5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Teşkİlât-ı Mahsûsa
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Teşkilat-ı Mahsusa (Umur-ı Şarkıyye Dairesi)

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 286 · Sayfa: 1139-1144 · DOI: 10.37879/belleten.2015.1139
Ahmet Tetik meslekten tarihçi olmayıp Türk dili ve edebiyatı uzmanıdır. Lisans eğitimini Atatürk Üniversitesinde görmüş; doktorasını Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünde yapmıştır. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığında (ATASE) arşiv şube müdürlüğünde bulunmuştur. Adıgeçenin, Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve Kurtuluş Savaşı (1919-1922) dönemleri hakkında yayına hazırladığı ATASE arşiv derleme kitap ve makaleleri mevcuttur. XII + 500 sayfa uzunluğundaki çalışma; sunuş, kuruluş ve kapatılış, İspanya-Fas 1914- 1916, Trablusgarp 1914-1916, Rusya 1914-1916, İran 1914-1916, Kafkas Cephesi 1914-1916, Ek Bilgiler (1. Fuat Balkan'ın Balkan Harbindeki Faaliyetlerine Dair Raporu, 2. Rusya'da Sakin Müslüman Türk Tatarların Haklarını Müdafaa Cemiyetinin 14 Kasım 1915 Tarihli Bildirisi, 3. İran Özel Komisyonu Raporu, 4. Harb-i Umumide Mücahiddin-i Mevleviye Alayı, 5. Ömer Naci Bey), Notlar ve Dizin bölümlerinden meydana gelmektedir. Birbirinden ilginç fotoğrafların yer aldığı eserde bibliyografya bulunmamaktadır. Ekler Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı alanlarında birçok araştırmacı için değerli mehazdır. Ele alınan konuların coğrafi kapsamı ve stratejik özellikleri göz önüne alındığında, kitapta tek bir harita, savaş planı veya cephe krokisinin bulunmayışı hayret-i muciptir. Ciddi bir eksiklik teşkil ettiği düşünülen bu konuda ATASE Haritalar-Albümler koleksiyonundan yararlanılabilecek olunması aşikardır.

Teşkilat-ı Mahsusa ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarındaki Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2013, Cilt XXIX, Sayı 85 · Sayfa: 101-130
Tam Metin
Kuruluş tarihi tam olarak saptanamayan Teşkilat-ı Mahsusa geleneksel Osmanlıcılık fikrine bağlı gibi görünse de, teşkilat Panislamizm ve Pantürkizm fikrine dayanmıştır. İttihat Terakki'nin yönetimi ele almasından sonra örgütün ilk teşkili 17 Kasım 1913 tarihine rastlamaktadır. Bu örgüt Sadrazama bağlı olarak çalışmıştır. Bu bağlantı, idari bağlantıdan ileri gitmemiş ve örgüt çalışmalarında bütünüyle bağımsız hareket etmiştir. Örgüt başkanı sadece Sadrazam ve Harbiye Nazırına bilgi vermiştir. Bu teşkilat; Ağustos 1914 yılında yeniden örgütlendiğinde, Rusya, Fransa, İngiltere'ye karşı çalışmalar yürütmüştür. Bu üç devletin kontrolündeki bölgelerde çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Casusluk ve karşı casusluk için hücreler ve gizli gruplar kurmuştur. Askeri operasyonlar için düzensiz kuvvetleri silah altına almak, eğitmek ve idare etmek üzere çete savaşı uzman kadrolar oluşturulmuştur. Bazı bölgelerde Osmanlı topraklarını koruyan tek ittihatçı güç olmuştur.

