4 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Tunisia 4
- Tunus 4
- France 2
- Fransa 2
- Kuzey Afrika 2
- North Africa 2
- Ottoman Empire 2
- Akdeniz 1
- British Empire 1
- Captivity 1
The Question of Tunisia’s Status Quo and the Firman of 1871
Belleten · 2023, Cilt 87, Sayı 309 · Sayfa: 559-593 · DOI: 10.37879/belleten.2023.559
Özet
Tam Metin
The status quo of Tunisia, that is, the nature of its relationship with the Ottoman centre emerged as a problem with the occupation of Algerian costs in 1830 and the centralisation of Tripoli in 1835. France frequently warned the Ottoman Empire not to subvert the status quo in Tunisia. Clarifying and internationally securing this formally undefined state of affairs had been the British policy in the region since the 1850s. Britain, especially with its consul, Richard Wood, endeavoured for a declaration of a firman stating that the Ottoman Empire recognised the inherited governorship of the Husaynid Dynasty and that the beys accepted the Sultan’s political suzerainty in Tunisia. This project, which was constantly delayed by the opposition of France, was realised in 1871. So the firman, which was expected to bring the region’s political position to wider international acceptance, was declared.
This study aims to examine the debates about Tunisia’s status quo based on British and Ottoman archival sources. So, the efforts of the Ottoman Empire to protect the province, as well as the approaches and plans of Britain and France towards Tunisia, were explored.
Floransalılara Esir Düşen Erdoğmuş Oğlu Hamza’ya Yazılan Türkçe Bir Mektup (1576)
Erdem · 2014, Sayı 66 · Sayfa: 5-18 · DOI: 10.32704/erdem.537396
Özet
Tam Metin
Esaret ve bununla ilgili anlatı, hatırat ve yazışmalar dünyanın birçok yerinde gerek edebî gerekse tarihî açıdan daima dikkat celbeden konular arasında olagelmiştir. Türk tarihi açısından ele alındığında, Osmanlı Devleti'yle birlikte Akdeniz Havzası'nda yaşanagelen yoğun Müslüman-Hıristiyan çekişmelerinin sonucunda ortaya çıkan esaret, beraberinde birçok kişisel anı ve hatıratı da ortaya çıkarmıştır. Bu makalede Floransa'da esir tutulan bir Osmanlı Türkü ile Tunus'ta bulunan kardeşi arasında cereyan eden bir yazışma üzerinde durulacaktır. Söz konusu mektup, en azından şimdilik, en erken tarihli Türkçe mektuplara bir örnek gibi görünmektedir. Bu mektup sadece Osmanlı toplumunun eğitim seviyesi bakımından değil, ayrıca o döneme ilişkin bazı tarihî konular bakımından da önemli bilgiler sunmaktadır.
Ortaçağ Mısırı'nda İş, İşçi ve İşveren Meseleleri
Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 251 · Sayfa: 155-166
Özet
İş ve işçi problemleri Ortaçağ İslam dünyasında büyük işler için bu günkünden pek de önemsiz değildi. Güçlü bir rekabet varken ve becerikli işçiler de az sayıda olunca, çalışanlar ücretlerini muntazam olarak almak isteyecekler ve hatta patronlarından rakiplerine göre daha fazla ücret talep edeceklerdir. Ortaçağda Mısır'da ketenin ekilmesi, işlenmesi ve ihraç edilmesi öncelikli bir ticaret alanıydı. Daha yakın zamanlarda pamukta olduğu gibi keten de Mısır ekonomisine hükmediyordu. Fatimîler döneminde (969-1171) keten, İfrîkıye (bugünkü Tunus) ve Sicilya'ya ihraç edilmekteydi. O zamanlar her iki ülke de Fatimîlerin hakimiyeti altında olup o devrin önde gelen dokuma üretim merkezleri idiler.
Bir "Zırvata"* Olayı Tunus'un İşgali
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 119-138
Özet
Tam Metin
Tunus Kuzey Afrika'nın Akdeniz kıyısında olan ülkelerden birisidir. Doğusunda Trablusgarp (Libya), Akdeniz; batısında Cezayir; kuzeyinde Akdeniz ile çevrilidir. Osmanlılar, Doğu ve Batı Akdeniz'i kontrol eden Malta-Sicilya-Tunus üçgeninin bir ucunu teşkil eden bu yerin Akdeniz hakimiyeti için önemini anladılar. Devlet hizmetine giren Barbaros Hayrettin Paşa ilk seferini Tunus'a yaptı ve 1534 yılı sonlarına doğru Tunus ve limana hakim Halkulvad (Goulette) Osmanlı ülkesine katıldı. Fakat ertesi yıl, 1335 yazında bu bölge İspanyollar tarafından geri alındı. 1569 yılına kadar İspanyollarla yapılan mücadeleler sonunda Halkulvad hariç Tunus tekrar ele geçirildi. Uzun süren Tunus'un fethi işini sonuçlandırmak üzere; 1574 yılında Yemen fatihi Koca Sinan Paşa ve Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa görevlendirildiler. Aynı yıl Tunus tamamen ele geçirildi. 1881 yılında Fransızlar tarafından işgal edilinceye kadar 307 sene Osmanlı Devleti hakimiyetinde kaldı.