektedir. Dokumacılık toplumların kültürel gelişiminin göstergesi ve yaratıcı düşüncenin malzeme ile biçimlenmesi, bir başka deyişle: insanın kendini ifade etme aracı olmuştur. Dokumacılığın, insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda geliştiği; işlevselliğin, desen ve teknik arayışlar doğrultusunda değiştiği, çeşitlendiği ve sanatsal üretime dönüştüğü izlenmektedir Mısır’da dokunmuş tarihsel örneklerde, 2. atkı ipliğinin (ilave atkı/ desen atkısı/ takviye atkı) yüzeye çekilerek halkalarla desenli kumaş yüzeyi oluşturulan bir dokuma tekniği kullanılmıştır. Bu dokumaların yüzeyinde halka/ilmek/kesilmemiş hav, iplik kıvrımı görüntüsü oluşturan, desen atkısı ile (çekmeli/ halkalı/ ilmekli/ kesiksiz hav tekniği ile yapılmış) dokuma kumaşlarda hem renk hem desen çeşitliliği yaratılabildiği görülmektedir. Bu tekniğin Anadolu’da çoğunlukla kullanılan adlarından biri “Çekmeli” sözcüğüdür. Sözcüğün yapılan eylemi, Türkçe anlatımla doğru ifade eden bir sözcük olmasından dolayı, bu yazı kapsamında kullanılması uygun görülmektedir. Amaç; başka dillerdeki tanımların yanında, Türkçe olarak “Çekmeli” sözcüğünün, tekstil alanına kazandırılmasını sağlamaktır. Bu çalışmada Dünya Müzeleri’nde bulunan Mısır’da dokunmuş, (atkı ipliğinin yüzeye çekilerek halka/ ilmek görüntüsü oluşturulduğu ve bu halkaların/ilmeklerin yüzeyde desenler yaratmada estetik bir öge olarak değerlendirildiği), desenli tek katlı tarihsel dokuma örneklerinden benzer desenleri olanlar seçilmiş ve incelenmiştir. Örneklerin çekme tekniğine bağlı olan desenleri temel alınarak, dokuma yapıları açısından değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu yazının yazarları, Özellikle Anadolu’da “çekmeli dokumalar” konusundaki kapsamlı bir araştırmayı temel almaktadır.