Teşkilât-ı Mahsusa Kuzey Afrika’da (1914-1918)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 421-440
İttihat ve Terakki Partisi'nin iktidara gelmesiyle Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönem başlamıştı. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nin gündemi çok hızlı bir şekilde değişmektedir. İtalyanların Trablusgarp'a saldırmalarıyla bir kısım Osmanlı askeri bölgeye koşmuştur. Burada mahdut imkanlarla İtalyanlara karşı fevkalade başarılı muharebeler yapılmıştır. İtalyanlar adeta kıyıya çivilenmiş ve büyük zayiat vermişlerdir. İtalyanların im¬dadına 1912 yılında çıkan Balkan Savaşları yetişmiştir. Türk subayları bölgeden mecburen ayrılarak vatanlarının haksız yere işgale uğrayan bir başka bölgesine gitmişlerdir. Burada kalan çok az sayıdaki Türk subay ve erleriyle birlikte yerli halk Trablusgarp'ı savunmaya devam etmişlerdir. Osmanlı Devleti bir çok bölgede uğradığı saldırıları önlemek için bilgi toplayacak ve gerilla taktiği uygulayacak bir teşkilat kuracaktı. Mahiyeti hak¬kında çok şey yazılıp, söylenen bu teşkilatın adı Teşkilat-ı Mahsusa'dır. İttihatçıların iktidara gelmesiyle birlikte varlığına son verilen II. Abdülhamid'in Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nın yerini bu teşkilat doldurmaya çalışacaktır. Enver Paşa ve arkadaşlarının gayretiyle kısa zamanda geniş bir alanda teşkilatlanma sağlanacaktır, İstihbarat teşkilatı hüviyeti olmakla beraber bu kuruluşun görev alanının çok geniş olduğu, belgelerden ve hatıralardan elde edilen bilgilerden anlaşılmaktadır. Teşekkül ettirilen bir kısım müfrezelerin faaliyetleri göz önüne alındığında teşkilat, aynı zamanda gerilla taktiği uygulayan özel askeri birlik görünümü de vermektedir. Zaten teşkilatın elemanlarının büyük bir kısmı da subay ve astsubaylardan meydana gelmektedir. Çok iyi düşüncelerle , vatan sevgisiyle kurulduğunda şüphe olmayan teşkilatın, amaçlarına ulaşmak için uyguladığı strateji ise çoğu zaman gerçekçi olmaktan uzak ve hayalcidir. Zaten I. Dünya Savaşı bittiğinde de Enver Paşa, arkadaşları ve teşkilat bu acı gerçekle yüz yüze gelmişlerdir. Kafkaslardan Trablusgarp'a, Yemen'den Arabistan'dan, Trakya'ya; İran'dan Hindistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yılmadan bıkmadan koşturan teşkilat elemanları harbin sonunda maalesef hüsrana uğramışlardır. İncelememize konu olan Teşkilatın Kuzey Afrika'daki faaliyetleri de, bu kötü akıbetten kurtulamamıştır. OsmanlIların Kuzey Afrika'da kalan son topraklarını kurtarmak amacıyla girişilen bu faaliyet, yapılan bir takım taktik ve stratejik hatalar yüzünden başarıya ulaşamamıştır. Yetersiz imkanlarla yürütülmeye çalışılan bu harekat çok geniş bir coğrafyaya yayılması nedeniyle olağan üstü gayret sarfına sebep olmuştur. Ayrıca teşkilatın karşısında İtalyan, Fransız ve İngiliz güçleri bulunmaktadır. Devrinin en büyük askeri gücüne sahip bu devletlerin karşısında bir avuç vatansever, Çok çaba sarf etmişse de muvaffak olma şansları, Osmanlı Devleti'nin umumi durumu göz önüne alındığında zaten imkansızdı. Yapılan stratejik planlar Teşkilat-ı Mahsusa'dan gücünün üstünde bir iş istemekteydi. Alman Genelkurmayı'nın isteği doğrultusunda Mısır'da bulunan îngilizleri bu cephede oyalayarak Avrupa cephelerinde vurmak stra¬tejisi nazari olarak güzel bir plandı. Ancak başarılı olma şansı yoktu. Cemal Paşa kumandasındaki 4. Ordu'nun Kanal Harekatı'nı desteklemek ve İngiliz kuvvetlerini iki taraftan sıkıştırıp imha etmek gibi bir düşünce ile plan yapılmıştı. Nuri Paşa emrindeki Teşkilat-ı Mahsusa ve Sunusi bir¬likleri batıdan Mısır'a saldırarak Cemal Paşa'nın işlerini kolaylaştıracaktı. Ancak modern silah ve teçhizata sahip güçlü İngiliz birlikleri karşısında muvaffakiyet şansı hemen, hemen yok gibiydi. Nitekim ilk başlarda bazı başarılara rağmen sonuç üzücü idi. Bu harekat 4. Ordu'nun Kanal Harekatı'nın başarı ile sonuçlanmasını sağlayamamıştır. Ayrıca Trablusgarp'ın İtalyanlara karşı savunmasını da zayıflatarak akim bırakmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa ajanları başlarda bölge halkını vatan savunması için teşvik ve tahrik ederek başarı sağlamıştır. Ancak İngiüzlerin askeri gücü ve propagandaları, kabileleri hatta Sunusi liderlerini bile birbirine düşürmüştür. Bunun yanında yabancı ve yerli askeri uzmanlar ile araştırmacılar, în- gilizlerin bu hareket karşısında zor anlar yaşadıklarını da kabul etmektedirler. îngilizlerin sömürgelerinden Mısır'a getirerek Avrupa cep¬helerine göndermek istedikleri 35.000 civarındaki askeri burada tespit ederek oyalamışlardır, İngilizlere ekonomik olarak ta büyük bir darbe vurulmuştur. Çöl demiryollarına, çöl arabalarına ve daha birçok hesapta ol¬mayan işlere para harcamak mecburiyetinde kalmışlardır. Tabii ki bu sonuç geçici de olsa Türklerden çok Almanların İşine yaramıştır. Bu araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer sonuç ise şudur. Teşkılat-ı Mahsusa ( diğer adı İle Umur-u Şarkiye Dairesi ) genel merkezinin yetişmiş eleman sıkıntısı çektiği aşikardır. Bölge ile ilgili yaptığı planlardan buralar hakkında sağlıklı bilgiye sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Kabileler arası çekişmeleri ve dengeleri iyi hesap edemedikleri, dolayısıyla bölünmeye sebep oldukları birtakım şikayetlerden anlaşılmaktadır. Yeni kurulmuş, köklü geleneği olmayan, yetişmiş uzman personel azlığına rağmen, teşkilat elemanları üzerlerine düşeni büyük bir özveri ile çalışarak yerine getirmeye çalışmışlardır. Teşkilat-ı Mahsusa denemesi ve alınan sonuçların daha sonra cumhuriyet döneminde istihbarat teşkilatı kurma çalışmalarına katkı sağladığı şüphesizdir.

Kafkas Harekâtının Perde Arkası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 47 · Sayfa: 367-393
Bu makalede Sarıkamış faciası ile sonuçlanan Kafkas harekâtının belki de bugüne kadar yapılmış çalışmaları bir başka açıdan takviye edecek olan- farklı bir boyutuna değinilecektir: Jeopolitik, strateji ve uluslararası ilişkiler açısından çok önemli bir Teşkilât-ı Mahsûsa faaliyeti sergilenecektir

Türk Ordusundan Bir Vefa Örneği Ve Teşkilât-I Mahsûsa Belgeleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 645-648
Harbîye Nezareti Umur-ı Şarkiye Müdüriyeti (Teşkİlât-ı Mahsûsa) tarafından Pola'da (Adriyatik sahilinde) kurulan depoyu idare ve muhafaza etmek ve Afrika Gurupları Kumandanlığı'na gereken sevkiyatı sağlamakla görevliyken vefat eden Hacı Kâmil Bey'in geriye bıraktıklarının ölümünden yıllar sonra - bir vefa örneği olarak- ailesine iletilmesi için yapılan yazışmalar aynı zamanda Teşkilat-ı Mahsusa belgelerinin I. Dünya Savaşı sonrasında nasıl korunduğunu da ortaya koymakla ayrı bir önem kazanmaktadır.